Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Mayıs '17

 
Kategori
Kitap
 

Ayşe Kulin'in Handan'ı

Ayşe Kulin'in Handan'ı
 

Kitabı kendime hediye ettiğim o mutsuz gün.


Mutsuz ve umutsuz bir günde, kendi kendime hediye olarak aldığım bir kitaptı. Bu ülke toprakları üzerindeki güçlü kadınları seviyorum, gurur ve kıvanç duyuyorum. İsmini bilmediğimiz nice kahraman kadın her gün doğuruyor, evleniyor, mezun oluyor, çalışıyor, dayak yiyor ve eğer ölmezse hiçbirşey olmamış gibi hayatına devam ediyor. Handan’ı bu yüzden okumak istedim.

Çünkü elime aldığımda arka sayfasında yazan; “Yalnız bir kadın güçlü olabilir miydi?, Mutlu olabilir miydi?” sorusu ile karşı karşıya geldim. Çağdaş edebiyatımızın en güçlü kadın karakterlerini yaratan Ayşe Kulin, Handan’la birlikte bizi İzmir’den İstanbul’a, Gezi direnişinden Cumhuriyet’in ilk yıllarına kadar sürüklüyor.

Handan’ın, bir serinin sonuncusu olduğunu okurken öğrendim. Diğer serileri en kısa sürede edinmeyi düşünüyorum. Handan’ın içerisinde yer alan İlhamı karakteri ‘Gizli Anların Yolcusu’nda , Bora karakteri ‘Bora’nın Kitabında’ , İlhami’nin kızı olan Derya ise ‘Dönüşte’ ele alınmış.

Kitabı okurken bu 3 karakter ile ilgili de derinlemesine bilgi verilmemesine kızmıştım.  ‘Noldu şimdi Derya’ya? Ay kitap böyle bitti?’, Bora nasıl öldü? Niye bilgi yok?, Handan ile İlhami’nin yüzleşmesi yok mu? diye hayıflenırken bu gerçek ile yüzleştim.

İsmini, Halide Edip Adıvar’ın aynı isimli eserinden aldığını kitap içerisinde oldukça sık görüyorsunuz. Halide Edip’in Handan’ını okumak geldi içimden. Kendime not aldım, bunu ileride yapacağım. Benim bir kitaptan beklentim bilmediğim birşeye beni çekmesidir. Ayşe Kulin bana tepeden bakmadan, itmeden bende merak uyandırdı.

Halide Edip ve Ayşe Kulin’ ait 2 Handan arasındaki en temel benzerlik hayatlarına aşklarının yön veriyor olmasıdır. Kulin’in Handan’ı da tıpkı Halide Edib’in ki gibi ilk aşkını sonradan kahrolacağı bir sebeple terk edip yanlış bir evlilik yapıyor. Sonrasında  yasak aşka kendini teslim ediyor. Halide Edib’in Handan’ı bu noktada ölümü seçiyor. Kulin’in Handan’ı ise bu yüzyılda ölmeyi değil, “hayatını yaşamayı” seçiyor. Tam bu noktada Kulin kadının geldiği noktayı ve feminizmi eleştirirken ciddi göndermeler yapıyor. Duygu Asena’yı anmayı ihmal etmiyor. 

Kulin bu kitapta bir taşla birden fazla kuş vuruyor. Bir yandan Cumhuriyet’in ilk yıllarıyla günümüzü karşılaştırırken, diğer yandan Halide Edib’le birlikte Türkiye’de kadının geçtiği zor ve engebeli yolları ele alıyor. Güçlü kadın karakterlerine bir yenisi daha ekleyip “kadın” olmayı yüceleştiriyor ve o harika kalemi ile güzelleştiriyor.

Halide Edib' i yazımı yazmadan derinlemesine incelemek için araştırma yaptım. Okuduğuma göre; 20. yüzyıl sona ererken, Venüs gezegeni üzerinde çalışmalar yapan bir grup bilim insanı, Venüs üzerindeki bir kratere Halide Edib' in anısını yaşatmak için " Adivar"  adını vermişler. Siyasi mücadelesine kadın haklarını savunarak başlayan Halide Edib' i minnet, şükran ve hürmetle anmak istedim.

Kitabı okurken çizdiğim birkaç yeri sizinle paylaşmak istiyorum.

 ‘Tarih hep tekerrür eder adaşım, çünkü insanoğlu asla ders almaz!’

‘Ne demiş Freud, yaşadıklarıyla yüzleşebilmek, ruh tedavisinin birinci adımıdır.’

‘Sen, aşkı aşan bu duyguyu anlamayabilirsin, çünkü anneliği hiç tatmadın.’

‘Bazen bir şarkı sözü bile yol gösterebiliyor insana.’

‘Dargın değildik, birbirimizle kavga etmiyorduk. Birbirimize nerdeyse değmiyorduk bile. Yan yana akan ama suları hiç birleşmeyen iki çeşme gibiydik, aynı evin içinde birbirimizin varlığından, sesinden, nefesinden haberdar, fakat tamamen ayrı kanallarda çağıldayan.’

‘Gözlerimi yumdum. Hiç ama hiç açmadım gözlerimi. Sanki ben görmezsem, yaşadıklarım yaşanmamış olacaktı.’

‘Sonumuzu bilerek yaşasak, her gün ölürdük herhalde. Oysa en ümitsiz hasta dahi küçük bir umutla yaşıyor yüreğinde...’

‘Evet iyimserim, çünkü yaşadığım sürece, her karanlığın ardından güneşin yeniden doğduğuna şahit oldum. ayrıca şuna da inanıyorum, en güzel şafak, hep en sert fırtınadan sonra sökendir.’

‘Hangi devirde yaşarsan yaşa, mutlu olmak istiyorsan, bağışlamayı öğrenmelisin, Handan. İnsanların değiştiremeyeceğin taraflarını da olduğu gibi kabul etmeyi öğren.’

‘Sonuçta herkes ya kendi hikâyesiyle baş başa kalıyor ya da kendi hikâyesini bir kitapta buluyordu mutlaka! Ve bu dünyada yaşayan herkesin hayatı bir romandı, eğer anlatan iyi bir dinleyici bulduysa.’

Bahar rüzgarının yüzüm estiği o mis gibi sahillerde, nice nice kitaplar okumak dileğiyle!

 
Toplam blog
: 11
: 538
Kayıt tarihi
: 27.04.17
 
 

20 Mart 1990 doğumluyum. Bundan olsa gerek, baharları çok severim.  Gün doğmadan bilgisayar başın..