Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Haziran '10

 
Kategori
İlişkiler
 

Aşktan önce ne vardı?

Aşktan önce ne vardı?
 

Midilli'ye doğru!


Hiç özlemedim, özlemeyeceğim işte.. Laserle özlemi alıyorlarmış bu geceye randevu verdiler yarın olmadan özlemi yakıp tüketecekler... Oysa sabah öyle bir özledim ki...

Yahu özlemi koydun, bozdun yine ayarımı gittin.. Biliyomusun biz aşkı sokaklarda, Ankara sokaklarında kavgalarda böyle öğrendik Ahmet aganın şiirindeki gibi.. Başka birşey bilmeyiz... Cahiliz biz; güçsüz ve cesur.. O yüzden bizden korkarlar kaybede kaybede geldik buralara.. Artık bize kaybettirmek cesaret ister yürek ister..... Gerekirse yine kaybederiz.. Öyle icap ediverir.. Dize gelmeyeceğiz bu alemde..

Ne diyor Ahmet abi" Özlemek yanında olmak isteğidir, gülüşünü görmek biraz da" özledim diyorsan da gitmeyeceksin.. Gerisi hikaye.. Keskin sirke hikayesini hep hatırlatırlar bana hatırlı kişiler ama böyle.. Gidince özlemeyeceksin, kendi benime söylüyorum bu lafları işte, laf işte ..

Ya da sesini vermeyeceksin kimseye, sesini alıp gitmesin diye.. İnsan bazen duman oluyor, Leyla'nın şarabınıda tüketsen kar etmez.. Merak etmeyin Leyla'nın yaptığı şarabın hepsini bitirmedim...

Herşeyi feda etmek; herşeyi feda etmeden aşk mümkün değil.. Gerisi zırzopluk.. (Bugün tepemi attırdı zıp zıpçılar!) Korkmayacaksın atılacaksın dik durarak; göğsünü gere gere teslim olacaksın...

Bizim çocukluğumuz gençliğimiz bu korku ülkesinde geçti. Ferhat( Ferhat Kentel) öyle diyor, geçen günkü yazısının başlığını "korku ülkesi" diye atmış.. Ben "Ferhat" derim direk tanımam çok severim onu..

Anlaşıldı bu dağınık yazılardan birisi olacak yine olsun.. Hala korku ülkesi bu ülke, hala şavaşın hükmü sürüyor ve biz bu ülkenin ötekileriyiz. Ve üstünlük büyük ve güçlü olmak hastalığı bu topraklarda da en fazla zayıflarda kendini gösteriyor.. Göstersin bizim düşüncemiz yükseliyor. Biz kendimizi yeniden yeniden yaratma çabasındayız. İnsan kendi kendini iyi kılar çoğumuz bunu başardığımızda kötüler yok olacak..

Bir yandan tuşları eziyorum bir yandan güneşin denizle sevişerek Midillinin beline sarılıp batışını izliyorum..Tepeden bakmak denize; Midilliye kadar izlemek ve onunla gözgöze gelmek muhteşem, bu yükseklikte. Güneş yine akıl almaz renklere sebep olarak çekiliyor; gecede yıldızlar çoğalacak, benim gemim kalkmayacak yaktım onu, limanı da yakacam... Hatta terminali, havaalanını.... Midilli'ye nasılsa yüzülerek gidilir..

Sormuştum eski yazılardan birinde siz; insan, kendinden ne yapar? Yaparken düş gücünü de işletir mi?
Sahi sizin hayalleriniz var mı? Bugün falcı Dilek neden gelmedi acaba kahve falına bakacaktı.. Tren istasyonlarını unuttum onları da yıkacam...

Yahu şimdi dank etti, bu kentte henüz gökkuşağını görmedim...

Sahi aşktan önce ne vardı?

Vucüdumuzun ve zihnimizin neye ihtiyacı var sizce? Biraz ve etkili şefkat!!


"ÖZLEMEDİM SENİ

Hiç özlemedim seni
Özlemek dostluktandı
dostluğundan öte bulmalıyım seni

Sıcaklığını bulmalıyım
dokunuşlarını, kenetlenişi
Terimizle sulanmalı yeryüzü
güneş terimizle ışıldamalı sabah olunca

Apansız fırtınalar çıkmalı
sarsılmalıyım

Özlemek
yanında olmak isteğidir
gülüşünü görmek biraz da
Hiç özlemedim seni

Saçlarına gül takmam
bir ırmak gibi akıtırım ovaya
soluğunla yanar
dudaklarımın bozkırı

Akkor halindeki ufuk
bakır bir tel gibi eriyip gider
kraterler ortasında kalırım

Toprak yarılır birden
su kirlenir

Ürpertir bu coğrafya
bu serüven
ikimizi bir anda
yaşadığımı duyarım

Hiç özlemedim seni
Özlemek dostluktandır
dostluğundan öte bulmalıyım seni

AHMET TELLİ"

http://www.facebook.com/?ref=home#!/video/video.php?v=1483614454071&ref=mf

 
Toplam blog
: 444
: 1284
Kayıt tarihi
: 13.09.07
 
 

MB zengin kültürel bir eksen; düşüncelerimizin buluştuğu, tartıştığımız, birbirimizi etkilediğimi..