Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Aralık '08

 
Kategori
Güncel
 

Atalarımız zulüm yapmış olabilir mi ?

Atalarımız zulüm yapmış olabilir mi ?
 

Osmanlı İmparatorluğu tarafından 1915 yılından itibaren Ermenilere karşı organize bir sürgün hareketi olduğunu kimse reddetmiyor. Türkiye Cumhuriyeti resmi tezleri, hareketin soykırım olarak isimlendirilmesine ve sayıların abartılmasına karşı çıkıyor.

Bu bir gerçek ki; Osmanlı Ermenileri geri dönmeyecek şekilde sürgüne gönderildi. Sürgüne gönderilenlerin mallarına el konuldu ya da yağmalanmasına göz yumuldu. Aynı zamanda sürgün sırasında -şartların zorluğundan ve diğer sebeplerden dolayı- çok sayıda ölümler oldu.

Özür kampanyasını düzenleyen dört kişiden biri olan Dr. Cengiz Aktar diyor ki: “Bu kampanyanın öznesi bireyler. Bireyin vicdanından gelen bir ses bu. Özür dileyen diler, dilemeyen dilemez.”

Özür kampanyasının mesajı aynen şöyleydi: “1915’te Osmanlı Ermenileri’nin maruz kaldığı Büyük Felâket’e duyarsız kalınmasını, bunun inkâr edilmesini vicdanım kabul etmiyor. Bu adaletsizliği reddediyor, kendi payıma Ermeni kardeşlerimin duygu ve acılarını paylaşıyor, onlardan özür diliyorum.”

Özür, duygu ve acıları paylaşmak şarta bağlanamaz. "Önce sen yaptığın zulumler için özür dile, daha sonra bende dilerim", denemez. Zaten kampanya mesajı da bir şart öne sürmüyor. Ayrıca özür; bir başka kişiyi, grubu, milleti, kurumu da bağlamıyor. Çünkü isteyen kendi payına özür diliyor. Bir tarafın diğerinden özür dilemesi, diğerinin tamamen haklı veya haksız olduğu anlamına gelmez. Özür dilemenin sonucunda bir beklenti içine girer hatta bunu dile getirirseniz, bu durumda özürün içtenliğinden şüphe duyulur. Bu anlamda kampanya mesajı kendi içinde tutarlı gözüküyor.

Özür dilenmesine karşı çıkanların ise; bu metne karşı çıkarak kendi içlerinde birbirinden kopuk şekilde gerçekten Ermenilerin yapıp yapmadığı belli olmayan cinayet fotoğralarını mail yoluyla paylaştılar. Gerçekliği kanıtlanmıs belgeler yerine daha çok duygusal içerikli metinlerle özür dilenmesine karşı çıktılar. Aslında özür dilenmesine karşı çıkanlar, Osmanlı-Türk ordusunun böyle bir şey yapmış olup olamayacağı konusuna takılmış olmalı ! Bizlere çocukluğumuzdan itibaren aşılanan, "Atalarımızın tarih boyunca; dili, dini, milleti ne olursa olsun hiç kimseye zulmetmediği ve her zaman mazlumun yanında olduğu", şeklindeydi. Son yıllarda korumasız rahiplere yapılan iğrenç cinayetlere rağmen, hala bütün dinlere saygılı olduğumuz sürekli tekrarlanıyor. Özür dilemenin sadece karşı tarafın elini güçlendireceği düşünülüyordu. Sadece bu sebeple bile, özür dilenmemeliydi.

İki taraftan kimsenin düşüncelerinde bir değişiklik olmasa bile karşılıklı düzenlenen kampanyaların çok önemli bir yararı oldu. Bazı aydınlar bu konuda devlet resmi tezlerine karşı olduklarını yüksek sesle dile getirdikleri gibi, görüşlerini çağdaş bir biçimde halk ile paylaştılar, halkın katılımını sağladılar. Yani aydın kesim, olması gerektiği gibi çağdaş imkanları kullanarak kendi görüşleride sahip çıkan halk ile bütünleşti.

Sürgün edilen kişi yerine kendimi, annemi, babamı, kardeşlerimi vs. koyduğumda, yüzyıllarca yaşadığı yerlerden zorla sürülen kişilerin çekebileceği muhtemel acıları daha iyi hissedebiliyorum. Eğer sürgün bir gerçek ise, bu acılar çekilmiş ise atalarımın verdiği karardan kendi adıma utanç duyuyor, atalarım adına onlardan kişisel olarak özür diliyorum.

 
Toplam blog
: 70
: 2722
Kayıt tarihi
: 28.12.08
 
 

1992 yılından beri yurtdışında yaşıyorum. Moskova Maksim Gorki Edebiyat Enstitüsü mezunuyum. Mosk..