- Kategori
- Aşk - Evlilik
Aşkın ömrü
Ne yazık ki çoğu aşkların bir ömrü vardır. Ölünceye kadar devam eden aşklar ise çok azdır. Başta konuşulan her kelime, her telefon, her mail veya her mesaj heyecan vericidir ve o anlar çok özeldir.
Duyguların çağladığı bir ilkbahardır. Gözler sevdiğinden başkasını görmez. Onun her şeyi ile ilgilenir ve ona ait her şey çok değerli ve kutsaldır. Adeta ona tapılır. Ona toz kondurulmaz. O dünyada tek ve eşsizdir. Ona çok büyük saygı ve sevgi duyulur. Ona hiçbir kusur yakıştırılmaz.
Peki bu durum ne kadar sürer?
Zaman geçtikçe yıpranmalarla birlikte bu güzellikler de yavaş yavaş büyüsünü yitirmeye başlar. Erozyona uğrar. Doyumsuz sohbetler azalır,soğumalar ve kavgalar için mazeretler çoğalır. Daha önceki tatlı hitapların yerini yükselen sesler ve hatta azarlamalar alır. Eskiden ışıldayan o sevgi dolu gözler donuklaşır ve kaçırılır. Şikayetler ve eleştiriler bir birlerini takip ederler. O sevgi dolu,ışıl ışıl bakan gözlerin yerine size şüpheyle bakan gözler almıştır. Kusurlarınız görülür, başkası övülür ve başkasıyla mukayese edilirsiniz. Aşkın en büyük güvencesi ve garantisi olan güven sarsılırsa şüpheler beyinleri kemirmeye başlar. Yanlış anlamalar, kavgalar çoğalır. En tehlikeli dönem de budur. Kıskançlık kişiyi raydan çıkardığı için doğru ile yanlışı karıştırılır, ayırt edilmez.. Acı olaylar da bu dönemde yaşanır ve hatta çok kişi bu dönemde yaşamını yitirir.
O halde yapılacak tek şey güvenin sağlanmasıdır. Eğer aşkınızın devam etmesini istiyorsanız sevdiğinize mutlaka güven vermelisiniz. Güven sevginizin daha çok kökleşmesine ve ömrünün uzamasına neden olacaktır. Ben buyum, ben değişemem, beni böyle kabul edin diye inat ederseniz rest çekmiş olursunuz. O zaman karşı tarafın da gururu devreye girecektir ve o da restinize karşılık verirse bindiğiniz dalı kesmiş olursunuz. O nedenle aşkta her sorun şöyle veya böyle aşılır ama aşılması en güç olanı güven bunalımıdır. Güveni bitirirseniz o aşkı da bitirmiş olursunuz. O yüzden gururu ve inadı bir kenara bırakıp sevdiğinizi ikna etmek en akıllı yoldur. Onun kafasını kurcalayan şüpheler varsa mutlaka büyük bir sabırla her şeyi açık yüreklikle ve mertçe anlatıp şüpheleri yok etmelisiniz aksi halde sarsılan güveni yeniden kazanamazsınız.
Aşkın en büyük düşmanlarından biri de gururdur. Gururunuza yenilip inat ederseniz aranızı açar camı çatlatırsınız. Cam bir kere çatladı mı o çatlak gittikçe açılır ve tamiri güç hale gelir. Elbette onuruyla yaşanmayan bir sevgi zaten sevgi olamaz ama her şeyin bir sınırı olduğu gibi gurura da fazla pirim vermemek lazım. Zaten insanlarda bir hasetlik vardır, bu en yakın arka daşınız da olabilir. Sevgilinizle aranız açıldığı zaman onların da olumsuz düşünceleri sizi hepten koparabilir.
Her şeyin bir doyum noktası olduğu gibi aşkın da bir doyum noktası vardır ama iyi yürütülürse bir aşk yerini sevgiye bırakır ki en güzeli de budur. Şu nokta unutulmasın, herkesle aşk ya- şanmaz. Çok kişiyle beraber olabilirsiniz ama herkesle aşkı yaşayamazsınız. Aşkın partneri ilahi bir sunumdur ve herkes bunu bulamaz. Bulan ise çok şanslıdır ve kıymetini bilmeli. Aksi halde o doğru kişiyi bulduğunuz zaman başkasıyla aynı aşkı yaşayabilirim yanılgısına kapılıp hataya düşmeyin..
Peki hiç mi bitmeyen aşklar yoktur? Elbette az da olsa vardır. Örneğin İngiliz Kralı Edward aşkı uğruna tahtından feragat eder. Yapılan baskıların yüzünden ülkesinden ayrılmak zorunda kalır. Her zorluğu göğüsleyerek Paris’e yerleşir ve aşkından asla vazgeçmez. Ölünceye kadar da aşkını yaşar. Ünlü Fransız romancısı Honore De Balzac'da Polonya’lı bir kadına aşık olur ve ölünceye kadar aşkları devam eder.
Peki aşk bitince ne olur?
İki şey olur. Birincisi sevdiğine ve sevgisine saygı duyanlar yani yukarıda anlatmaya çalıştığım gururu, egoyu ve inadı yenip güven bunalımını atlatanlar kazançlı çıkarlar. Geçmişte yaşanılar güzel şeyler alışkanlık yapmıştır ve bu alışkanlık yüzünden ayrılmaz ve evlilikle aşklarını sevgiye çevirirler.
Hani derler ya sular bulanmadan durulmaz diye. Aşk da böyledir. Her aşkın bir bunalımlı dönemi vardır. Kişiler bir birlerini iyice tanır, karşılıklı olarak istenmeyen bazı alışkanlıklarından vazgeçer, karşılıklı tavizler vererek ortak noktalarda buluşulur. Kişilik çatışmaları sona erer ve bunalımlı dönemler atlatılır.
Taşlar yerli yerine oturur ve güven gelir. Ki o zaman da kaliteli bir sevgi başlar. İkincisi ise egolarına, inat ve gururlarına yenilenler alışkanlıklarından vazgeçmez ve ayrılmak zorunda kalırlar. Çünkü sevgi karşılıklı anlayış ve fedakarlık ister.
14 eylül 2014
Reşit YAMAN