Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Ocak '09

 
Kategori
Deneme
 

Avucunda ayna var

Avucunda ayna var
 

Allah rızası için bir sadaka...

- Hadi Allah versin amca/teyze...

Kardeşim! Allah verse senden niye istesin ki?

Sen avucunu açıp, hiç tanımadığın birisinden bir şey isteyebilir misin, Allah bile vermemişken?

Kimsen olmasa, işsiz kalsan mesela, iş bulamasan...Paran bitse, borçların yığılsa, kredi kartı faize girse, sıkılsan, bunalsan, bir çıkış bulamasan... Çıkıp şehrin işlek bir meydanına, hiç tanımadığın birinin gözünün içine bakıp, ilk cümleyi söyleyebilir misin, başını eğmeden ama?

Söyleyemezsin değil mi? Çünkü sen asla o duruma düşmezsin; senin eğitimin, kariyerin, yeteneklerin, bokun-püsürün var.

Hayat sigortan, sağlık sigortan, cebinde ıslak mendilin, kıçında sızdırmaz pedin var. Sen bu hallere düşmezsin... (Aman Allah göstermesin! Tahtaya vur...)

Yürürken çıkarsa karşına böyle birisi, yönünü değiştir; arabana yanaşırsa camını kaldır, hızla uzaklaş yanından. Arkana bile bakma ve unut. Git evine, gürültüyle ye yemeğini; geğir; dişini karıştır; çatlayıncaya kadar sıç sonra. Beynini beceren dizileri seyret (duygulanıp ağlayabilirsin de evdekilere çaktırmadan, ne de olsa sen de insansın(!)); sevimli ve zeki çocuğunun başını okşa; aklından çıkmıştır zaten çoktan, gözbebeğine dikili o asalak(!) gözler.

Fona mı yatırsan paranı, repo mu yapsan; yoksa biraz nakit, biraz kredi eve mi girsen... Çocuğun tahsili için biraz birikimi de unutmamak gerek. Bozuk paralarını tümlet, cebinde şıkırdadıkça sinirin bozulmasın; ya da en iyisi, gazeteni, sigaranı alan kapıcına bahşiş verirsin; ki en olmadık zamanlarda da çağırsan bir koşu gitsin köşedeki markete.

Utanmadan tadabilirsin dünyanın tüm nimetlerini; sen ne zorluklarla geldin buraya; ne kayalar kazıdın tırnaklarınla. Unutmak ve öfkelenmek en doğal hakkın, ve ölesiye nefret etmek yokluktan, fakirlikten, cehaletten, köylülükten; öyle değil mi?

Ankara`da, üniversite yıllarımdı, kolumda sevgilim vardı; saçı sakalı karışmış bir sokak sakini çıkmıştı önüme; "abicim, bir şarap parası" talebiyle. Hiç tereddütsüz, cebimdeki parayı paylaşmıştım onunla. Artık şaraba mı yatırdı, ispirtoya mı, onu bilmem. Ama bugün karşılaşsam benzer bir taleple, ne yaparım, ne ederim emin değilim.

Bir ailem, bir çocuğum, yarına dair kaygılarım ve hayallerim var, henüz bedeli natamam. O zamanki kadar cesur değilim sanırım; ama gözlerime dikilecek gözlerden kaçamam, başımı öne eğip sıvışamam yine de. İri yumruları yutkunup atamayacak kadar hassas hâlâ boğazım.

En çok da kadınlar... Ne korkunçtur yolunuzun umutsuz bir kadın tarafından kesilmesi. Ananızı görürsünüz o gözlerde, tanıdığınız tüm kadınları. Kimi bir paket mendile sarar talebini, kimi bir balona üflemiştir; kiminin avucunda, düşerseniz çıkamayacağınız, alnındaki kadar derin bir çizgidir hayat.

İşte onlardan korkun, ve uzak durun...Ya da dehşet keskin bir bıçak gibi yarıp geçin içlerinden.

 
Toplam blog
: 20
: 861
Kayıt tarihi
: 05.01.08
 
 

Doğayı ve üzerindekileri seven, az dostu çok arkadaşı olan, yaşamda acelesi olmayan, ..