Aşkın Cep Defteri

Aylardır elimde dolaşıp duran bir kitap “ Aşkın Cep Defteri “. Murathan Mungan’ın bir yapıtı. Öyle can alıcı tespitler var ki, hazmedebilmek için birkaç gün geçmesi gerekiyor benim için. Kabataslak beni derinden etkileyen birkaçını paylaşmak istiyorum sizlerle. 

• Bazı “ ilk aşklar” kötü bir stajyerlik hatırasıdır.
• Bir yetişkinin, aşkı çocuk pervasızlığıyla yaşaması… Bence en ideali, en imkânsızı.
•  Türkçeyi yeterince bilmeyenler, benim burada “ çocukça davranmak” ya da “ çocukluk etmekten” söz ettiğimi sanabilirler. Oysa anahtar sözcük: perva.
• Dünya yeterince kafa karıştırıcı bir yer, biliyoruz. Gün günden daha da öyle bir yer oluyor, görüyoruz. Kasmayın kendinizi; bırakın kafanızı biraz da aşk karıştırsın.
• Bazı sufiler gönüldeşlerine rastladıklarında “ Aşk ederim” diye selamlaşırlarmış. Teklif edelim. Telkin edelim.
• Aşk üzerine yazıyorsanız, Pascal’ ın şu ünlü sözünü anmadan geçemezsiniz: “ Kalbin, aklın bilemediği kendine özgü nedenleri vardır.”
• Her şeyin bir yaşı vardır, derler. Asıl mesele, yaşı olan şeylerle olmayanları ayırt edebilmek ve ne olursa olsun fırtınanın gözünde kalabilmek.
• Bazı baylar, evlenmek için aşka gerek yok. Az delikanlı olun, kendinize gerçeği söyleyin, imzayı basın ve susun.
• Başlarken de biliyordum: Aşk hakkında ne söylerseniz söyleyin eksik kalacaktır, yeni bir şey söylemek zaten olanaksızdır, söylediklerinizin bir bölümü kimileri tarafından ya yaşam deneyim noksanlığı, ya kötü niyet, ya da düpedüz budalalık nedeniyle yanlış anlaşılacak; başkalarına ya da hayata yanlış aktarılacaktır. En kötüsüyse, ne kadar yazarsanız yazın, söyleyebileceklerinizin onda birini bile söyleyememiş olduğunuzu bilmenizdir.
• Dolayısıyla aşk üzerine bütün bu söylediklerimi unutun. Ben de öyle yapacağım.
• Ya da kaldığım yerden devam edin…
•