- Kategori
- Futbol
Aydınlar, Aziz Yıldırım için “şikeci” diyecek mi?
Ortalık, çoktandır, aday adaylarıyla dolu. Çünkü yerel seçimler için aday olan olana. Sonuçta hepsi, “lider”in iki dudağı arasından çıkacak bir “söz”e bakıyor. “Kendime güvenmesem, niye aday olayım?” diyenler az değil hani!..
Bir, semt pazarı ağzıyla seslenme eksik:
Adaya bak adaya, seçmece bunlar seçmece...
Kimilerinde aday olma, bir tutku. Bu, sürerlilik kazanınca, hastalık düzeyine ulaşıyor. Partilerden belediye başkanlığı ya da milletvekilliği için, şarap misali “yıllanmış adaylar”ın yola çıkışlarına bakmak yeterli:
Çevrem istedi.
(Çevre, “çevir-mek” eylem kökünden ”-e” ekiyle türemiş bir sözcüktür: çevire.
Sonra, “i” düşmüş, geriye “çevre” kalmış.
Çevrem var diyen, aslında o düşmüş “i”den bile küçüktür.)
*****
Fenerbahçe’de bu haftasonu seçim var.
Şu anda 3 aday çıktı ortaya. Bunlardan önde giden, Mehmet Ali Aydınlar. Aziz Yıldırım’ın ne yapacağı daha resmen açıklanmadı. Bir belirsizlik mi var, yoksa bir “taktik” mi?
Bilemeyiz!..
Kimden yana olmalı?
Oy verecekler, oy verme hakkı olmayanların söyledikleriyle kendilerine bir yol çizecekler sanki...
Kimileri, anlaşılan o ki, Fenerbahçe başkanlığını bir “hobi” olarak görüyor.
Yani?
Boş zamanlarını değerlendirmek, oyalayıcı bir iş olarak görmek...
Asıl işinden arta kalan zamanı böylece değerlendirmek...
Yanına toplayacak birkaç kişiyle “laklak” etmek...
Her iki sözün arasında “sayın başkan” lafını duymanın rehavetiyle oturduğu koltuğa daha bir gömülmek...
Aile şirketlerini, kendi işlerini “uzman”lara teslim ederken koskoca kulüpleri yönetmeye heveslenmek...
*****
“Proje”lerden söz ediliyor.
“Proje”de, kendi gücünü değil de, “hayal gücü”nü çalışmak gerektiğini bilmeyen yok. Neyi hayal ediyorsan, onu “proje” diye söyle, olsun bitsin. İnanan inanır, bir de oy verme hakkı varsa, bakarsın, o oylardan sana gelenler olur.
Fenerbahçe için “proje” mi?
Gazetelere yansıyanlara göre, Mehmet Ali Aydınlar’ın iki projesi dikkat çekici:
Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı’nın tapusunu Fenerbahçe'ye hediye etmek...
Aziz Yıldırım ve kimi yöneticilere açacağı ve “çantada keklik” saydığı 140 milyon Euro’yu Fenerbahçe’ye “hibe” etmek...
(Sanki Aziz Yıldırım'ın "gizli projesi" yokmuş:
Seçime az sayıda üyenin katılmasını sağlamak!...)
Bunlar nasıl olur, diye düşününce, Şemsi Belli’nin “Anayaso” şiirindeki “Ben dil bilmezem/ Yol bilmezem” dizelerine öykünmek düştü aklımıza:
Ben hesap kitap bilmezem!.
Hukuk mukuk bilmezem!..
Ama kafama takılan soruları sormasını bilirem:
Aydınlar ve öteki adaylar, 3 Temmuz’un neresinde duruyorlar?
Kupa ne olacak; yerinde mi duracak, gidecek mi?
Aydınlar, Aziz Yıldırım/ Fenerbahçe için “şikeci” diyecek mi?
Yok, Fenerbahçe değil, Aziz Yıldırım yaptı denecekse, o zaman, Fenerbahçe’nin niye ceza aldığı nasıl açıklanacak?
Sona doğru:
“Tek kişilik” şike olmaz; “tek kişilik” olanlar başka şeylerdir.
Fenerbahçe şike yaptı, demek, “öteki”ni yok saymak sürdükçe, yöneticilerin Fenerbahçe’yi “zarar”a uğrattığı dile dolandıkça, böylesi bir ortamda “hesap sorma”nın adresini tersine çevirmek üzerinde uzun uzun düşünmeye hiç mi hiç gerek yok. Çünkü 3 Temmuz, Aziz Yıldırım üzerinden Fenerbahçe’ye yapılan bir “darbe”dir.
Son söz:
Sandığa giden eller, Fenerbahçe'nin 3 Temmuz karşısındaki tavrını yeniden belirleyecek midir?
http://www.facebook.com/turgutcelik