- Kategori
- Aşk - Evlilik
Aşka Gel Kıskançlık Kıskacından

Aşk, evlilik mevzularına girince bazı çokbilmişler "seven insan kıskanır" diye ahkâm kesiyor. Özellikle TV evlenme programlarında kıskançlığı aşkın baş tacı yapıyorlar. Ben de diyorum ki kıskanan insan aslında sadece kendini seviyordur; yani, sadece kendinin sevilmesini seviyordur; öyle ki âşık olduğunu söylediği insanın kendisinden başkasını aşksız bile olsa sevmesine tahammül edemez.
Bir de öldüresiye kıskananlar vardır ki bu hastalıklı hâllerini "tutkulu aşkın" kıskançlık kurbanı delikanlı efsanesi sanmakla böbürlenirler. Sözde aşk tutkunu kıskançlar için akla gelmedik eften püften şeyler cinayet nedeni olabilir. O kadar ki, sevgilinin dudaklarına değmiş bir sigara izmaritinin başka birinin ayakkabı tabanıyla ezilmesi onlar için haklı bir cinayet nedenidir...
Aşk cinayetinin nefret cinayetinden, daha doğrusu her hangi bir istekli öldürmeden üstün tutulacak kutsiyeti yoktur. Asıl marifet kıskanmadan güven içindeki özgürlüğe iltifat ve saygı ile aşk içinde sevebilmektir. Aşka hükümdar olmak isteyenler aşkın olağanüstü iyileştirici gücünden nasiplenemezler; eninde sonunda kıskançlık kıskacında çırpınan ruhlarıyla bedbaht olurlar. Âşık, sadece kendine hâkim olmakla yükümlüdür. Aşka hâkimiyeti sevgiliye hâkimiyet sanan kimse hiçbir zaman gerçekten aşkla sevilip sevilmediğini bilemez.
Bu arada kimse sanmasın ki kıskanmayan aşkını üçüncü kişilerle paylaşmaya hazırdır. Kıskançlığı aşkın doğal meziyeti gibi göstermek adına böyle sapkın bir mantık yoluna gidenler varsa, aşkın sadece iki kişilik paylaşım olabileceğini onlara hatırlatmaktan ileri faydam olmaz.
AŞKA YETER HER DAİM
SADECE KENDİNE HÂKİM
Aşka Kıskançlık Kıskacı
Altın kafeste gülmedi aşkın bahtı
Cananı nefsine kul yapan sultandı
Kıskanç benliğin tahtında oturan…
Muharrem Soyek