Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Nisan '09

 
Kategori
Kent Yaşamı
 

Ata'm biz geldik...

Ata'm biz geldik...
 

Merhaba;

Uzun zamandır bloguma yazı yazamamıştım. Ama sık sık girip yeni blogları takip ettim. Bu dönemde neler yaşadığımı, gördüğümü sizlerle paylaşmaya devam edeceğim. Söz:)

Yaklaşık iki hafta önce facebook’da ortak arkadaşlarımızın vasıtası ile senistersen.com kurucularından olan Bülent Hatipoğlu ile tanıştım. Kendisi sitesinden bahsetti çok ilgimi çekti. Bülent beyin bana bahsettiği siteyi Var mısın Yok musun yarışma programından anımsadım. Yarışmacı olan Bülent beyin oğlu Hakan Hatipoğlu program süresince sıklıkla senistersen.com’dan bahsetmişti. Bu kadar genç birinin: ailesinde ve yakınlarında bir engelli olmadığı halde, engellilerin hayatına ve yaşadıklarına karşı bu kadar duyarlı olmasına açıkçası çok şaşırmıştım.

Bülent beyden de öğrendim ki bu çok anlamlı ve önemli bir projeye tüm aile destek vermiş. Sandalye ye mahkum olduğum şu on beş sene içinde neler neler görmedim ki; ailesindeki engelliden utanan, saklayan, döven, aşağılayan, eşi engelli olunca terk eden, yok sayan buna daha bir sürü vahim durumlar ekleyebilirsiniz.

Hatipoğlu ailesi, çevresini de örgütleyerek senistersen.com’u basın yolu ile de halka mal etmiş. Site çok sayıda engellinin birbirleri ile iletişime geçmesini sağlıyor. Sitenin kurucusu Bülent bey’den ayrıntılı bilgi aldım ayrıca kendisi bana ''sanalı reele taşıyan” bir çok aktivite gerçekleştirdiklerinden bahsetti. Bu aktivitelerin ilk adımının Çanakkale ardından İzmir’de gerçekleştiğini şimdi de Ankara gezisi düzenleneceğini söyledi. Benimde katılmam konusunda birazda ısrar etti. Kararsızdım sanaldan reele bir yolculuk nasıl olur aklımda bir sürü soru vardı… Benim için uzun bir yol nasıl gidilir koca otobüse beni kim çıkartır, sandalyemi kim getirir, kim katlar? Sonuçta 3-4 sefer otobüsten inmem gerekecek yolculuk esasında Bülent bey “sen hiç merak etme biz varız, hepimiz bu konuda profesyonel gönüllüyüz” dedi.. Amacım birlikte olmak ama aynı zamanda yük olmamaktı. Sabah saat 06.00’da kızım beni Bakırköy meydanından kalkacak otobüse bindirmek üzere götürdü. İlk defa gördüğüm gönüllü arkadaşlar güler yüzle “günaydın” diyerek beni karşıladılar. Bacaklarımı hiç kullanamadığımdan dolayı beni 2 kişi otobüse bindirdi. Tekerlekli sandalye kullandığımdan beri ilk defa otobüsle yolculuk yaptım. Kızımla vedalaştıktan sonra yolculuğumuza başladık. Belirli yerlerden arkadaşlarımızı toplayarak yolculuğumuz tanışma faslı ile sürdü. Sohbet, paylaşım arada mola derken Ankara’ya vardık.. Ankara’da bizi bekleyen diğer dostlarımızla selamlaştık ve artık Atamızın huzurunda olmak için araçlardan indik....

15 Sene önce o onlarca basamağın bana bir gün engel olacağını hiç düşünmemişim. Bazı engelli arkadaşlarımdan daha önce özel tertibat olduğunu duymuştum ve zorluk çekeceğimizi hiç düşünmezken; bir baktım ki arkadaşlarım askerlerimizin yardımı ile onca basamakları çıkartılıyorlar… Şaşkınlıkla onları izliyordum dayanamadım sordum. Aldığım “cevap özür dileriz şu an asansörümüzün şarzı yok ve arızalı durumda ama merak etmeyin biz size yardımcı olacağız.” Önemli olan askerlerimizin bize yardımcı olmaları değil bizim kimsenin yardımı olmadan ATAmızın huzuruna varabilmekti. Tüm askerler bize yardımcı olmak için ellerinden geleni yaptılar Anıtkabir’in girişinden başka bir engelimiz yoktu diğer bölümünde engelliler düşünülmüştü. Bu yaşadığımız engelli aktarmak için orda yetkili aradığımız anda yanımıza ALBAY Alp Günseren konu hakkında bilgi vermek için geldi. Kendisine girişte yaşanan sıkıntıyı aktardım “sizler bizim misafirlerimizsiniz ne gerekirse size arkadaşlarım yardımcı olacak hiç merak etmeyin” diye cevap verdiğinde “Sayın Albayım haklısınız zaten yardım için seferber olundu teşekkür ederiz ama biz bu yardımı almadan ATAmızı ziyaret etmek istedik” dediğimde. Albay beni ve arkadaşlarımı kendi makamında ağırlamak istediğini söylerek bize çay ve simit ikramı yaparak ellerindeki projeyi aktardı. Bu proje de ANITKABİR’İN diğer girişine büyük asansör yapılacağını ve bunun en yakın zamanda bizlere hizmet için hazır olacağını aktardı. Albayıma bu konunun takipçisi olacağımızı aktardık. Kendisi “hiç merak etmeyin buyurun bu benim kartım hepiniz lütfen alın ve takipçisi olun lütfen” diyerek bizi rahatlattı. Ayrıca bizden ikram edilen simitleri ve çayları lütfen bitirip öyle ayrılmamızı isteyip misafir perverliğini gösterdi. Bizlerle birlikte onca basamağı inerek giriş kapısına kadar geldi ve biz ATA’nın huzurundan ayrılana kadar bizimle birlikteydi.

Umarım bu proje en kısa zamanda gerçekleşir ve engellilerin sıkıntılarını gidermek için hazırlanan diğer projeler gibi sadece projede kalmaz.

 
Toplam blog
: 21
: 1227
Kayıt tarihi
: 02.12.06
 
 

1962 doğumluyum. 1994 senesinde geçirmiş olduğum bir trafik kazası sonucunda omurilik felçlisi oldum..