Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Eylül '08

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Aşkın gözü kör müdür ?

Aşkın gözü kör müdür ?
 

Sevgili dostlarım,

Şu anda kendi kendime gülümsüyorum çünkü biliyorum ki yazılarıma bu satırlarla başladığımda takibeden süreçte mutlaka sorularım ve sorunlarım giriyor devreye.

Bakınız artık kendimi çözmeye başladım sizler sayesinde.

Maalesef hepimizin iyi yönleri olduğu kadar kötü yönleride var . İş kendimizde bittiğinde çoğunlukla acımasız olup son derece katı bir tavır sergiliyoruz kendimize karşı ve daha az affedici oluyoruz bencil değil isek . Ancak konu karşımızdaki insan ise sanırım biraz daha verici oluyoruz ilişkilerde. Hele hele de özel bir şeyler hissediyorsak karşımızdakine hepten yelkenlerimiz suya iniyor...

Bu güne değin kaç sefer aşık oldum ya da aşık olduğumu zannettim bilmiyorum. Ama bildiğim adını ne koyarsanız koyun birden fazladır o kalp çarpıntılarını hissetmem beraberinde kalp sancılarını çekmem. Diyelim ki bunların hepsinin adı aşk olsun. Hani aşkın gözü kördür derler ya sanmıyorum. Sonuçta hepimiz ne denli aşık olursak olalım maalesef görme yetimizi kaybetmiyoruz da sanırım görmek istemiyoruz karşımızdakinin zayıflık yada basitliklerini ya da daha bir hoşgörülü oluyoruz.

Daha bir hoşgörülü evet çoğunlukla da aslında normalde kabul etmeyeceğimiz tavır ve davranışlara maruz kaldığımızda onun adına özürler üretiyoruz, bahaneler bulmaya çalışıyoruz ilişkiyi ya da varolan duyguları devam ettirmek adına .

Şimdi ister bize karşı olsun isterse olmasın karşımızdakinin eksiklik ya da yanlış tavırlarını görüpte normalde vereceğimiz tepkileri vermemek ne derece doğru ?

Aşk bunun için yeterli bir sebep mi??

Hani bir şarkı sözünde dediği gibi “Aşk her şeyi affeder mi?” ya da etmeli mi?

Hani zaten bir nefeste yaşayıp tükettiğimiz bu duyguları uzatmak adına bu çaba iyi mi ? Yoksa daha bir kırılgan ve güvensiz insanlar oluşumuza bir gerekçe mi bir ilişki ve bir insan daha sonrasında.

Sonu her kötü biten ilişkiden sonra bilirsiniz hepimiz daha bir arabesk bakarız dünyaya , hani parçalarımız saçılmıştır da yer yüzüne kimse toparlayıp bir araya getiremez onları ya da toparlasa bile yeryüzünde henüz üretilmemiştir bunları bir araya getirecek güçte bir yapıştırıcı. En iyi ihtimalle izi kalacaktır zaten ...

Şimdi aslında bu kırılganlıkları karşımızdaki adına özürler üretirken biz yaratmıyormuyuz ?

Sonuçta kendi kendimizi yaralayan biz olmuyormuyuz bir bakıma. Bir bakıma evet biziz nasıl ki aşık olduğumuz insandan öte aşkı yaşıyorsak sanırım biziz kendi kendimizi yaralayıp tüketen.

Şimdi gelelim sadede;

Üç maymunu mu oynamalı ilişkiyi, aşkı yürütmek adına ?

Ya da oynamayıpta hiç aşkı yaşayamamalı mı ?

Evet ben bu noktada ne yapacağımı biliyorum. Sanırım yine görmemeye devam edeceğim görsem bile .. Dolayısıyla da evet aşkı yaşayacağım ancak kırılacağımda.

Peki sizler sizler ne yapacaksınız ???


sevgilerimle

 
Toplam blog
: 200
: 959
Kayıt tarihi
: 21.04.08
 
 

Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Arkeoloji Bölümü mezunuyum . Maalesef bir tak..