- Kategori
- Aşk - Evlilik
Aşk
Sanıyorsunuz ki, tanıştığınız kadın ya da erkek, aşık olmak için son
şansınız. Sırf size bir an gülümsedi diye onsuz olamayacağınızı
düşünüyorsunuz. İsmini, yüzünü bir saplantı haline getiriyorsunuz. Ya da aile
baskısından, baba teröründen kaçmak için, ilk kısmetinizle evlenmeyi
düşlüyorsunuz. Oysa hepinizin onlarca şansı var. Ne kadar çok kişi tanırsanız
size uygun birini bulma ihtimaliniz de o kadar artıyor. Sevgilerinizi saplantıya
dönüştürmeyin. Hele hele o olmazsa yaşayamam noktasına hiç
taşımayın. Yaşarsınız hem de bal gibi yaşarsınız. Hatta bir başkasını bulup
unutursunuz. İnsan böyle bir varlıktır çünkü. Unutur. Acıya dayanır. Bir
yangının külünü başka bir yangınla savuşturur. Belki de unutulan, giderek
unutulacak olan, aşkın ta kendisi... Tele vole sevdaları öğreniyoruz artık.
Bir daldan bir dala konmayı. Karda yürüyüp izini belli etme(me)yi. Tüketim
çağındayız çünkü. Sevgileri de tüketmek için tüm
çaba.Ölümsüzbirliktelikleri, birlikte anılan adları kimse anımsamıyor
artık. Aşk romanları ihanetlerle dolu. Şiirler ucuz kafiyelerle dolu. Başkalarından ödünç aldığımız cümlelerle konuşuyoruz. Başkalarının bakışlarıyla bakıyoruz birbirimize. Sabrımız yok bir ilişkiyi kurmaya, yaşatmaya. Şimdi
beraberliklerin değil, yenilgilerin zamanı. 3 günlük, 3 aylık beraberlikler,
beşer penaltıyla sona eriyor. Bu konuda ne bulursak okumamızın nedeni,
bildiğimiz şeyleri onaylatma arzusu. Suçları bağışlanır yapmak için. Daha
kötüsü de daha vefasızı da varmış demek için? O yüzden üzülmeyin. Daha
onlarca ihtimaliniz var aşk için. Hormonlu, sanal sevgiler sizi bekliyor.
Aşkı artık aşka veda edenlerin aykırı dünyaların romanlarından izleyeceğiz.
Yüreğimizdeki gülücük eksikliği salt ekonomik kaygılardan değil, aşkı
kaybettiğimizden? Suçlu hepimiziz ve birbirimize gülecek yüzümüz kalmadı.
Şimdi kim temizleyecek kalpleri, beyinleri. Seni seviyorum kelimelerine ilk
günkü heyecanını verebilecek miyiz? Bizi affet aşk, bizi affet!!!
şansınız. Sırf size bir an gülümsedi diye onsuz olamayacağınızı
düşünüyorsunuz. İsmini, yüzünü bir saplantı haline getiriyorsunuz. Ya da aile
baskısından, baba teröründen kaçmak için, ilk kısmetinizle evlenmeyi
düşlüyorsunuz. Oysa hepinizin onlarca şansı var. Ne kadar çok kişi tanırsanız
size uygun birini bulma ihtimaliniz de o kadar artıyor. Sevgilerinizi saplantıya
dönüştürmeyin. Hele hele o olmazsa yaşayamam noktasına hiç
taşımayın. Yaşarsınız hem de bal gibi yaşarsınız. Hatta bir başkasını bulup
unutursunuz. İnsan böyle bir varlıktır çünkü. Unutur. Acıya dayanır. Bir
yangının külünü başka bir yangınla savuşturur. Belki de unutulan, giderek
unutulacak olan, aşkın ta kendisi... Tele vole sevdaları öğreniyoruz artık.
Bir daldan bir dala konmayı. Karda yürüyüp izini belli etme(me)yi. Tüketim
çağındayız çünkü. Sevgileri de tüketmek için tüm
çaba.Ölümsüzbirliktelikleri, birlikte anılan adları kimse anımsamıyor
artık. Aşk romanları ihanetlerle dolu. Şiirler ucuz kafiyelerle dolu. Başkalarından ödünç aldığımız cümlelerle konuşuyoruz. Başkalarının bakışlarıyla bakıyoruz birbirimize. Sabrımız yok bir ilişkiyi kurmaya, yaşatmaya. Şimdi
beraberliklerin değil, yenilgilerin zamanı. 3 günlük, 3 aylık beraberlikler,
beşer penaltıyla sona eriyor. Bu konuda ne bulursak okumamızın nedeni,
bildiğimiz şeyleri onaylatma arzusu. Suçları bağışlanır yapmak için. Daha
kötüsü de daha vefasızı da varmış demek için? O yüzden üzülmeyin. Daha
onlarca ihtimaliniz var aşk için. Hormonlu, sanal sevgiler sizi bekliyor.
Aşkı artık aşka veda edenlerin aykırı dünyaların romanlarından izleyeceğiz.
Yüreğimizdeki gülücük eksikliği salt ekonomik kaygılardan değil, aşkı
kaybettiğimizden? Suçlu hepimiziz ve birbirimize gülecek yüzümüz kalmadı.
Şimdi kim temizleyecek kalpleri, beyinleri. Seni seviyorum kelimelerine ilk
günkü heyecanını verebilecek miyiz? Bizi affet aşk, bizi affet!!!