Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Ocak '14

 
Kategori
İlişkiler
 

Aşk ve Mitoloji ile Aramızdaki İlişki-6-

Aşk ve Mitoloji ile Aramızdaki İlişki-6-
 

Sabahattin Tuncer


Bu kez sizi aşkın mitolojik kaynağına doğru,özellikle de kadın okuyucularımı, esrarengiz bir yolculuğa  davet ediyorum.

Bildiginiz üzere aşkın bir tarafı bireyselliğe ait olduğu gibi diğer tarafı da toplumsal olana aittir.

Bu ikili karakterin böylesine içiçe geçişinin bir sırrı olmalı ve yeni bir çözümlemeye ihtiyaç olduğu kanısındayım.

Zira sanıldığının aksine aşk söylenegeldiği gibi bireysel yanına ait söylemlerini o kadar" temiz bir zemin" üzerinde  üretmiyor,aksine toplumsal olana ait yanı üzerinden biçimlendiriyor.

Karanlık bir kuyuya doğru adım atıyoruz,haberiniz olsun.

Aşkın bu ikili yanına ait en temel kaynağa, mitolojilerin,kutsal kitapların ve çeşitli öğretilerin   yaradılış öykülerinin anlatıldığı metinlerinden ulaşabiliyoruz.

İşte bu "yaradılış" anlatı ve mitlerinin yer aldığı Sümer metinlerinden birinde Havva'dan önce Lilith adında bir kadının yaratıldığından bahsedilmekte, esasen kadının gizli tarihinin üzerine bir örtü serildiğini görmemize imkan sağlanmaktadır.

Bu örtünün altında yatan şey nedir?

Kadının tarihinin başlangıcı neden Havva'ya atfedilmekte ve ısrarla buradan başlatılmaktadır?

Sümer yaradılış öyküsünde ve sonrasında  "Kabala Ögretisi"nde de  görüyoruz ki; Lilith adında bir kadın anaerkil dönemin "güçlü-özne" tanrıçası iken, ataerkil  döneme geçişle birlikte toplumsal hayatın içinden kovuluyor ve dışlanan bir özneye dönüştürülüyor..

Ve bu dramatik kovuluşun ardından "Tanrı-devlet-erkek" bireşimi olan "erk"e tabi kadın kimliğini makbul sayan yeni bir anlatının bütün toplumsal ve sanatsal yapıtlarda öne çıktığını,Lilith'in ahlaksızlığı temsil eder bir hale dönüştüğü bu yeni dönemin "karşıt" mitolojik  figürünün ise  "Havva" olduğunu görüyoruz.

Öyle ki kutsal metinlerde yasak meyveyi Havva'ya yediren "iblis-şeytan" yılan figürü artık Lilith'tir ve fantastik bir dolu sanatsal eser ve betimlemelerde  kadınlarla  "kötülük" arasındaki bag "yılan-kadın" bileşimi fügürlerde kendisini göstermeye başlamıştır.

Kadının kadına "düşman" bir karşıtlığa dönüştürüldüğü bu imgelem,ataerkil dönemin en temel betimleme biçimlerinden birisi olmuş,evrenle mülkiyet ilişkisi üzerinden bir "egemenlik" geliştiren erkek cinsi,kadına karşı bu egemenlik üzerinden bir iktidar  tesis etmeye çalışırken kendisi de  "kuvvet-kudret" imgelemine sığınmaya çalışarak tuhaf bir biçimde  "ezik"liginin üstünü örtmeye çalışmıştır.

İşte böylesi çapraz bir imgelemle örülen  dünyada,"aşk" artık tarafları "özgür ve gerçek" özneler olamayan,"gerçek" olmaktan çok "olanaksız" bir mite dönüşmüştür.

Bu özet girizgahımızın arkasından,şimdi kapıları biraz daha açalım ve tarihsel-mitolojik yolculuğumuzun şifrelerini çözmeye çalışalım.

Ama biraz merak edin,ki ben de bu yolculuk için kendimi hazırlayayım:)

Devam edecek

 

 

 

 

 

 

 
Toplam blog
: 88
: 1115
Kayıt tarihi
: 09.01.07
 
 

Ankara SBF'yi bitirdim. Öğrencilik yıllarında gazetecilik, sonrasında uzun yıllar özel sektörde ü..