- Kategori
- Kitap
Ayfer Tunç – Yeşil Peri Gecesi
Alıntı
Öncelikle kitabın kapağı etkiliyor insanı, çilli yüzü ve yemyeşil gözleriyle çok derin bakan bir kadın yüzü var kapağında. Bakışları anlattığı şeylerin sıradan olmadığını hissettirdi bana ve sıra dışı bir öykü okumanın heyecanına, daha kitabı okumadan kapıldım.
“Yeşil Peri Gecesi “ ve yemyeşil gözleriyle gizemli bakan bir kadın.
Yazarın adını okuyunca es geçilmeyecek bir kitap olduğunu anladım. Ve Kitapla beraber farklı bir dünyaya gireceğimi hissettim.
Yanılmamışım…
İlk satırlardan itibaren sizi içine almaya başlıyor.
Okuyanı sarsan, sarsmakla kalmayıp romanı bitirdikten sonra da etkisini sürdüren bir yaşam öyküsü. Yemyeşil gözleriyle bakan o kadının; kendisiyle, ailesiyle ve toplumla olan hesaplaşmasının hikâyesi ve bu hikâye;
İncil’den “İçinizden kim günahsızsa ilk taşı o atsın!” alıntısıyla başlıyor.
*
Çok yakışıklı bir baba ile çok güzel bir annenin tek çocuğu olan güzel kızın, her şey çok güzel giderken, mühendis olan babasının geçirdiği kaza sonrası dağılan ailesi ile başlıyor mutsuzluklar. Yarım kalan bir aşk sonrasında kapak kızı olmasına kadar uzanan yolda yaşanan olaylarla devam ediyor. Ve kendisini mahvetme pahasına da olsa bir intikam planıyla finale doğru yol alıyor.
Romanın muhteşem kurgusu içinde, kahramanın farklı zamanlarını (çocukluğu ,gençliği ve şimdiki zamanı) bir arada okuyorsunuz . Ve okurken dış dünyayla olan bağlantınızı koparıyorsunuz.
Romanda adı belli olmayan kadın,;yaşadıklarını, çevresindekilerle çatışmasını, aşklarını, kayıplarını ,iç dünyasını ve kendine yapılan haksızlıkları anlatırken sürükleniyorsunuz siz de onunla beraber.
Ve kitabın adının, kapaktaki kadının göz rengiyle ilişkili olduğunu düşünsem de okumaya devam ettikçe yeşil peri nin sadece bir kadına ait göz rengi ile ilgili olmadığını anlıyorum.
Yeşil peri ; dünyanın en sert içkisi olarak kabul edilen ve dünyanın birçok ülkesinde yasak olan, muhteşem yeşil renginden dolayı "yeşil peri" olarak anılan içkinin bir diğer adı.
Ayrıca romanda roman kahramanının şiir tutkunu olmasından dolayı yazılar arasına, Edip Cansever, Cemal Süreya, Ahmet Hamdi Tanpınar'a ait şiirlerden dizeler, bestelenmiş şarkıların güftelerinden satırlar serpiştirilmiş. Bu da bence, okumaya ayrı bir keyif katmış.
Roman içinde italik harflerle yazılmış şiirlere,şarkılara ait bu dizeler ise kitabın sonunda kaynakçalandırılmış.
*
“Bu zamansız ve mekânsız âlemde zamanaşımı ,pişmanlık,unutulmak,geçmişte kaybolmak diye bir şey yoktu.Ölüm bile yoktu.Bıraktığımız her iz bizi sonsuza kadar takip ediyordu.Geçmişimiz geleceğimize teslim olmuştu.Dün yarın olmuştu artık.Zamanın tümü,geçmiş-şimdi-gelecek yekpare bir zaman olmuştu .Ne içindeyim zamanın,/ Ne de büsbütün dışında./Yekpare geniş bir anın /Parçalanmaz akışında. Olmuştu.(sayfa 311)
*
Çok sevdiğim yazardan, çok güzel kurgulanmış bir kadın öyküsü. Etkilenmemek mümkün değil.
*
Eğer bir gün kitap raflarından birinde çilli yüzlü ve yeşil gözlü bir kadının bakışlarıyla karşılaşırsanız okumadan geçmeyin…
*
Kasım 2012 / Kurşun