Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

26 Haziran '12

 
Kategori
Futbol
 

Aziz Yıldırım için karar günü (UEFA’nın kararı ses kıstı, sağlık bozdu)

Aziz Yıldırım için karar günü (UEFA’nın kararı ses kıstı, sağlık bozdu)
 

Aziz Yıldırım, Fenerbahçe uğruna bir yıldır içeride yatıyor.

Her duruşmada, “Bu kez çıkar” dendi, olmadı, çıkamadı. Oysa kimi sanıklar, parça parça çıktı; kimi sanıklar ise içeri hiç girmedi.

Karar vermede sona gelindi; bu cuma önemli gün. Çünkü Mahkeme Başkanı, "Aksilik olmazsa cuma günü karar vermeyi düşünüyoruz.” dedi.

Nedir o aksilik?

O günün karar verememe... Yani karar yetişmezse, haftaya pazartesi, karar kesin!

Karar ne olur?

Bilinmez!

Bu, “derbi”lerin skorunu tahmin etmek gibi bir şey!

Ancak bilinen/ görülen, UEFA’nın Fenerbahçe için verdiği kararının, kimilerinde ses kısılmasına, ruh sağlığının bozulmasına yol açmasıdır. Sesi kısılanlar, doğal olarak konuşamıyor, sağlığı bozulanlar ise bir alem!

Aziz Yıldırım’a gelince:

Aziz Yıldırım’ın sağlığı, içeri girmeden önce de bozuktu. Ama içeride olmasına karşın ruh sağlığı yerinde. Konuşmalarından, dışarıya yansıyanlardan öyle anlaşılıyor. Bu da gösteriyor ki, onun ruh sağlığını bozmak isteyenlerin çabaları boşa gitmiş.

Aziz Yıldırım, ağzını her açtığında, açıklama yaptığında sinirleri bozulanlar var.

Aziz Yıldırım, her türlü sonuca kendini hazırlamış gibi. Öyle ezilip büzülen biri değil; “dik” duruyor. Savunması “ders“ niteliğinde.

*****

3 Temmuz’dan beri zaman su gibi aktı.

Gün geldi, Fenerbahçe’yi silelim, Aziz Yıldırım’ın sesini kısalım, ruh sağlığını bozalım diyenlerin ruh sağlığı bozulmaya başladı, kimilerinin de sesi kısıldı. Anlaşılan, sonuç ne olursa olsun, Aziz Yıldırım’ın sesi kısılmayacak, ruh sağlığı bozulmayacak.

Oysa dışarıda olmayı “saldırma”nın gerekçesi görenler bir tuhaf!

UEFA’nın son kararı, Fenerbahçe’ye açtığı Avrupa yolunu “koşul”a bağlasa da, onları “çıldırtma”ya yetti. Hani, kendilerini sıradan biri olarak görseler, onlara bir diyecek lafınız olamaz. Kendilerini toplumun önüne koyan, en başta danışılması gereken kişi olarak gören, her söylediklerinin tartışılmaz kabul göreceğini sananlar olunca, işin rengi değişiyor.

İnsan, onlar adına üzülüyor!

*****

Mahkemede sona gelindi; karar, cuma günü verilebilir.

“Şike Davası”nın TFF yanı ise  bitmişti.  UEFA da, TFF’nin kararına uygun olarak, Fenerbahçe’ye Avrupa için “onay” verdi. Bu “onay”,  “koşul”a bağlansa da, dedik ya, kimilerini hasta etti.

Ortalığı “velvele”ye verenler, aslında “boş” konuşanlardı.

3 Temmuz’dan  başlamak üzere, “spor hukuku” terimini dillerine dolayanlar da vardı. Bunlar, fırsatçıların, jurnalcilerin safında yer aldılar. Konuştukça konuştular. Bunların sayesinde anlaşıldı ki, “spor hukuku” uzmanı olmak kolaymış.

Niye olmasın ki?

Uzmanlardan sesi çok çıkanlar, “spor hukuku”nun “kanaate dayalı” olduğunu, “somut delil” aramadığını söylüyorlardı.

İş bu düzeyde olunca, uzman olmak da kolaydı. Çünkü “Kanaatim şu” dersin olur biter; vakit geçirmeden basarsın cezayı en ağırından. Bu yönde düşünen, düşündüklerini dile getirenler, ne yazık ki, suçlananın lehinde bir “kanaat”i defterlerinden silmişlerdi.

Soruşturmayla ilgili “gizlilik kararı” varken, Fenerbahçe’den savunma alınmasına gerek duyulmadan verilen “Avrupa’dan men” cezası, söz konusu “spor hukukçu”ları gibi düşünenlerini kesmedi. Beklediler ki, TFF, eskisi gibi aynı yolu izlesin, Aziz Yıldırım, dolayısıyla Fenerbahçe bitirilsin.

Beklenen olmadı.

Olmadığı gibi, TFF’nin kararından sonra, UEFA’nın Fenerbahçe’ye Avrupa için “onay” vermesi, ses kısılmasına, ruh sağlığının bozulmasına yol açtı.

Şimdi gözler, cumaya çevrildi; nefesler tutuldu!

Bakalım, kime/ kimlere gün doğacak?

 

http://www.facebook.com/turgutcelik

https://twitter.com/#!/turgutcelik

turgutc@ttmail.com

 

 
Toplam blog
: 2458
: 2418
Kayıt tarihi
: 10.11.08
 
 

24 Kasım 1944'te İspir'de doğdum. Ankara Kurtuluş Lisesi'ni, Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi Tü..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara