Ayı gribi

Bir süredir yazmıyorum ya, amanın ne kadar da merak edenim varmış. Resmen mahalle baskısına maruz kaldım.

Msn adresime gelen mesajlar, cep telimden aramalar…

Bugünlerde baskıların psikolojik yapımı bozma olasılığından cep telimi de açmaz oldum. Bu kez de cep telden mesaj bombardımanına uğradım…

Yeni bir cep tel alıp yeni numaramı da Allah’ın bir kuluna vermicem. Yeni telim ben de kimsenin bilemediği bir sır olarak kalacak. Hem iki kişinin bildiği sır, sır olmaktan çıkar diye de bir laf var değil mi?

Neymiş efendim, neden yazmazmışım?

Bana gelen mesajlardan neden yazmadığım sorgulanıyor. Deniliyor ki: “Libya’da, Mısır’da, Tunus’da ve bir sürü coğrafyada olaylar ve akan kan var ama sen yoksun…”

Bu kadar da değil. Önümüzde seçim var ya, “Kime oy verelim?” diye soranlar da var…

Pes yani!

Bazıları da, “Yeni bir oluşum, yeni bir parti kuralım kabul edersen sen de bizim değişmez genel başkanımız ol” gibi cazibesi yüksek teklifler de bulunuyorlar!..

Benim cep telden sınırsız mesaj gönderme hakkım yok, bu yüzden gelen tüm mesajlara buradan yazarak cevap hakkımı kullanmak istiyorum.

Kalabalıklar arasında yalnızlıktan bunaldığım bir gündü. Kendime yeni alternatif bir yaşam tarzı düşündüğümde birkaç keçiyi alıp Sandras Dağları’na çıkmayı düşündüğümde, “Acaba ben dağlarda keçilere sahip çıkabilir miyim, yoksa keçileri kaçırır mıyım?” diye sorguladığım da bırakın keçileri, iki kazı bile güdebilecek yetenekten uzak biri olduğumu fark ettim…

Siz hiç iki kazı güdemiyecek adamdan politikacı olduğunu gördünüz mü?

Oluşummuş, yeni parti imiş, genel başkanlıkmış gibi abuk sabuk ipe sapa gelmez teklif eden arkadaşlara başımı yakmayın benim, diyorum.

Ömrümün geriye kalan kısmını keçilerden de, kazlardan da uzak, koyunlara kaval çalmadan yaşamak istiyorum. Hem ben kuşları daha çok seviyorum…

Bir süredir neden yazmadığıma gelince; açık duran penceremi gece yatarken örtmeyi unuttuğumdan grip olmuşum. Ne gribi olduğumu bilmeye gittiğimde, H2N2 AYI GRİBİ olduğumu öğrenince de şoka uğradım…