Avrupa'da oynayan takımlarımız şikeyle suçlanabilir mi?

Futbol Federasyonu Başkanımız, UEFA ile görüşmek üzere Nyon' a gitti. Diğer taraftan Arıboğan'da Platini ile Moskova'da görüşecek. Muhtemelen 26 Ocak öncesi UEFA'nın fikri alınıp ona göre karar verilecek.

Her ne kadar UEFA sık sık "karar Türkiye Futbol Federasyonunun" dese de işin bu şekilde olmadığını tüm kamuoyu biliyor. Mesela İddianamede yeralan Beşiktaş ve Trabzonspor'a kupalarda yollarına devam ettikleri için ceza verilemeyecek. Aksi taktirde Beşiktaş ve Trabzonun elediği takımlar ayaklanır. Bu takımların şikeye karıştıkları bir sezon sonunda Avrupa kupalarına katıldıkları mahkemelerce ya da federasyonca tescil edilirse, eledikleri takımlara hak doğacaktır. Öyle ya aslında Kupalara katılamayacakken şikeyle bu hakkı kazanmış adledilecekler.

İşte bu nedenle; belki yönetici ya da futbolculara ceza verilse de, Trabzon ve Beşiktaş'a bu yansıtılamayacaktır. Aksi düşünüldüğünde, sadece bu takımların Avrupa kupalarına katılmasına müsade eden Futbol Federasyonumuz için değil, aynı zamanda ilk kez böyle bir kargaşayla yüzlecek olan UEFA için de çok büyük bir çöküş yaşanır.Hele hele FİFA Başkanlığına göz diken Platini için bu kabul edilemez bir durum olur.

Olacaklar zaten belli. Avrupa kupalarından uzaklaştırılan Fenerbahçe, günah keçisi olarak bu sezon  Play-offlardan önce puan silme cezasıyla cezalandırılacak, ancak küme düşmemesi için kaç puan silineceği hususunda puan durumunun biraz daha netleşmesine müsade edilecektir. Bu şekilde, bu yıldan sonra önümüzdeki sezonda Avrupa'dan uzak kalarak cezasını da çekmiş olacak, aynı şekilde Sivas ve Mersin İdman Yurdu puan silinmesiyle karşı karşıya kalacaktır. Diğer takımlar ise yoluna devam edecek.

Fenerbahçe'ye verilen ceza ile UEFA'ya açılan dava da düşmüş olacak ve herkes rahatlayacaktır. UEFA "ben aslında müneccimim, kimin ne yaptığını, iddianameden önce çözdüm" diyerek ceza almayan, suçlanmayan takımları Avrupa Kupalarına dahil edip, suçluyu ayırdığını ifade edecektir.

Federasyonumuz ise Fenerbahçe'yi küme düşmekten, diğer takımlarımızı ise Avrupa Kupalarına katılamama tehlikesinden uzaklaştırdığı için kendisiyle gurur duyacaktır.  

Bu arada Trabzonspor da resmen şampiyon ilan edilecek ve ince çalışmalarda sonuçlandırılmış olacaktır.

Evet varsayımdan ibarette olsa gidişat bu yönde. Bağırıp çağıran, ihtarname çeken, istifayla tehdit eden, ince ince çalışanların mücadelesi boşuna. Fenerbahçe Şampiyonlar Ligine alınmadığı zaman filmin sonu gözükmüştü zaten.

Aziz Yıldırım'ın son yazdığı mektuptaki "düşme kaldırılmasın şike maddesi değiştirilmesin" feryadı da bundan. Şike yasasına göre 4-5 takım düşecek Trabzon şampiyon olamayacak ve UEFA ve Federasyon  şapa oturacakken şimdi kabak sadece Fenerbahçe ve bir kaç zavallı kulübün başına patlatılacak.

Fenerbahçe suçluysa ceza alması kadar doğal bir durum olamaz. Haksızlık ise aynı ya da benzer eylemler içerisindeki kulüplerin bu süreci, zararı bırakın karla kapatacak olmaları. Adaletin olmadığı yerde huzur olmaz. Bu durum şimdilik Fenerbahçe dışındakilerin hoşuna gidiyor da olabilir, ama ben onların yerinde olsam, hele hele bu işten haksız kazanç elde edenlerin yerinde, bundan sonra olacaklardan çok korkardım. Çünkü İlahi adaletin tecellisi hiç gecikmemiştir.