Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Haziran '08

 
Kategori
İlişkiler
 

Ayrılık

Ayrılık
 

“..Soruyu babasızlığıma ver

Yaşamın geri dönülmez bir yolculuk olduğunu

Fısıldadı mı kulağıma..”

Akgün Akova

Sonra kalktın ve bitmek üzere olan resmime sarı bir güneş çizdin. İşte dedin, bu kadar alakasız kalıyorum hayatının resminde. Oysa sana anlatamadığım, sensiz bu resmin hayat olamayacağıydı.

Çizdiğin güneşi birkaç fırça darbesiyle resmin olmazsa olmaz parçası haline getirip geriye döndüğümde gitmiştin.

Yüzümde donan gülüşü toparlarken evdeki tüm eşyalarla birlikte aralık bıraktığın kapıya dönmüştük. Ardından seninle sokağa döküldük. Sanki yaramaz bir çocuk üstünde bulunduğumuz masanın örtüsünü çekiyordu. Caddede akan insan seline karıştım.

Tüm hüzünlü ayrılık sahneleri gibi yağmur yağıyordu. Fırçamın ucundan sarı boyalar akıyordu. Ağlamıyordum, kollarım açık bekliyordum, sokağın birinden fırlayıp bana sarılacağına emindim.

Yağmur umurumda değildi, gidenlere değil bana doğru gelenlere, koşanlara kilitlenmişti gözlerim. Çoktan affetmeye hazır olduğum kötü bir şaka yaşıyordum ve şaka uzadıkça uzuyordu.

Döneceğine böylesine inanmak bana ağır bir gribe mal oldu. Çok üşüdüm yokluğunda, kanadından kopan tüy gibi kendimi yerçekimine bıraktım. Dünya sağımdan solumdan akıp geçiyordu, yüzüne bile bakmıyordum saatin.

Güneş, resmime çizdiğin yere takılıp kalmıştı sanki bütün hafta. Ardından tüm izlerini silme göreviyse aralıksız yağan yağmurundu. Çünkü ben, beynimde dönüp duran ‘neden?’ sorusunun cevabını bile düşünemeyecek kadar yorgundum.

Neyse ki, günlerin gelip geçmek için bana ihtiyacı yoktu. Kedim de mamasını hatırlatmak için bir kaç kez beni tırmalamak zorunda kaldı.

Sınavda hiç beklemediği sorularla karşılaşan çalışkan bir öğrencinin önündeki kağıda anlamsız bakışına benzer bir bakış yerleşti yüzüme.

Arkadaşlarım gelip gitti. Ortak birkaç arkadaşımıza anlattım gidişini. Evin tüm duvarlarına sinen ‘neden?’ sorusunu onlarında boynuna asıverdim. Birlikte mantıklı cevaplar aradık.

Senin yerine yapılan yorumları duysan kim bilir ne çok gülerdin.

Onlara hep seni anlattım, ne çok sevdiğimi, ne kadar önemsediğimi, nasıl bedenimin bir parçası haline geldiğini, kendimi sensiz düşünemediğimi, seninle yaşlanmak istediğimi…

Sonra…

Sonra bunları sana hiç söylemediğimi hatırladım.

…küçük bir öykü bu / herkesin başından geçen

hay Allah ne oldu dedirten / gül gibi geçinip giderken…

Nilüfer ÖZDEMİR

 
Toplam blog
: 38
: 633
Kayıt tarihi
: 04.01.08
 
 

Safça eski konuklarını bekleyen sahil pansiyonlarından birine kaydımı yaptırabilirim. Yine boşaltmam..