Aydınlık okuyamamak, ne yazık ki!

Yaklaşık 6 ay önce yağmurlu bir Antalya Akşamı. İşten çıkmışım yorgunum ama yine de yollara düştüm ve sergiye geçtim. Gazetelerden oluşan bir sergi; yakın geçmişimize ışık tutan. Taraflı bir bakış açısı ile olsa da. Sergiden çıkmadan eş dost muhabbetleri, biraz politik sohbetler… ‘Yonca Hanım sizi Aydınlık gazetesine abone yapalım; kapıya teslim ‘ dediler. Oldum, bir yıllık paramı da peşin verdim. Ve aşağıda yer alan yazıyı yazıp çeşitli yerlerde yayınladım: ‘’ AYDINLIK OKUMAK Aydınlık okumak, aynı gün okuyamasak bile satın almak, hatta abone olmak……. Bizler bu ülkenin ATATÜRK yolundaki insanları yıllardır hayıflanır üzülürdük. Niçin bizim de bize göre bir gazetemiz yok diye. Niçin bizler de bir gazeteyi kurmaya yaşatmaya çalışmıyoruz diye? Ve sonra bir gün bir telefon ile gelen abone olma teklifi. Önemli olmasa da parası; gündelik süre giden yaşamda elimizden öylesine çıkan miktarda bir para. Ve arkasından evimizin kapısına bırakılan bir AYDINLIK….. Mustafa Kemal çizgisinde, CUMHURİYETİMİZİN bölünmezliği fikrinde, bu ülke toprakları üzerinde yaşayanları Kürt, Türk, Zaza, Arap, Laz diye etnik gruplara ayırmadan eşit gören bir AYDINLIK. AYDINLIK OKUMALIYIZ ÇÜNKÜ O ATATÜRK ÇİZGİSİNDE. Savunduğu renk siyasi yelpaze içinde bize tam tamına oturmasa da ; ülkemizin bölünmezliğine inandığı için, bizim sorunlarımızı bizim çözeceğimize inandığı için okumalıyız. Tüm bunlar bir yana NİHAYET bize uyan bir çizgide bir avuç insan emek verdiği için, kısıtlı bir bütçe ile direndiği için ve kapımıza bırakmak için GERÇEK İNSAN EMEĞİNİ KENDİ EMEKLERİNİ ORTAYA koydukları için okumalıyız AYDINLIK. Sabahın ayazında belki bir çoğumuz uyurken bireysel emeklerle gelen AYDINLIK. Birileri ATATÜRK ÇİZGİSİ İÇİN BİR GAZETE ÇIKARDI NİHAYET. ŞİMDİ ONU YAŞATMAK İÇİN SIRA BİZDE….. Dip not: Devamı gelir inşallah, gerçi geçen gün ufacık bir cümle ile sayfamda ilk tepkimi de bildirdim AYDINLIK kadrosuna. ‘ Zaman geçti gazete düşe kalka eve geliyor. Bir müddet kesildi sonra yine başladı….Ve derken hiç gelmemeye başladı. Telefon açarak uyardım önce Antalya yetkililerini. Sonra yüz yüze uyardım. Ve bugüne kadar bir açıklama bekledim ama ne yazık ki…… Şu anda aylardır gazete gelmediği gibi ne bir özür; ne bir açıklama…… Burada önemli olan para mıdır; bir açıdan evet desem de asıl sorun değildir. Verilmiş bir söz vardır. Niçin desteklediğimi açıklayan yazıya bakarsanız, büyük bir hayal kırıklığı vardır. Öncelikle altından kalkamayacağınız işe niçin giriştiniz; giriştiniz beceremediniz bizler sorana kadar niçin açıklama getirmediniz? Paraları geri vermeyebilirdiniz ama en azından bir özür gelemez mi idi? Hala süren bu suskunluk ile ne yapmaya çalışıyorsunuz? Ve bu tavrınız ile sizden sonra bu işe kalkışacak sosyal demokrat insanların yolunu tıkadığınızın farkında değil misiniz? Güveni sarsarsanız haber ve yorumlarınıza nasıl güveneceğiz? Bu sorular dışında hiçbir yorumum yoktur….. Elim gidip de ne Aydınlık alırım artık; ne de okurum….

19. Eylül 2011 08.55