Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Temmuz '08

 
Kategori
Kültür - Sanat
 

Ayrıcalıklı cumhuriyetten demokratik cumhuriyete

Ayrıcalıklı cumhuriyetten demokratik cumhuriyete’

Devlet dairelerindeki kuyruklardan kendini muaf gören bazı zevatlar, zamanla kendini üstünlüğü ve ayrıcalığı olan özel biri olarak görmeye başlar. Üst düzey yönetici olunca, yada arabasının camına (TBBM) etiketi koyunca trafik polisine bir nanik çekerek geçip gitmeler zamanla kendilerini diğerlerinden farklı görmeye yol açar.

Çok yüksek devlet işlerinde görevler alıp buralarda uzun yıllar çalıştıktan sonra emekli olsa da; yaşamı boyunca etrafına emirler yağdırma ve kendisinde aynı yetkilerin sorumluluğunu hissetme bozukluğu kazık gibi durur zihninde. O psikoloji ile halkın arasına karışamaz onlardan biri gibi göremez kendini. İşin aslı bu gibi işlerden emekli olanlara iyi bir psikolog tarafından destek verilmeli ve sonra emekli edilmeli.

Birde sadece bizim milletimize özgümüdür nedir; yüksek devlet işinde olanlar ne işler çevirirse çevirsin, onlar öyle cumhuriyet savcısına falan ifade vermezler. Çünkü onlarda öyle bir irade vardır ki her davranışları kitap gibi doğrudur ve devletin ali menfaatleri için yapmışlardır! O kadar önemli olunca bir insan; gidişat onun kafasındakine uymazsa derhal durumdan vazife çıkarıp cumhuriyeti kollama işine soyunur. Çünkü görev başındaki kurumlar beceremezler bu işi, bu kadar önemli konular onlara bırakılır mı?

‘Saygın insanlar ve yargı’

Bir çocuk üç dilim baklava çalar tutuklanıp hapse atılır.

Halktan biri tutuklansın, yargılansın, hapse atılsın, hatta işkence görsün ama saygın kişiler öyle elini kolunu sallayarak tutuklanmasın.

Peki bu cumhuriyet işi ne olacak? Hani cumhuriyet cumhurun eşitliğini sağlayacaktı. Herkes kanun önünde eşitti.

Bu şeker hastası tansiyon hastası halk yangılanacakta, yabancı borsa spekülatörlerinden aldığı parayla sipariş köşe yazısı yazarak borsayı 5, 5 milyar dolar zarara sokan gazeteci tutuklanamasın, o saygın kişi!

‘Ne zaman herkes kendini vatandaşlık temelinde eşit görecek’

Hukukun üstünlüğü; yargı önünde herkes kedini diğerleri gibi hissedebildiğinde sağlanmış olur. Hukuk; kişilerin üstünlük, makam mevki, zenginlik, saygınlık ve güç gibi meziyetleri dikkate alınarak uygulanırsa hukuk olur mu? Veya hukuktan böyle bir beklenti içinde olmak cumhuriyete uyar mı?

Devletin kurumları görevinin başında, yasalara uymayanlar görevlilere zorluk çıkarmadan, ifadesini de verecek saygısını da gösterecek.

Hem cumhuriyeti kollamaya kalkacaksın hem de cumhuriyetin savcısına ifadeni vermeyecek, yargıya hakaret edeceksin.

Kimse hayal mayal kurmasın. Her türlü dalavereyi çevirilip, cumhuriyeti kolluyorum Atatürk’ü seviyorum diye sıvışanlar olduğu müddetçe cumhuriyet falan gelmez, demokrasi hiç uğramaz, hukuk zaten işlemez.

‘Efendim ben vaktiyle çok yüksek devlet işlerinde bu memlekete hizmet verdim, beni herkesle aynı kefeye koyamazsınız’ denir mahkemelerde. Hatta daha da ileri gidilerek ‘cumhuriyeti laikliği ne kadar çok savundum ve savunuyorum, üstelik Atatürk’ü benim kadar kimse sevemez’. Bu adama kim ne yapabilir ki artık.

‘Seçime saygı ile kanun önünde ki eşitlik’

Halkın seçtiğini kabullenme zorluğu çekenler, kolladıklarını sandıkları cumhuriyeti nasıl zaafa uğrattıklarını, kurumlarına kurallarına uymayarak nasıl tartışılır hale getirdiklerine dönüp bir baksalar en büyük vatanseverliği yapmış olacaklar.

Yeni yöntem bulunana kadar cumhuriyetin cumhuriyet olabilmesi için; seçme ve seçilme hakkı devredilemez, engellenemez, kısıtlanamaz, sonuçları tartışmasız kesindir. Eğer seçilenleri beğenmeyen varsa; ki var, kurar partisini çıkar halkın karşısına seçilir. Öyle çete falan kurmaya gerek yok, kurarsın partini çıkarsın halkın karşısına anlatırsın halkı nasıl soyup soğana çevireceğini halk ikna olursa seçer, bunun başka yolu yok. Yoksa öyle çeteyle meteyle çıkarsan, cumhuriyet enseler adamı.

 
Toplam blog
: 191
: 540
Kayıt tarihi
: 01.06.08
 
 

Yerel bir gazetede yazıyorum. Okumayı severim, şiir okumayı severim. Emekli işçi olarak sosyal ak..