Atatürk'ün nikah töreni

Önemli kişilerin hayatları hep dikkat çekicidir. Nikah törenleri de ilgi çeken alanlardan biri. Mustafa Kemal'in nikah töreni de hem o döneme göre hem de bugün için oldukça ilginç ve beklenmedik şekilde gerçekleşmiştir.

Kardeşi Makbule Hanım'ın söylediklerine göre, annesi Atatürk'e İzmir'den yolladığı mektuplarda Latife Hanım'ı çok beğendiğini, kendine çok iyi uyan bir eş olacağını, artık beklememesini, onunla evlenmesini istemişti.

Atatürk İzmir'de iken Latife Hanım bizzat yanına giderek kendilerini konaklarında misafir etmek istediklerini söyler. Atatürk, bu cesur ve kendine güvenen genç kızın davetini kabul eder. Tanışmaları da bu şekilde gerçekleşmiştir.

Latife Hanım, Uşakizade Muammer Bey'in üç kızından biridir. Uzun süre Avrupa'da eğitim görmüş, fransızca ve ingilizce bilen kültürlü bir hanımdır.

Ülke kurtulmuş, düşman denize dökülmüştür. Atatürk Latife Hanım ile evlenmeye karar verir.

Annesinin ölümünden 12 gün sonra, 29 Ocak 1923'de saat 17.00 de, Uşakizadelerin evinin salonunda az bir misafir ile toplanılır.

Eskiden nikah törenlerinde evlenecekler bulunmaz, onların yerine vekillerine nikah kıyılırdı. Bu yüzden o zamanlar bir çok istenmeyen olaylar yaşanmıştır.

Bu yüzden Atatürk'ün ve Latife Hanım'ın vekillerinin kimler olacağı merak edilirken ikisi de hiç kimseyi tayin etmemiş, kendileri gelmişlerdi. Ayrıca nikahlar genellikle perşembe günleri kıyılırdı, oysa o gün pazartesiydi.

Şahitlerle birlikte, bir kadı'nın bulunduğu masaya Atatürk ve Latife Hanım'da oturmuştur.

Latife Hanım gayet sade bir kıyafet ve başında ipek bir başörtüsü, Atatürk'de lacivert bir takım elbise giymişti.

Atatürk kadıya; "Efendi Hazretleri, biz Latife Hanım ile evlenmeye karar verdik. Lütfen lazım gelen işlemi yaparmısınız" demiş.

Kadı Efendi, Latife Hanım'a dönerek "ondirhem gümüş mihr-i müeccel ve aranızda kararlaştırılan mihr-i müeccel ile burada hazır bulunan Gazi Mustafa Kemal Paşa Hazretleri ile evlenmeyi kabul ediyor musunuz?" diye sormuş, Latife Hanım'da "kabul ettim" cevabını vermiştir.

Kadı Efendi aynı soruyu Atatürk'e sormuş ve "evet, kabul ettim" cevabını alınca nikah kıyılmıştı. Atatürk evlendiğinde 42 yaşındaydı.

Atatürk'ün şahitliğini Fevzi Çakmak ve Kazım Karabekir, Latife Hanım'ın şahitliğini ise İzmir Valisi ve Belediye Başkan Vekili Abdülhalik Renda ve Başyaver Salih Bozok yapmışlardır.

Nikah o zamana göre çok değişik ve bir ülke liderine göre gayet sade bir şekilde kıyıldıktan sonra salonda bulunanlar, çifti tebrik etmişlerdir.

İzmir Valisi Abdülhalik Bey, Atatürk'ü tebrik ettiği zaman, Atatürk ona; " Bundan sonra nikahlar hep kıyılacak ve saçma şeylerin hepsi kalkacaktır." diyerek yapılacak inkılapların ilk örneklerinden birini de kendi nikahında gerçekleştirmiştir.