Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Mayıs '11

 
Kategori
İlişkiler
 

Ayna ile kardelenin sevgisi

Ayna ile kardelenin sevgisi
 

İn.t.Alıntıdır


Heryerin karlarla kaplı olduğu çok soğuk bir günde kaf dağının eteklerindeki dağlarla kaplı bir masal ülkesinde sessiz bir çığlık olmuş, ama, bu çığlığı kimse duymamış. Yine uzaklarda karşı dağlarda bir ayna yansımış... Adı olamayan bu aynanın yüreği kırıkmış.

Yansıyan ayna mağrur, başı dik ve zirvesi buzla kaplı bu dağın buzlarını yansımalarıyla eritmiş. Buzlar eridikçe sular dağın eteklerine kadar akmış ve dağın karları azaldıkça, karların altından bir Kardelen Çiçeği çıkmış. Tek mevsim yaşayan Kardelen, Koyu mavi gecelerde gözyaşlarını akıtırken, gecenin karanlığı çöktükçe de yalnızlığından daha çok korkarmış. Gün ağarsın diye sabırsızlanır ve rüyalarında güneşi görürmüş. Her gece tekrar tekrar uyanır çoban yıldızının parlaklığını takip edermiş. Gece ona ışık olan yıldız , gündüz yerini aynaya bırakırmış. Aslında Çoban yıldızı da ayna da aynı şeymiş. Ayna güneşin tüm sıcaklığını Kardelene yansıtır ve onu ısıtırmış.Kardelen ile ayna arasındaki küçük sevda böyle başlamış.

Sadece gökkuşağının hayalinde düşlerini yaşayan Kardelen çok mutluymuş. Artık hayali rüzgarla savrulup karşı dağlara uçmakmış. Oysa bilmezmiş ki onu rüzgarlar savurunca topraktaki zayıf köklerinden, belki tomurcuklarından ayrılacak ve fazla yaşayamayacakmış...

Uzaktan ona sıcaklığını veren ayna kimbilir yanına gitse ona neler sunacak diye düşünürken korkmuş. Ya esecek olan rüzgar fırtınaya dönüşürse ne olacak demiş. Kardelenin narin yapısı bu fırtınada yok olacak diye üzülmemiş...Böyle bir fırtınada ayna dağların zirvesinden aşağılara doğru kayar, savrulurken parçalanır diye korkmuş.

Sonra vazgeçmiş Kardelen. Yüreği sessiz sevdalarla dolu tüm çiçekler gibi o da aynaya olan aşkını içine gömmüş. Yıldızlar buna şahit olurken kar yağmaya başlamış ve gün doğduğunda Kardelen görünmez olmuş. Küçük sevdasıyla karlara gömülmüş.

Günler geçtikçe o karların altında umudunu yitirmiş. İki dağın arasında o kadar çok engel varmış ki Kardeleni artık kimseler o karın altından çıkaramamış.

Bir daha gün ışığını göremeyen Kardelenin tek hatırladığı yalnızlığını paylaşan ve sadece tek mevsim yaşayabileceği gerçeğini ona unutturan Ayna olmuş.

Aynanın düşüncesi ise bir sonraki yağacak karın asla aynı olmayacağı ve o karın altında artık kendi Kardeleninin değil farklı kardelenlerin çıkacağı olmuş.

Aynanın hatırladığı ne mi olmuş? Hiçbirşey yokmuş. Çünkü; o Kardeleni hiç unutmamış. Yüreğine de gömememiş, onu hep içinde yaşatmış.

Sonra ayna kafasını kaldırmış ve kendi dağında hemen yanı başında duran boynu bükük lalesini görmüş. O Kardelen gibi değilmiş her mevsim yanında olurmuş. Lale bükülü boynunu uzatmış ve kırık aynayı almış, onu göğsüne bastırmış ve kırık taraflarını onarmaya çalışmış. Onu o kadar çok bağrına basmış ki ayna karşıya yansıyamaz olmuş.

Peki, kırık taraflarını onara bilmiş mi?
Onu da aynaya sormak lazım... 

********************************************************
Kendi yaşamlarımızda hepimizin bir öyküsü yok mudur? Lalesi yanındayken içine gömdüğü bir kardeleni olmaz mı? Ya da kimsesizken hiç sahip olamayacağı bir aynası? 

 
Toplam blog
: 103
: 1399
Kayıt tarihi
: 21.03.08
 
 

Hacettepe Ün. mezunuyum. Öğrencilik yıllarımda ve okulu bitirdikten sonra bir gazetenin muhasebe ..