- Kategori
- Futbol
Aziz Yıldırım, hapishane dışında hiçbir yere giremesin!..

Haber yazmak, bir beceri gerektirir mi?
Sanmıyoruz!
Sandığımıza gelince, o, eskidendi. Çünkü “Tüfek icad oldu mertlik bozuldu” misali, internet de, haberciliği yozlaştırdı. Ama suç internette değil, onu kullananda...
Eskiden “haber atlatma” vardı. Günümüz de ise, “boş laflar”ın üstüne atlama, onlardan “flaş/ şok haber” çıkartmak var.
Basının görevi, kamuoyunu aydınlatmaktır değil mi?
Öyle de, ama nasıl?
Görüyoruz ki, konumuz futbol olduğu için “minder dışı”na çıkmayalım, hiçbir “haber” değeri taşımayan “manşet”ler atılıyor. Sözgelimi, siyasi selam gönderen birinin söylenene söylene bayatlamış, kanaatini açıklayan “sözler”i, “UEFA’nın kararı” havasıyla veriliyor.
Amaç ne?
Olumsuz bir algı yaratmak, daha önce yaratılanı sürdürmek!.
*****
Aziz Yıldırım’ı dile dolayan, eski bir Fenerbahçe üyesi kalkıyor, sağa sola dilekçe veriyor. Şimdi de moda, “şuraya alınmasın, buraya alınmasın” yönünde.
Anımsayalım, o kişi, Aziz Yıldırım Sivas’ta stada alınmasın diye Valilik makamına dilekçe verdi. Bu “boş iş”, hemen haber oldu. Bunda amacın, Aziz Yıldırım stada sokulmayacak algılanması yaratmaktı.
Başvuru “boş” olduğu için, “boş” çıktı.
Aynı kişi, şimdi de, Fenerbahçeliler pazar günü Anıtkabir’e gidecekler ya, Genelkurmay’a bir dilekçeyle başvuruyor.
Aziz Yıldırım, Anıtkabir’e sokulmasın!.
Niye?
“Aziz Yıldırım hükmü kesinleşmiş ve infazı için aranan bir şahıstır. Kaldı ki bu şahsın son zamanlardaki basında da yer alan eylem ve söylemlerinde, ‘Yargıtay kararını tanımadığını’ hakkında kesinleşmiş bir hüküm olmasına rağmen yeniden yargılanma isteğinde bulunduğu görülmektedir. Hükümlü ve infazı için gün sayılan bir şahsın Fenerbahçe Spor Kulübü taraftarlarını kendi kişisel yararı için Anıtkabir’i kullanarak tahrik edeceği ve siyasi söylemlerine devam edeceği düşünülmektedir.”
Kimilerinin “Aziz Yıldırım için şok başvuru” başlığıyla haberleştirdiği dilekçede geçen yukarıdaki cümlelere, “dilsel”, “düşünsel”, “mantıksal” açıdan bakmak, zamanı “boşa harcamak”tır.
*****
“Şok başvuru”yu yapanın adının başına, söylediklerinin bir ağırlığı olsun diye de, “Fenerbahçe Kulübü Kongre Üyesi”nin eklenmesi ihmal edilmiyor.
Doğru mu?
Yanlış. Çünkü sözkonusu olan kişi, üye falan değil; üyelikten atılmış biri. Son kongrede üyelik hakkı verilmesi yönünde yapılan oylamada ret kararı çıktı. Buna karşın, bilinçli olarak, bu kişinin “eski” üye olduğundan değil de, şu anda “üye” olduğundan söz ediliyor.
Yapılanı en güzel anlatacak olan sıfat, “şok” değil, “boş”tur.
Yarın öbür gün, başka kurumlara/ makamlara, başka “şok başvuru”lar da yapılabilir. Hiç kuşkusuz, medya, bunların üstünde balıklamasına atlar.
Şu tür başlıkları, “flaş”, “şok” sözcüklerinin eşliğinde bulmak mümkün:
Aziz Yıldırım’ın ehliyetine el konsun!
Aziz Yıldırım’ın uçağa binmesi engellensin!
Aziz Yıldırım’ın evinin suyu ve elektriği kesilsin!
Aziz Yıldırım’ın 30 Mart’ta oy kullanma hakkını elinden alınsın!
Niye?
Kafası çalışanların gerekçesi, ötekilerin “tıpkıbasımı”dır.
Sözü kısası, istenen/ özlenen/ beklenen ne?
Aziz Yıldırım, hiçbir yere giremesin, sadece hapishaneye girsin!
Son söz:
Kör satıcının kör alıcısı olur.
http://www.facebook.com/turgutcelik