Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Şubat '12

 
Kategori
Sinema
 

Baba olmayı öğrenmek

Baba olmayı öğrenmek
 

MATT KING VE AİLESİ


“Senden Bana Kalan” hayatı boyunca sorumluluk almamış bir adamın, aniden yaşamın gerçekleriyle yüzleşmesini öykülüyor. Karısının bir deniz kazası sonrası, yaşam destek ünitesinde solunum cihazına bağlı sadece nefes alıp vermesi, Matt King’i radikal kararlar almaya mecbur kılar. İletişimsiz yatan karısının baş ucunda “seninle aylardır konuşmuyorduk, iki kız çocuğu ile ben nasıl başa çıkarım, bana ceza olsun diye mi bunu yapıyorsun, haydi uyan Liz” diye yakınan Matt, yirmi yaşındaki büyük kızı Alexandra’nın eve dönmesiyle başka bir gerçeği daha öğrenir. Alexandra, annesinin son zamanlarında babasını aldattığını, kendisinin buna bizzat tanık olduğunu anlatması Matt’i sarsar. Dağılan aile “puzzle”n da kendisinin ne kadar suçlu olduğunu düşünmeye başlar. Karısının kendisini aldatmasından, çocuklarının okuldaki durumlarından bihaber yaşayan, hayatı boyunca çalışmaya ihtiyacı olmamış baba figürü olduğunu görür.

Amerikan sinemasının drama konusunda, en yetenekli genç senarist ve yönetmenlerinden olan Alexander Payne,bir kez daha erkek karakterini daha yaşamı yeniden keşfetme yolculuğuna çıkarıyor. Az ve öz sinematografisinde hayatı yeniden sorgulayan karakterleri ustaca yönetti. “Yan Yollarda-Sideways” (2004) orta yaş krizini yaşayan iki adamı Kaliforniya bağları arasında kendilerini bulmaya gönderdi. “Schmidt Hakkında-About Schmidt” (2002) emekli olmasından kısa bir süre sonra karısının ölümüyle yalnız kalan Warner Schmidt’i (Jack Nicholson) yeniden hayata uyum sağlama yollarına attı. Sıkıcı hatta itici olabilecek karakterlerin seyirciye sevimli gelen, özdeşleşebilecek hale dönüşmeleri Payne’in dram arasına sıkıştırdığı gülünç öğeler ile oldu. Orta yaş ve sınırındaki karakterlerin yaşamadıkları/yaşayamadıkları olaylar karşısındaki tepkileri onları saf, sevimli gösterdi. Onun dram ve komedi arasında ustaca kurduğu bu hassas denge, George Clooney’nin canlandırdığı Matt King karakterinde vücut buluyor. Kendi yaşamıyla ilgili farkındalıklarını birlikte yaşıyoruz. Bizler karısının gizli ilişkisi, kızlarının okul durumu, sosyal ilişkilerini Matt ile birlikte öğreniyor.. Payne burada karakterinin sevgisine, öfkesine, şaşkınlığına izleyiciyi eş zamanlı ortak ederek empati kurulmasına yardımcı oluyor.

George Clooney kariyerinin en iyi oyunculuklarından birisine hayat veriyor. Hayata sorumsuz bakan bir kimlikten, çocuklarının saygısını ve desteğini kazanan babaya dönüşümü, olması gerektiği kadar sade ve abartısız oynuyor. Aile geleneğinin sürdürülmesi üzerine mesajını iki kanaldan veriyor öykü. Çocuklarını kazanması yanında Matt, aileye ait toprakları büyük yatırımcılara satmama kararı vererek, Havai adasının esasında beyaz adama ait olamayan topraklarını da koruyarak olumlu davranıyor. Onu bu denli motive eden motifin, her erkeğin bilinçaltında yer alan “karısı tarafından aldatılma” korkusunun gerçekleşmiş olmasının rolü büyük. Büyük kızını oynayan Shailene Woody güzelliği ve başarılı performansı ile kendisinden önümüzdeki yıllarda sıkça bahsettirecek kalibrede bir oyuncu.

Filmin sevimli kılan öğelerden birisi arka plandaki Havai adasının tropik güzelliği ve eşlik eden yöresel müziği. Clooney’e Oscar kazandırabilecek bir performans. Payne ise özgün senaryo Oscar’ı kazanabilir.



SENDEN BANA KALAN-THE DESCENDANTS
YÖNETMEN.ALEXANDRE PAYNE

OYUNCULAR:GEORGE CLOONEY, SHAILENE WOODY, NICK KRAUS

 
Toplam blog
: 223
: 1093
Kayıt tarihi
: 12.01.11
 
 

İzmir’de doğdu. Viyana Tıp fakültesini bitirip doktor ünvanını aldıktan sonra Genel Cerrahi ihtis..