Avrupalı tatil günü evinde, biz gezmeye gidiyoruz; çünkü bizde evler yaşamak için değil oturmak için

Tatil günü insan evinde dinlenir değil mi? Bizde Pazar günü temizlik, çamaşır, bulaşık günü. Ya o gün benim dinlenme günüm, ne temizliği, çamaşırı, bulaşığı. Hafta boyu çalışmışım, hafta sonu dinleneceğim.

Bir insanın Pazar gününe bakarak medeniyetin neresinde olduğunu görebilirsiniz. “İyi de temizliği ne zaman yapacağız?” Bir kere dinlenme günü temizlik olur mu? Artı niye sen temizlik yapıyorsun, temizlik şirketleri yapacak. Hafta içi gelecekler temizliğini yapacaklar, çamaşırını bulaşığını yıkayacaklar, elbiselerini ütüleyecekler çekip gidecekler. Bunun için ayda cüzi bir para vereceksin. “Korkut şimdi böyle bir şey yok ki” Doğru, yok ama olacak, olmalı; bizim düzenimizde var.  Sanırım bu teknoloji henüz Avrupa’da da yok.

Avrupalı tatil günü evinde oturuyor, bizimkiler gezmeye gidiyor. Pazar günü adamların şehirleri bomboş. Herkes evinde keyif yapıyor. Bizimkilerin gezmesi de gezme olsa bari. Sanki tiyatroya sinemaya gidiyorlar. Kapitalist AVM’leri dolduruyorlar. Akşama kadar dön dur vitrinlere bak. Adamların şehir içinde hiç AVM yok, AVM’ler şehir dışında. Bizim toplum yapımız tam kapitalistlere göre. Kalabalıktan AVM’lerin kapısında içeri girilmiyor.

Bizim insanımız AVM’lerde sürterken Avrupalı evinde keyif yapıyor. Çünkü bizim evlerimiz yaşamak için değil oturmak için. “Başımı sokacak bir evim olsun” bizde atasözü gibi. Bizde ev yaşanacak yer olarak görülmüyor. İnsanlarımızın zihniyetinde sorun var. Yıllarca bu insanlar bitli sakallı dervişler ve geri görüşlü yazarlar siyasetçiler tarafından “Aç açıkta kalma, evin barkın olsun” gibi ilkel yaşam anlayışlarıyla kandırılmışlar.

Hayatının büyük bir bölümü evinde geçiyor. Evin senin cennetin. Pazar günü Avrupalı evinde keyif yaparken sen niye kaçıyorsun evinden? Çünkü evin eve benzemiyor. Otel gibi. Aslında evlerimizde sorun yok. Biz otel gibi kullanıyoruz. Oturdum, yattım, kalktım. Bu ülkede medeniyet savaşı vermekten yoruldum!