Türkiye'nin manzarası iyi değildir

Geçmişte bir yazımda “Türkiye’nin durumu hiç değildir, ilerde zor günler yaşayacağız “ dediğimde, (yazdığımda) bir okurumdan bir telefon almıştım: ”Hocam karamsar olmayayım, Türkiye Ortadoğu’nun en büyük devletlerinden biridir ve hatta büyük olmaya adaydır” diyordu. Ya şimdi? Ortalık kan gölüne döndü. 7 Haziran seçimlerinden sonra yaklaşık iki ay geçti. 60’tan fazla vatandaşımız öldürüldü. Bu yazıyı yazdığım saatlerden Diyarbakır / Lice’ de, Hani kırsalında ve Silvan’da 12 askerimiz şehit oldu. Televizyona bakamıyorum. Silvan Suriye gibi kan, barut içinde bir harabeye dönmüş. Güzelim yeşil Silvan yakıp yakılmış…

Bu şehit olanların hepsi fakir, fukara çocuklarıdır. İçlerinde zenginlerin, fabrikatörlerin, milletvekillerin, valilerin ve genel müdürlerin çocukları yok. Sadece “Şehitler ölmez, vatan bölünmez, Allah- ü Ekber, Allah-ü Ekber “ sözleriyle bu işler bitmiyor…  Ateş düştüğü yeri daha çok yakıyor. İstanbul’da Dolmabahçe’de bir polis karakoluna ateş açıldı. Öte yanda Erzincan’dan, Erzurum’dan kötü haberler geliyor. Yollar kesiliyor, hendekler kazılıyor. Allah aşkına bu illerde vali yok mu? İl ve ilçelerde emniyet müdürleri ne iş yapıyor.  MİT diye sözde bir istihbarat teşkilatı yok mu? Yoksa bunlarda Sayın Milletvekillerimiz gibi izne mi ayrıldılar? 7 Haziran Seçimlerinden önce sözde akil adamlar vardı. Doğu ve Güneydoğuyu il il, ilçe ilçe dolaştılar. Medya dünyasında ballandıra ballandıra haberlerde manşet oldular, yazılar ve yorumlar yaptılar, çözüm süreci olacak diye… Ne yazık ki o da boş çıktı. Şimdi bu akil adamlardan ses seda yok… Şimdi nerdeler? Hükümette kurulmadı? Evin hesabı çarşıya uymadı? Hala kalburla değirmene su taşıyanlar var… Kimi ölmüş, kim kalmış kimin umurunda? Analar, babalar bir daha ağladılar. Gelinler dul, çocuklar yetim kaldı…

Yüreklerimiz yandı. Anaların Kürtçe, Türkçe ağıtları arşa yükseliyor. Bunların ahı kalır mı dersiniz?  Bir vatandaş olarak üzülüyor, yüreğim yanıyor. VE Türkiye’nin durumunu hiç iyi görmüyorum. Sayın büyüklerimizden Allah aşkına, Kur’an, İncil ve vatan aşkına bir an önce bir araya gelsinler ve bu ateşe bir su serpsinler. Bu ateşi bir an önce söndürsünler. Türkiye’nin büyüklüğünü el âleme göstersinler Bu yazıyı yazdığım sıralarda MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli 'nin bir sıkı yönetim çağrısını basında okuyorduk:

"Türkiye'in  bugünkü şart ve ortamında seçime gitmek iç savaşın fitilini ateşleylebilecektir. Seçimlerin yenilenmesi hususu mutlaka gözden gieçirilmeli. Ülkemizin bir bölümü mutlaka sıkıyönetim tedbirleriyle emniyete alınmalıdır" diyordu. Kanlı bir savaşolacağından söz ediyordu... 

Son sözüm: Türkiye’nin manzarası hiç iyi değildir. Her gün biraz daha kötüye gidiyor. Tekeri patlamış, freni tutmayan bir kamyon gibi bilinmeyen bir uçuruma doğru gidiyor.(Allah korusun diyorum).

Başta Silahlı ve Emniyet Kuvvetlerimiz olmak üzere, tüm şehitlerimizi rahmetle anıyor, yürekleri yanan ana ve babalarına, dost ve yakınlarına sabırlar diliyor ve hepimizin başı sağ olsun diyorum.