- Kategori
- Anılar
Babamın müezzin olma hikayesi
Rahmetli babam, birinci dünya savaşında Kazım Kara Bekir Paşanın emrinde altı yıl askerlik yapmış. Kurtuluş savaşımızın başladığı dönemde Erzurum da iken terhis olmuş ancak memleketimiz Manisa’ya gelememiş. O dönem de askerde para ne arar. Hasbelkader Trabzon a geçmiş birkaç yıl orada yaşamak zorunda kalmış. Daha sonraları kurtuluş savaşımızın bitiminde, nasıl para yada olanak bulabildiyse önce İstanbul a daha sonra Manisa’ya dönebilmiş.
Tabii ki hem vatan yoksul o zamanlar hem babam. Aslında mesleği kunduracılık, askerde de aynı işi yapmış. Ama yaşam devam ediyor. Geçinmek için bir şeyler yapmak gerek. Mahallenin ileri gelenleri kendisine yardım etmişler. Hem devlet güvencesinde bir iş hem de kunduracılıkla devam etmiş hayatına.
Burada vurgulamak istediğim Atatürk Türkiye’sinin bir müezzini işe aldıktan sonra nasıl yetiştirdiğidir. Rahmetli babam, ezan ve Kuranı Kerim okumada usul, makam eğitim ve öğretimi gördüğünü anlatırdı. Caminin kutsal bir mekan olarak nasıl korunup, kullanılacağını, cemaat la iletişim kurulacağını öğrettiklerini, bize anlatırdı. En önemlilerinden biride imam, müezzin ve cami cemaatinin tarikatlara karşı uyanık olmaları konusunda bilgilendirildiklerini söylerdi. Hiçbir zaman din tacirliği yapmadı, bizleri de bilgilendirdi yetiştirdi ama baskı yapmadı. Altmış yıllık ömrümde gözlemledim ki maalesef geriye gidiyoruz. Ancak pes etmek yok.
Tabii ki hem vatan yoksul o zamanlar hem babam. Aslında mesleği kunduracılık, askerde de aynı işi yapmış. Ama yaşam devam ediyor. Geçinmek için bir şeyler yapmak gerek. Mahallenin ileri gelenleri kendisine yardım etmişler. Hem devlet güvencesinde bir iş hem de kunduracılıkla devam etmiş hayatına.
Burada vurgulamak istediğim Atatürk Türkiye’sinin bir müezzini işe aldıktan sonra nasıl yetiştirdiğidir. Rahmetli babam, ezan ve Kuranı Kerim okumada usul, makam eğitim ve öğretimi gördüğünü anlatırdı. Caminin kutsal bir mekan olarak nasıl korunup, kullanılacağını, cemaat la iletişim kurulacağını öğrettiklerini, bize anlatırdı. En önemlilerinden biride imam, müezzin ve cami cemaatinin tarikatlara karşı uyanık olmaları konusunda bilgilendirildiklerini söylerdi. Hiçbir zaman din tacirliği yapmadı, bizleri de bilgilendirdi yetiştirdi ama baskı yapmadı. Altmış yıllık ömrümde gözlemledim ki maalesef geriye gidiyoruz. Ancak pes etmek yok.