Ayı ile dansmış! Rusya'nın 'ayısı' Putin ise Türkiye'nin 'dayısı' da Erdoğan'dır!

Türkiye'nin sınır ihlali yapan Rus uçağını düşürmesi genel olarak Türk toplumunda onay gördüğü ve Türkiye'nin haklı bulunduğu yapılan kamu oyu yoklamalarından da anlaşılmaktadır.

Ama, azınlıkta da olsalar, bizim arlanmaz, uslanmaz müzmin muhaliflerimiz ne yapacaklarını şaşırdılar...

Kimisi; Erdoğan buradan da bir kahramanlık destanı çıkaracak diye karaları bağladı.

Kimisi; Türkiye'ye karşı Esed-Putin ittifakını desteklediklerinden, Putin'e çok güvendiklerinden ve kendilerince kesin zafer beklediklerinden; Putin'in dolayısıyla Rusya'nın ilk defa karizması çentiklendi diye acayip hayal kırıklığı yaşadı.

Kimisi; kendilerini Uluslararası Hukuk uzmanı olarak lanse edip Suriye'nin Türk uçağını düşürdüğünde Türkiye'nin Suriye hava sahasını ihlal ettiğini, dolayısıyla Suriye'nin haklı olduğunu söylemişken; bu defa Rus uçağının ihlali konusunda "Bu tür ihlallerin her yerde olduğunu, ihlal sebebiyle uçak düşürmenin haksız olduğunu" söyleyerek Türkiyeyi suçladı.

Kimisi; Putin'in intikam alacağından, uçak düşürmenin bedelini Türkiye'ye fazlasıyla ödeteceğinden emin olduklarından; Rusya Türkiye'nin orasını mı burasını mı bombalasın diye planlar yapmaya başladı.

Kimisi; diğerleri gibi Erdoğan düşmanlığını Türkiye düşmanlığına çevirmediklerinden ve hâlâ Türkiye sevgisini içlerinde sakladıklarından, "Aman Putin baba, kardaş, yoldaş her neyse; Türkiye'ye ve bize zarar verme de Erdoğan'a elinden geleni, ki senin elinden her şey gelir(!), arkana bırakma, perişan et Erdoğan'ı"  dedi. (Bu, nasıl olacaksa! Putin kişiye özel bomba mı atacak ya da Erdoğan'la ringe mi çıkacak?)

Kimisi ise, yine Putin'in gücünden ve müstakbel zaferinden çok emin olduklarından, "Ha işte... Biz bu kadar uğraştık Erdoğan'ı düşüremedik. Tam da 1 Kasım seçimleriyle tüm umitlerimizi kaybedip 'pes' demişken Erdoğan kendi ayağına kurşun sıktı. Putin ona dünyayı dar ettirecek ve kaçacak delik arattıracak" diyerek yeniden ümitlendi.

Bu sondakilerin Türkiye düşmanlığı o kadar bariz ki; Suriye ihtilafında ta başından itibaren Esed'i desteklemeleri bir tarafa, PKK ve PYD'ye de açıkça destek veriyorlar.

Türkiye'nin Rus uçağını düşürmesinen çok heyecanlanmışlar. Putin'in gereğini yapacağından çok eminler. İşte bunlardan bir tanesi köşesinde bu duygularını açık etmiş ve "Ayıyı dansa kaldırırsan, dans, sen vazgeçtiğin vakit değil, ayı vazgeçtiği vakit sona erer" demiş.

Bu özdeyişle ayıyla dansa kalkan Erdoğan'ın, dolayısıyla Türkiye'nin başına büyük bir bela geleceği ima ediliyor. 

Bu yazıda ayrıca 'Putinizm' bilinmeden Rus siyaseti yapılamayacağı, dış politikanın 'cehalet' ve 'maceraperestlik'i kaldıramayacağı; Türkiye'yi yönetenlerin bu iki hatayı da yaptıkları ifade ediliyor.

Rusya, Suriye'de oyuna girdiğinde Türkiye'nin hemen angajman kurallarını değiştirmesi ve hiç bir şekilde Rus uçağını düşürmemesi gerekiyormuş!

Türkiye bu denilenleri yapsaydı Türkiye'nin devletliği, egemenliği, saygınlığı nerede kalırdı? 

Suriye'ye angajman kuralları, Rusya gelince "Buyur ağbi, emrin olur, istersen bomba yüklü uçaklarınla Ankara'yı bile ziyaret edebilirsiniz ya da Suriye'deki Türkmenlere yağdırdığınız bombalar fazla gelirse bu tarafa da atabilirsiniz, yazık olmasın" mı diyecektik?

Yazının sonu da "Ayı ile dans devam edecek" diye bitirilmiş!

Yazarın diğer yazıları ile birlikte değerlendirildiğinde ayı ile dansın içten içe desteklendiği anlaşılmaktadır.

Ayı ile dansta da mutlaka kazananın ayı olacağı öngörüldüğüne göre demek ki ayının kazanması isteniyor.

Gücü sebebiyle örneklemede ayının tercih edildiği anlaşılıyor. Oysa bizim kültürümüzde medeniyetten nasibini almamış, hukuk tanımayan 'yontulmamış', 'kaba' insanlar için ayı sözcüğü kullanılır, ki Putin de bu tanıma tıpa tıp uymaktadır. Keşke yazar bu yönüyle bu sözcüğü kullanmış olsaydı.

Kırım ve Ukrayna'da yaptıklarından sonra şimdi de Suriye'de sivil insanların üzerine bomba yağdırmak başka nasıl anlatılabilir?

Oysa burada sanki çok başarılıymış, yaptıkları hukuka uygunmuş ve de Rusya'yı batağa sürüklemeyip tam aksine uçuruyormuş gibi Putin poh pohlanıyor.

'Putinizm'miş!

Rusya'nın Putinizmi varsa Türkiye'nin de 'Erdoğanizm'i var.

Rusya'nın ayısı Putin'se, Türkiye'nin dayısı da Erdoğan'dır.

Yazar kendi ifadesiyle Rus özdeyişinden (Rusya'da böyla bir özdeyiş olmadığı iddia edilmektedir) yola çıkmış...

Biz de kendisine Nasrettin Hoca ile cevap verelim:

Hoca bir gün yolda yürürken yanına bir adam gelmiş ve ona:

- Hocam, bir ayıyla karşı karşıya gelsen, ne yaparsın diye sormuş. Hoca demiş ki:

- Yerden taş alıp ayıya atarak kendimi savunurum. Adam yine sormuş:

- Taş bulamazsan ne yaparsın? Hoca:

- Koşarak kaçarım demiş. Adam:

- Ayı daha hızlı koşar, seni yakalar, o zaman ne yapacaksın? Hoca:

- Ağaca çıkarım demiş. Adam bu defa da:

- Ayı da ağaca tırmanır, o zaman ne yapacaksın? deyince Hoca patlamış ve:

- Sen ayıdan yana mısın yoksa benden yana mı? diye cevap vermiş.

***

Karından konuşmaya, bir takım dolambaçlı yollardan geçmeye, kelime oyunları yapmaya gerek yok...

Halk ne demek istediğinizi çok iyi anlıyor. Bu, sandık sonuçlarından da belli oluyor; desteklemediğiniz taraf hep kazanıyor.

Onun için Nasrettin Hoca'nın dediği gibi açık açık söyleyin:

Siz ayıdan yana mısınız yoksa dayıdan yana mı?

12.12.2015

Hasan Basri Özgen