- Kategori
- Ben Bildiriyorum
Atatürk'e mektup

"Çok Değerli Büyüğüm!
Sizler Türkiye’yi dış düşmanlardan ordumuzun elinde pek fazla top, tüfek olmadan savaşlara girdiniz ve bunun neticesinde mücadele ederek, düşmanla burun buruna dövüşerek kazanma başarışını gösterdiniz. Düşmanları yurdumuzdan atarak sizin sayesinde istikbalimizi kazandık. Size çok minnettarız.
Düşmanları yurdumuzdan kurtardıktan sonra da sizlerin yönetiminde gerçekleştirmiş olduğunuz devrimlerin sayesinde ülkemiz ileri düzeyde medeni ülkelerin seviyesine erişti. Laiklik düzene geçerek din işlerini devlet işlerinden ayırdınız. Kılık kıyafet devrimini gerçekleştirerek çağdaş ve modern bir görünüm sağladınız. Harf devrimini de gerçekleştirerek okuma ve sökmesi epey zor olan Arap alfabesini bırakarak okunması ve yazması kolay olan Latin alfabeye geçerek okuma yazmayı millete öğrettiniz.
Nihayetin de 10 Kasım 1938 Perşembe günü saatlerin dokuzu beş geçe gözlerini yumarak bu dünyadan göç ettiniz. Göç ederken de, kurmuş olduğunuz ve eseriniz olan Türkiye Cumhuriyetini sonsuza dek bizlere emanet ettiniz.
Bugün 19 Ağustos 2007 Pazar günü itibarı ile sizlerin huzurlarınızda sizlerin kurmuş olduğunuz bu Cumhuriyeti tehlikeye atmak isteyen bazı güçlerin olduğunu üzülerek bu satırlara duygularımı ve düşüncelerimi yazmak için kağıda ve kaleme (bilgisayarımın klavyesine) sarılmış bulunmaktayım.
Yönetimden hiç memnun değilim. Hele hele Abdullah Gül diye birini sizin oturduğunuz makama oturtmak isteyenler var ve beni bu kahrediyor. Eşinin türbanlı olması bir sorun olmazmış. Bunu söyleyen Başbakanımız Sayın Tayip Erdoğan ve ekliyor. Anneniz de kapalıymış ve sevgili eşiniz Latife hanımda kapalıymış. O günün şartları ile kapalı olabilirler. Herhalde Başbakanımız 1929 yılında kılık kıyafette devrim yaptığınızı ve sizi doğuran ve büyüten annenizin 1924 yılında vefat ettiğini ve 1925 yılında Latife hanımdan boşandığınızı unutmuş olabilir. Ben de Sayın Başbakana hatırlatmak istedim.
Buna karşılık yine gençliğim de olduğu gibi bir kez daha sizin huzurlarınızın önünde, kurmuş olduğunuz Türkiye Cumhuriyetini sonsuza kadar yaşatmak için bu sayfalarda da olsun mücadeleyi sürdürmeyi bir görev bilip yaşatacağıma söz veriyorum.
Biliyorum ki sizler halen yattığınız yerden kemikleriniz sızlıyordur. Ama içiniz rahat olsun ki ne pahasına olursa olsun ben ve benim gibi Atatürkçü kesimin, sizin rahat uyumanızı sağlayacağız.
Atam rahat uyuyun.
Hürmet ve saygılarımla…"
Ahmet ÜSTÜNDAĞ 19 Ağustos 2007
Milliyet Blog yazarı