Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Mayıs '19

 
Kategori
Güncel
 

Avrupa Birliğine Girerken-2

Avrupa’da Birlikte Çatırtılar ve Muhalif Görüşler

Avrupa’da Avrupa Birliğine halk nezdinde sesi duyulmayan muhalif sesler ve düşünürlere ait bir kitap elime geçti.

“Attac Kimin Avrupası, Halkın Avrupası ile Şirketlerin Avrupası Arasında” adlı bir eser elime geçti. Kitap Metis Yayınlarından çıkmış olmakla beraber; Avrupa’nın ne olduğu sıradan halka ne getirdiği, ne getirmeyi vaat ettiği halde vaatlerin gerçekleşme oranları ve birlikte sürekli sıradan halkın kaybedilen hakları ile ilgili,  araştırma sonuçları karşılaştırmalı veriler ile kanıtlanan gerçek; Avrupa Birliğinin büyük şirketler organizyonu olduğu ve teşviklerin kamu gücünün de bir şekilde sürekli ve kesintisiz olarak onlara aktarıldığı, on binlerce lobicinin mesken tuttuğu Brüksel’de komisyonların kararını etkilediği ve bu haliyle uluslararası gücü olan çok uluslu şirketlerin egemenliğinin pekiştiği, elde edilen güçle diğer pazarların ele geçirilmesinin daha büyük önem taşıdığı ancak yerel halka pek de bir şey vermediği konusunda fikir birliği eden muhalif araştırmacı, yazarlar ve eleştirmenlerin fikir birliği ettiği şey; bu durumun sıradan vatandaşın hayatını daha da zorlaştıracağı, zorlaştırdığı konusunda fikir birliği içindeler.

İnsan elbette bu durumda düşünüyor; birlik kendi vatandaşlarının gelirlerini bu denli azalttıysa ve söz konusu yoksullaşmaya sebep olduysa bizim bu kadar içtenlikle Avrupa Birliğine girme arzumuz nereden geliyor. Avrupa Birliği bizi bir an önce içine alması gerekirken neden almıyor onu dikkatlice düşünmek gerekiyor.

Türkiye’deki birçok sektör hâlihazırda Avrupalı şirketlerin Pazar halindedir. Yerli bir teknoloji şirketinin, ya da diğer başka bir şirketin Avrupalı rakipleriyle sermaye yapısı ve organizasyon anlamında rekabet etme şansı yoktur. Avrupalı ve uluslararası şirketler telekomünikasyondan, enerjiye, her türlü tüketim malzemesi anlamında pazarın hâkimidir.

Türkiye’deki tüm standartlar Avrupa ve dünya devlerinin kontrolündedir. Pazarlar tam anlamıyla uluslararası şirketlerin fiyat belirlediği açık bir pazardır. Bunu tarımdan, sanayiye hemen her alanda görebiliriz. Türkiye’de sanayi yerlilik anlamında diğer grupların hâkimiyetine geçmiştir. Pazarda değer gören hemen her kuruluş, doğumunu tamamlamasına müteakip, yabancı zincirlere eklenmek suretiyle kendini yok etmiş,  adı sanı tekrar duyulmaz olmuş yerel markalar mezarlığı olması sebebiyle yerlilik gibi bir bilinç tarımdan sanayiye kadar hemen her alanda vardır demek doğru değildir.

Türkiye Avrupa’nın Amerika ile kendisine dayattığı montaj sanayi, bilgi yoğun alanlardan çıkmış olduğundan her bakımdan pazardır.

Bu ve diğer nedenlerden ötürü Türkiye ister kabul edelim, ister kabul etmeyelim kurallarını başkalarının koyduğu, tüketim alışkanlıklarından, günlük yaşantının hemen her alanında tam teslimiyetçi sorgulamasız kendi içinde bölünmüşlüğünden dolayı kendi iç kavgamızı vermeye devam edelim, görülen şudur ki; Atı alan Üsküdar’ı aşmıştır. Buradan çıkacak hikâye gerçekte mazlum Avrupalıların uyanışıyla birlikte söz konusu aşırı tüketim, daha fazla tüketim çılgınlığının bizi nereye götüreceğini görmek için kâhin olmaya gerek yoktur.  İçeride hücrelerine kadar ayrışmış bir ülkede uzunca bir süre tam anlamıyla uyanış beklemek hayal ve abesle iştigal olur.

 

 
Toplam blog
: 2271
: 163
Kayıt tarihi
: 15.10.14
 
 

Bugünün doğrusu yarının eğrisi, dost görünenler düşman ve herşey aslında zıddı olabilir. Büyük ih..