Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Eylül '09

 
Kategori
Kitap
 

Atatürk ve Kayıp Kıta Mu

Atatürk ve Kayıp Kıta Mu
 

Sinan Meydan'ın kitabı, alanında "özgün" olma niteliği taşıyor.


"Dünya tarihine damgasını vuran, büyük kurtarıcımız, övünç kaynağımız Atatürk'ü ne kadar tanıyoruz? Asker ve devlet adamlığı dışında onun hangi özelliklerini biliyoruz? Atatürk'ü Atatürk yapan düşünsel özelliklerinden ne kadar haberdarız?" diyerek başlamış Sinan Meydan kitabın önsözüne.

Bu kitapla birlikte Atatürk ile ilgili bir tez Türkiye'de ilk kez detaylı olarak incelenmiş. Özgün bir kitap olduğunu kitabın ilk satırlarından itibaren anladığımız 224+28=252 sayfalık bu eser, Truva Yayınları'ndan (sonraki baskılar İnkılap Yayınevi'nden) 2006 yılında piyasaya çıkmış.

Kitap, zor şartlar altında geçen Kurtuluş Savaşı ve hemen ardından gelen Cumhuriyet devrimlerinin topluma yerleşmesi sürecinde Ulu Önder'in 1930'lu yıllarda ileri sürdüğü "Türk Tarih Tezi" kapsamında 1932 yılından sonra bu tezin kayıp parçasının peşine düşmesini ele alıyor. Bu parça, Pasifik Okyanusu'nda; Asya ve Avusturalya'nın doğusu ile Amerika'nın batısı arasında kalan, içinde bir zamanlar Fiji ile Hawai'yi barındıran dev ada yani Mu kıtası idi.

"Yakın ve uzak çağlar düşünülürse, Türk'e yurtluk etmemiş bir anakara (kıta) yoktur. Bütün yeryüzünde Asya, Avrupa ve Afrika Türk atalarına yurt olmuştur. Bu gerçekleri bize tarih göstermektedir."
sözüyle tarih boyunca Türkler'in dünya coğrafyasının büyük bölümünde uygarlıklarından iz bıraktıklarını belirten Atatürk, 1922 yılında TBMM'nin açılışında yaptığı konuşmada ise Türk tarihinin derinliğinden bahsederek Türkler'in kökeninin Hz. Nuh'a kadar dayandığını ileri sürüyordu.

Bin yılın dehası Atatürk, 1930 yılında sonradan çok tartışılacak olan Türk Tarih Tezini ortaya attı. Atatürk; Hititler, Sümerler, Mısırlılar, Etrüksler gibi ilk çağ uygarlıklarının Türk kökenli olduklarını kanıtlamaya çalışıyordu. Ata bu teze öylesine inanıyordu ki; o yıllarda kurulan iki bankadan birine Etibank (1935), diğerine Sümerbank (1933) adını vermişti. Atatürk bu tezini daha da güçlendirmek için 1931'de Türk Tarih Kurumu'nu, 1932'de Türk Dil Kurumu'nu, 1935 yılında ise Ankara Dil-Tarih ve Coğrafta Fakültesi'ni kurdu. Tüm bu kuruluşların öncelikli amacı Türk Tarih Tezi'ni kanıtlayacak çalışmalar yapmaktı.

Tez kapsamında Mu'nun araştırılması ise; 1932 yılında Tahsin Mayatepek ile Ata'nın arasında geçen özel sohbetlerden birinde Tahsin Bey'in kayıp kıta Mu ve Mayalar'dan (eski Amerikan uygarlıklarından biri) bahsetmesi ile oldu. Bu sohbet, bir süredir bu konuda somut bir adım atmayı düşünen Atatürk'ü harekete geçirecekti.

Ve Tahsin Bey, 1935 yılında Meksika Büyükelçiliği'ne "Mu kıtası, Mayalar ve Türkler arasındaki ilişkiyi araştırmak ve Güneş Dil Teorisi hakkında yeni kanıtlar toplama" görevini gerçekleştirmek üzere atandı. Tahsin Bey, kısa süre sonra J. Churchward'ın bu konudaki dört kitabına rastladı (Mu'nun Çocukları, Kayıp Kıta Mu, Mu'nun Kutsal Sembolleri, Mu'nun Kozmik Güçleri). Atatürk'e ve yeri geldiğinde TDK'ye elde ettiği bulguları vakit kaybetmeden gönderdi. 6 defter ve 14 rapor ile daha sonra Ata'nın özel isteği sonucu Churchward'ın 4 kitabı (Atatürk, bu kitapları 60 kişilik özel bir ekibe çevirisini yaptırdı) Ankara'ya ulaşmıştı.
Ancak; muhterem Atatürk, tezini ve Türk Dili'nin diğer dillerle olan ilişkisini araştırdığı çalışmaları tamamlamaya fırsat bulamadan hayata gözlerini yumdu.

Atatürk, Güneş Dil Teorisi ve Türk Tarih Tezi doğrultusunda, Ankara'dan Meksika'ya kadar uzanan geniş coğrafyada yaşananları resimlerle ve belgelerle zenginleştirerek ele almış olan, Sinan Meydan'ın "Atatürk ve Kayıp Kıta Mu" adlı güzel ve özgün çalışmasını başta tarihi kitap okumayı sevenler ile Atatürk gençliğinin bireylerine ve dilbilimiyle ilgilenen herkese tavsiye ediyorum.

 
Toplam blog
: 21
: 2526
Kayıt tarihi
: 15.05.09
 
 

1991 yılının bir Sonbahar akşamında dünyaya gözlerimi açtım. Küçük yaşlardan itibaren Türk Sanat Müz..