Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Ekim '11

 
Kategori
Futbol
 

B.Gezer neyi yorumlayacak

Ülke olarak malesef futbola dair iki kötü alışkanlığımız var. Bunlardan biri eski futbolcuları kırpıp kırpıp teknik direktör, diğeri ve daha vahimi de eski hakemleri aynı şekilde yorumcu yapmamız.

Emekli bir hakem, yorumcu olduğunda onun tartışacağı tek konu, eski meslektaşının maç içerisindeki kararları olacaktır. Fakat işin trajik yanı, verdiği kararların saatlerce, enine boyuna tartışılmasını faal bir hakem asla istemez.  Neticede ortaya öyle bir durum çıkıyor ki yeşil sahalardan parlak stüdyolara transfer olan hakemler, kendilerine kapılmasını istemedikleri bir şeyi arkadaşlarına yapıyor; etik değerler sıfırın altında!

Bu işin bir diğer sakıncası da toplum olarak futbolun kendisinden ziyade tartışmalarına meraklı olmamızı göstermesi ve medyanın da düdüğünü asan hakemleri kamera veya klavye başına oturtmak can atmak suretiyle bu yaklaşıma çanak tutarak aslında bindiği dalı kesmesi.

Tıpkı sınavda başarısız olan bir öğrenciyi hocasının bıraktığı gibi, maç içinde aleyhimize olan her kararı hakem vermiş, lehimize olanları ise biz almışızdır. Rakibimi bir penaltı kazandıysa bunun müsebbibi rakibe atak şansı veren ortasahamız, atağı önleyemeyen savunmamız veya penaltı yapan oyuncumuz değil,  maçın hakemidir. Bu konuda hiç tartışma yoktur çünkü hakemin onlarca yıllık karnesine bakıldığında onun zamanında da ne denli hatalı kararlar verdiği görülecektir. Bu da yeterli olmazsa zavallı hakemin eski meslektaşları ne güne duruyor? Onlar pozisyonları en ince ayrıntısına kadar tartışıp tabiri caizse hakemin hatalarını birer birer söyleyecektir.

Bu durum özellikle son yıllarda o denli yayıldı ki dikkat edilirse içinde futbol olmayan futbol tartışma programları türedi. Hatta iş o boyutlara vardı ki içinde emekli bir hakem olmayan spor programları neredeyse kalmadığı gibi bazı programlardaki tek yorumcu da emekli bir hakem oldu.

Hal böyle olunca kamuoyunun futbola bakışı da maçların golleri veya asistleri değil verilen veya verilmeyen penaltılar; oyuncuların formları ve takımların dizilişleri değil hakemin kartları; teknik direktörler hamleleri değil kalkan veya kalkmayan ofsayt bayrakları merkezli olur hale geldi.

Futbol sadece bizim ülkemizde oynanmıyor ama sadece bizim ülkemizde emekli hakemler bu denli revaçta. Elbette futbolda bizden fersah fersah ileride olan ülkelerde de maçların pozisyonları tartışılıyor ama gece yarılarına kadar uzun ve hakemin mesleğinden girip memleketinden çıkıncaya kadar gaddar bir şekilde değil, sadece pozisyonun tekrarının izlenmesi ve stüdyodaki yorumcuların pozisyon hakkındaki görüşlerini dile getirip hakemin kararına saygı duyulmasını hatırlatmaları şeklinde.

Velhasıl özellikle son yıllarda medya sektötü emekli hakemlere öğlesine kucak açtı ki eminim bugünkü aday hakemler arasında bu işe ileride bir yorumcu olmak için başlayanlar dahi vardır. Fakat bu yaklaşımın senelerdir futbolumuza bırakın bir nebze olsun fayda getşrmemesini, ona son derece zararlı olduğunu görmek için dahi olmaya gerek yok. Nitekim bir hakemin kararlarından ziyade takımların oyun anlayışlarına, hakemden ziyade futbolcuların karnesine veya hakemin kütüğünden ziyade kulüplerin tarihine merak salsak sanıyorum hem kendimiz hem de ülke futbolumuz için çok daha doğru bir iş yapmış oluruz.    

http://twitter.com/cannizamoglu

can.nizamoglu@gmaıl.com

 
Toplam blog
: 788
: 1417
Kayıt tarihi
: 11.11.07
 
 

Çoğu çocuk gibi ben de futbolcu olmak istedim, olmadı. Bu oyundan kopmamak adına üniversite yılla..