Atatürk neden hiç ölmeyecek?

Evet mükemmel bir asker, dahi bir komutandı.

 

Trablusgarp'ta gönüllü savaşan askerler içinde Mustafa Kemal'i görürsünüz, Balkan Savaşları'nda, 1. Dünya Savaşı içinde Çanakkale'de, Filistin'de, Kafkas cephesinde... Yönettiği her savaşta zaferden zafere koşarken görürsünüz O'nu. Gönderdiği kahramanlarla Maraş'ta, Urfa'da, Antep'de halk direnişini örgütlerken görürsünüz.

 

Kütahya-Eskişehir Savaşı Kurtuluş Savaşı içinde tek yenildiğimiz cephedir ve bu savaş sonucu düşman Ankara'ya dayanmıştır. Bunun üzerine Mustafa Kemal başkomutan olarak ordunun başına geçmiş ve tüm geleneksel savaş taktiklerini, stratejilerini bir kenara bırakarak dahiyane bir şekilde düşmanı bozguna uğratmıştır.

 

Yalnız sadece savaşlarda değil; kara tahtanın başında yeni harfleri öğretirken görürsünüz, çiftçiye modern tarım aletlerini tanıtırken görürsünüz. 

Binlerce kitap okurken görürsünüz. Medeni Bilgiler kitabı yazarken, Geometri kitabı yazarken görürsünüz O'nu.

 

Kütahya-Eshişehir Savaşları sonucu düşman Ankara'nın kapısına dayanmışken, milletvekilleri meclisi başka bir ile taşımayı tartışırken "Bir yere gitmiyorum. Gerekirse elimde silah tek başıma savaşırım" derken görürsünüz. Ve yine aynı günlerde Ankara'da Maarif Kongresi toplarken görürsünüz. Ki düşman Ankara'nın kapısındayken yeni kurulacak devletin eğitim politikası o kongrede belirlenmiştir.

 

Nasıl bir lidere sahip olduğumuzu düşündükçe hayret ediyorum. İnanın çok şanslıyız. Değerini bilelim. Kurduğu cumhuriyeti daima savunalım. Bizlere bıraktığı tek mirası olan bilimi tek yol göstericimiz olarak daha da ileriye taşıyalım. Böyle büyük bir insanı anlamaktır en iyi anma şekli.