Aynı koku

Yıkılmak üzere olan cumbalı, daha çok iki katlı, ahşap evler... Daracık sokaklar, sardunyalar, erguvanlar, restore edilmiş yalılar, çiseleyen yağmur... Ellerim ceplerimde, şarkıdaki gibi bir türkü tutturmuşum yürümekle sürüklenmek arasında ilerliyorum...

Lodos beni Mudanya’ya savurdu bu defa...

İyi de oldu...

Diş fırçası aldığım Mardinli bakkalın anlattığına göre halk arasında Giritli ( Halit paşa)Mahallesi olarak geçiyormuş bu muhitin adı...

Mudanya mütarekesinden sonra bölgede yaşayan Rumlar Yunanistan’a, Girit’te yaşayan Türkler de buralara yerleşmiş...

Mahalle İtalyan bir mühendis tarafından ( <ı>internetten araştırdım ismi; <ı>Piçiretu) planlanmış, teyit etme şansım olmadı ama tüm sokaklardan deniz görünüyormuş...

Giritli Mahallesi biraz Cunda’yı biraz da Foça’yı anımsattı bana; koku aynı koku...

Dar sokakları bırakıp sahile iniyorum, çay bahçeleri, balık lokantaları sezon telaşında...

İskelede balıkçıları görünce adımlarımı hızlandırıyorum, çapari ile serçe parmağım büyüklüğünde gümüş yakalıyorlar...

Keyfim kaçıyor “ rasgele” bile demiyorum...

&&&

Üç katlı salaş <ı>Kıyı balık lokantası’nın ikinci katında cam kenarındaki masalardan birinde oturuyorum şimdi; Hava kararmak üzere, deniz sakin... Yağmur çiselemeye devam ediyor... Kadeh tokuşturup sohbet eden insanlar mutlu...<ı>

Fonda şarkı söyleyen isim tanıdık; Kazancidis... Şarkı bildik; Efige Efige...

Lokantaya gelen ünlülerin resimleri süslüyor ahşap duvarları, gözlerim siyaha boyanmış büyük gemi çapasına takılıyor...

Beyaz gömlekli güleç bir garson geliyor yanıma...

Mönüyü uzun uzun inceliyor minakopta karar kılıyorum, yanına bol kırmızı soğan ve roka...

Garson ara sıcak olarak güveçte tereyağlı fener balığı tavsiye ediyor...

Meze olarak, közlenmiş kırmızıbiber, zeytinyağlı ahtapot ve fava... Biraz beyaz peynir ve söğüş domates istiyor, gecenin kör yarısına kadar anason rahiyasında kayboluyorum...

http://www.webloader.org/stelios-kazantzidis-efige-efige/q-bnl3QWk5RjEzN1E=