- Kategori
- Aşk - Evlilik
Aşk ve acı
Sancılı bir günün arkasında sancılı bir akşamdı.. Sıcacık bir bakıştı beni birden rehavete sokan ve gevşeten. Oysa sıradan bir merhaba arkasından iyi akşamla bitmesi gereken, sıradan bir akşam olmalıydı.. olmadı ikimiz içinde. Olamadı işte.
Sen de ben de çok istedik cümleleri sıradan kurmak, bu selamlaşmayı sıradan bir arkadaşlıkla devam ettirmeyi. Sen soğumuş bir volkan edası ile ayları devirirken benim günlerimde her sabah, her akşam dayanılmaz volkanlar patlıyordu, gözlerime düşen gözlerinin hayaliyle.
Nedensiz, sebepsiz adını koyamadığım duygular beni ele geçiriyordu, Bu yıkıcı duygulara teslim olmak istemesemde esiri olduğumu anladığımda ise çok geçti artık. O soğuk bakışlarınla hayatımın merkezine nasılda oturmuştun. Nasılda uzaktan yavaş yavaş ele geçirmiştin yaşadıklarından tövbeli ve yaralı yüreğimi.
Sabahlara kadar kendimle kavgalarımda tan ağarırken kapanan yorgun gözlerimde yalnızca senli hayallerin zerrecikleri kalıyordu kirpiklerimin ucunda damla, damla ve ıslak.
Beklide İlk gün anlamıştı yüreğim, yeniden acıyla aşkı aynı anda kendine sunuluşunu anlam vermediği, adını koyamadığı bu sevdanın neden kendinse acıyla sunulduğunu.
Yaşanan aşklar, daima acılarlamı sunulmalıydı aynı anda.
Duygular coşkun deli ırmaklar gibi çağlarken hep bentmi kurulmalıydı.
Yasaklar bilinmezlikler içinde sevgili için çırpınan kalbe, ok misalimi saplanmalıydı.
Aşka uzanan ellerle hep kelepçemi takılmalıydı.
Bahar esintisi tadında bir aşk olamazmıydı.
Olmuyordu işte…!!
Kavuşulan sevdalara aşk denilmiyordu öteden beri,
Bütün aşk şarkıları ayrılıklarla acılarlarla besleniyordu.
Aklın önünde şaha kalkmış olan duygular Mutluluktan değil acıları haykırıyordu her seferinde.
Bu duyguların cinsiyeti yoktu. Yaşı Yoktu. Nedeni yoktu. Yok oğlu yoktu içte.
Var olan İse, Aşkı Aşk eden;
Acıyla yaşanan vazgeçemediğin hasletli duygulardı.
Ve bu aynı anda önüne sunulan
Altın tepside ACI-AŞK karışımı meydi.