- Kategori
- Doğal Hayat / Çevre
Ayıp oluyor !..
Ayıp oluyor !....
Alanya’dan başla.. Side’den gir, Kuşadası’ndan çık..
Ne kadar turistik diye bellediğimiz yer varsa ismen tarifi İngilizce.. Türkçe bir tabela bulamazsın..
Türk’ün Türk’e sabah akşam Türkçülük propagandası yaptığı bir memlekette bu nasıl ince siyasettir, söktüremedim.. Sahil şeridi ise dizi dizi otellerle dolu.. Yukarıdan hepsi bir.. Bir ana bina.. Önünde veya arkasında mavi yüzme havuzu..
Şalvar yaması gibi duran yeşil parçalar..Kimilerinde sahilden denize uzayan ahşap iskeleler..Ortak özellikleri hepsinin adının yabancı dilden olması..Alın bakın turizm sayfalarına..
Otel ilânları içinde Türkçe isim taşıyanı zor bulursunuz..İsim koymuş sahibi..
Silence Beach.. Oteline “Sessiz sahil..” dese olmuyor..
Montana Pine.. Sueno Beach.. Le Chateau De Prestige.. Limak Arkadia.. Crystal Deluxe Resort.. Arinna Hotel.. “Crystal” sözcüğünü Türkçeleşmiş haliyle “Kristal” diye de yazmak var ama mal sahibi birincisini tercih ediyor..
Sözcükte bir tek sesli harf var..Buradan vatandaşın dilini test edip, gelen müşterinin paralı mı parasız mı olduğunu anlıyor..
Eğer müşteri “Crystal” sözcüğünü telaffuz ederken radyo paraziti gibi ses çıkarırsa işlem tamam..Doğru pansiyona.. Yallah!
Otel logolarının önünden geçerken arada bir
Türkçe isme de rastlıyor, bu kez şaşırıyorsun..
“Turunç Otel..” “Ula senin ne işin var bunların arasında?” diyesin geliyor..
Bir de İngilizce-Türkçe arasında kararsız kalanlar var..
“Turan Residence” gibi.. Otelin adının yarısı efsanedeki Orta Asya’da..
Öbür yarısı İsviçre’nin Alp dağlarında..
Müşteri ise Almanya’dan, Rusya’dan, tek tük de Anadolu’dan..Altını eşele, otel sahiplerinin tamamına yakını “milliyetçi” çıkar..
Zaten garabet burada..
İcraatları da Türklük ile övünmenin İngilizcesi oluyor.