Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Aralık '16

 
Kategori
Dünya
 

Ayetullah el-Uzma Seyyid Ali El-Hüseyni El-Sistani

Akın Eraslan Balcı

Irak’taki Şiilerin dini başkanı sayılan ve Şii konseyinin en büyük olanının başkanı olan Ayetullah Ali El-Sistani muazzam bir dini otoriteye sahip. Tek bir sözüyle Irak seçimlerin yapılmasını sağlaması halk üzerindeki otoritesinin büyüklüğünü gösteren örneklerden sadece biri. Dini hiyerarşi içerisinde İran’daki ulemalardan olan Ayetullah Montazeri ve Ayetullah Hamaney’den daha üst konumdadır. Aslen o da İranlı olup 1930 Meşhed doğumludur. İranlı olmasına karşın Irak’ın en büyük Şii dini lideridir. Irak’ta 1951 yılından itibaren yaşamaktadır. Din adamlığı yanında Irak’ın iç ve dış politikasında önemli rol oynuyor. Bu rolü hep sessizlik içinde yürütmüş, sükûneti davet eden uzlaşmacı bir tavır sergilemiştir. Şiilerce kutsal sayılan Necef kentinde milyonlarca dolarla ifade edilen geliri olan dini teşkilatın önderi durumundadır. Birçok Şii vakfının da lideridir.

Sistani’nin dini anlamda en yüksek konumu nereden geliyor?

Şuradan ki, kendisi “Taklid Mercii”ne erişmiştir (Merc-i Taklid). Bu makam Şii İmamların büyük kısmı tarafından 18. yy’ den beri benimsenmiş bir makamdır. Dinen en üst yetkinliği ifade eder. Hukukla (fıkıh, İslam hukuku) ilgili konulardaki çelişkiler, içinden çıkılamayan konularla ilgili son kararı verebilme yetki ve yeterliliğidir. Müminler dinin ayrıntılı hükümleri hakkında ve yeni meydana gelen ya da kuşkulu – tartışmalı durumlar hakkında Merc-i Taklidünvanına sahip müçtehidi (içtihat yapan kişiyi) takip etmek zorundadırlar. Bu mertebeye ulaşmanın mutlak koşulları vardır. Örneğin kadınlar müctehid olabilirler ama Taklid makamına çıkamazlar.

Ya birden fazla müctehid bulunursa ne olur?

Bunlar içerisinden en alimi seçilmelidir. Sıradan müminlerin bu seçimi yapması mümkün değildir. İki dindar ve alim kişinin tavsiyesi üzerine en alimi seçilerek Taklid makamına çıkarılır.

Sistani de, kendisinden önceki Ayetullah Hoy’un 1992 yılında ölümünden sonra, geleneksel yöntemle, yani diğer ulema tarafından ilmi derecesinin tanınması yoluyla Ayetullah el Uzma derecesine erişmiştir. Ayetullah unvanına eklenen “uzma” sıfatı, en üstün anlamını taşımaktadır ve müçtehidin merci taklid makamına yükseldiğini gösterir.

Sistani, Irak’ta Saddam ve Baas partisi yönetimi sırasında yapılan işkencelerden sağ kurtulmaya başarmıştır. Camisi 1994 yılında kapatılmış, Baas yönetimini yıkan Amerikan İşgaline kadar da kapalı kalmıştır.

Sistani’yi dünya çapında üne kavuşturan olay Körfez Savaşı sonrasında Geçici Koalisyon Yönetimini, Irak Anayasası’nın hazırlanması sürecinde uzlaşmaya çağırması ve kadınlar da dahil tüm Şii seçmenleri oy vermeye zorlayan bir fetva yayınlamasıdır. Diğer Şii Lider Mukteda el-Sadr 2004 yılında Mehdi Milisleriyle birlikte işgal kuvvetleriyle silahlı çatışmaya girdiğinde Sistani arabuluculuk yaptı. Sistani’nin Irak siyaseti üzerindeki etkinliği Amerika’nın Irak’ı işgal ettiği 2003 yılında artmaya başlamış, Batı dünyası onu en çok sözü geçen kişi olarak kabul etmiştir. Şii Lider Mukteda El Sadr, Sistani’ye adeta meydan okurcasına ve onu hiçe sayarak Irak’ı işgal eden güçlerle silahlı çatışmaya girdiğinde Sistani ülke dışında bulunuyordu. Uzun süredir devam eden kalp hastalığı nedeniyle tedavi için Londra’ya gitmişti. Necef kentinden ayrılışına denk gelen günlerde, El Sadr, kutsal şehir Necef’te zalim yabancı güçler dediği koalisyon güçlerine karşı savaş ilan etmişti.

Irak’taki Amerikan işgali bittiğinde Şii din adamlarını siyasete katılmaya bir fetva vererek çağırmış, Şiilere medya propagandasına aldanmamaları ve net kararlar vermeleri gerektiğini söylemiştir. Sistani’nin ana profili daima temsilcileri vasıtasıyla mesajlarını ileten, kamuoyunun karşısına doğrudan çıkmaktan sakınan, reformcu ve arabulucu tavırları olan ve Anayasal düzen taraftarı bir kişiliktir. Aslında Irak’ta Şiilerin %60’a varan bir çoğunluğu teşkil ediyor olması yüzünden,bu çoğunluğun verdiği güvenle yumuşak politika uygulamayı seçmiş olabilir. Zire bu hatırı sayılır çoğunluk Irak hükümetini ele geçirmeye yetebilir. Sistani’nin, bu düşünceye uygun fetva ve çağrıları Şii toplum üzerinde etkili olmuş ve 2005 yılında yapılan seçimlere Şiilerin çok büyük kısmı katılmıştır. Sistani, kocaları yasaklasa bile kadınların oy vermelerinin dini bir vecibe olduğuna dair fetva yayınlamıştır.

Sünnilerin çoğunlukta olduğu ve Şiiler için Ölüm Üçgeni adı verilen Bağdat’ın güneyindeki bölgelerde, Sünni saldırılara maruz kalındığında bunlara karşılık verilmemesi çağrısını yapmıştır. Şiilerin kutsal saydığı İmam Hasan Askeri ile İmam Ali Hadi’nin Samarra’da bulunan türbeleri Sünnilerce saldırıya uğrayınca, Şiilerin galeyana gelmesini önlemek için bunları Sünni komşularının değil, dışarıdan gelen Vahhabiler tarafından yapıldığını söylemiş ve Şiileri sükûneti korumaya davet etmişti. Bu tür çağrı ve fetvaları birçok masumun katledilmesini önlemiş olmalıdır. Kendisi 2007 yılında suikast girişiminden son anda kurtuldu.

Hiç röportaj vermiyor ve evinden neredeyse hiç çıkmıyor. Dini felsefesini, yazdığı 38 kitapta anlatmaktadır. İran’daki yönetimin aksine, laik bir devlet anlayışını, yani din ve devlet işlerinin birbirinden ayrı olması gerektiğini savunuyor.

Irak’ın Amerika tarafından işgal edildiği sırada ABD savunma bakanı olan Donald Rumsfeld yazdığı kitapta Sistani’ye büyük miktar para yardımı yaptıklarını yazdı. Kuveyt’te bulunan Cevat el-Mihri aracılığıyla 1987 yılından beri Şii lidere milyonlarca dolar para verildiği ortaya atılınca Sistani’ye bu durum soruldu. Soru şöyleydi: "Son dönemlerde sizin liderliğinizdeki dini merciiyetin Amerikalılardan işgalin kolaylaştırılması ve işgal aleyhine fetva verilmemesi karşılığı 200 milyon dolar aldığı yönünde söylentiler dolaşıyor, bu konuda görüşünüz nedir?"Sistani’nin yanıtı: Evet, bu mahrum halkın fakirleri ve muhtaçları için bu meblağ alındı."Rumsfeld ise Amerika’nın Irak’ı işgal etmesine yardımcı olması karşılığında Sistani’ye para verilmesi olayını kitabında şu şekilde anlatmaktadır: “Irak’taki arkadaşlarımıza ve elbette bunların başında müttefikimiz olan Sistani’ye Amerika Birleşik Devletleri’ne razı olması için 200.000.000 (ikiyüzmilyon) Amerikan doları tutarında hediye verdik. Kuveyt aracılığıyla Sistani’ye verilen bu hediyenin ardından ilişkilerimiz oldukça gelişti. Sistani’nin hediyeyi aldığı yönündeki haber Başkan Bush’a ulaştı ve kendisi bilgilendirildi. Bunun üzerine Sistani ile ilişkiler ofisi adlı bir birimi CIA bünyesinde açmaya karar verdik. Başkanlığına deniz kuvvetlerinden emekli General Simon Yolande’nin atandığı ofis aracılığıyla bilgi alışverişinde bulunma ve irtibatın sağlanması hedeflenmekteydi. Açılan bu ofis tüm ciddiyetiyle çalışmalarını yürüttü. Karşılıklı ilişkilerin meyvelerinden birisi de Sistani’nin yayımladığı fetva idi. Kuveyt sınırına kadar uzanan müttefik güçlere karşı direnmemeleri yönünde Şiilere ve müntesiplerine fetva yayımladı."

Bu konu üzerinde farklı görüşler var, bir kısım gruplar ve insanlar Sistani’nin bunu yapmadığını, bu durumun çirkin bir Amerikan propagandası olduğunu söylemektedirler.

Dönemin Başbakanı olan Sayın Recep Tayyip Erdoğan Şiilerin kutsal mekânlarını da ziyaret ettiği Irak gezisinde 29 Mart 2013 günü, ziyaretçilerini evinde kabul eden Şii lider Sistani’yi evinde ziyaret etti. Dışişleri Bakanlığı görevini yürütmekte olan Ahmet Davudoğlu’da kasım 2013’te Sistani ile Necef’te görüşmüştü.

Sistani 2014 yılı haziran ayında, IŞID’ın Irak’ta önlenemeyen ilerlemesi ve başta Samarra olmak üzere Şiilerin kutsal mekânlarının bulunduğu coğrafyaya doğru yönelmesi üzerine cihat çağrısı yapmıştı. Bu çağrı başta Haşti Şabi’nin ortaya çıkıp güçlenmesine yol açtı.

 

http://www.elazigfirat.com/Ky-799-AYETULLAH-EL-UZMA-SEYYID-ALI-EL-HUSEYNI-EL-SISTANI.html 

 
Toplam blog
: 26
: 254
Kayıt tarihi
: 24.05.12
 
 

Yüksek öğrenim. Tarih, felsefe ve sosyoloji alanlarına ilgim var. Güncel politikayı takip ediyoru..