- Kategori
- Siyaset
Bağımsız yargı, Ergenekon ve Hükümet'in çabası…

Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, bir Anayasal kurum…
En önemli görevlerinden birisi ise, hâkimlerin ve savcıların tayin ve terfilerini karara bağlamak…
Ve bundan da önemlisi, belki de en önemli işlevi, “Yargı Bağımsızlığı”nı hayata geçirmesi, kurması, sürdürmesi ve koruması…
Peki, Hükümet’in yargı erki konusundaki görevi ne?..
Yargı bağımsızlığının korunmasını temin etmek…
Yani, bir bakıma bu iki kurumun görevleri arasında bir özdeşlik ve bir ayniyet olması gerekiyor, değil mi?..
- Hayır, değil!..
Asker kişilerin sivil yargıda yargılanması ile ilgili kanunu, tüm gücü ile ve alışılagelmiş yöntemlerin dışında kim-vurduya ve oldu-bittiye getirerek çıkartmayı “başaran” Hükümet”in bu işi yaparken ki gerekçesi, yargı bağımsızlığı…
Ancak yargıyı, tümü ile yürütme erkinin güdümüne almak için elinden gelini ardına koymayan da yine bu aynı Hükümet…
Bir Hükümet’in, bir yandan yargıyı tümü ile kendisine bağlı bir güç haline getirmeye çalışırken; öte yandan, yargı bağımsızlığından söz etmesi hiçbir biçimde inandırıcı değildir…
Bu konuda önümüzde önemli bir örnek durmaktadır.
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, her yıl olduğu gibi Ankara’da günlerdir, hâkim ve savcıların yıllık nakil ve terfilerini düzenlemekle ilgili çalışmalar yapmaktadır.
Sözünü ettiğimiz kurul, Hükümet’tin her türlü etkisinden [baskısından] bağımsız olması gereken Anayasal bir üst hukuk kurumdur.
Ama gelin görün ki, kazın ayağı öyle değildir…
Konu, Ergenekon savcılarına geldiğinde rüzgârlar, Hükümet’ten doğru, ters esmeye başlamaktadır.
Bilindiği üzere Ergenekon savcılarının sürdürdükleri yöntem ve uygulamalar, bu ülkenin tüm saygın hukukçuları tarafından şiddetle eleştirilmekte ve açıkça hukuka aykırı bulunmaktadır.
Bu savcılar hakkında yapılan suç duyuruları [maalesef] Adalet Bakanı’nın masasındaki sumenin altında biriktirilmekte ve yasaya aykırı olarak ikinci bir “dokunulmazlık” zırhı yaratılmaktadır.
Bir savcının terfisi ise, zaten hakkındaki suç duyurularının ciddiliği nedeniyle dondurulmuş bulunmaktadır…
Durum vahimdir…
O ölçüde de kritiktir…
Kararlarını verirken her türlü etkinin dışında kalması gereken bir Anayasal kurumumuzun gündemi, Ergenekon soruşturmasını yürüten savcıların tayin ve terfilerine “teğet geçtiği” zaman bizzat Başbakan devreye girmekte ve [yandaş gazete Taraf’ın ifadesi ile], 6 kritik bakanı ile “acil” bir zirve düzenleyerek durumu görüşmektedir…
Haberin devamı aynen şöyledir:
<ı>“Başbakan Erdoğan, Ankara’da altı kritik bakanıyla, acil zirve düzenledi. Adalet Bakanı’nın da katıldığı zirvede, Ergenekon heyetinin yerini koruması için neler yapılabileceği tartışıldı…”
Bu haber, Türkiye’nin durumunu yansıtan bir ayna hüviyetindedir…
Lütfen dikkat buyurun…
Başbakan, [gazetenin kritik adını verdiği] bazı bakanları ile “acil” zirve düzenliyor ve… “Ergenekon heyetinin yerini koruması için neler yapılabileceğini” tartışıyor!..
İşte bu Hükümet’tir yargı bağımsızlığını tesis etmesi gereken Anayasal kurum…
Ama görünen odur ki, Türkiye’de yargı bağımsızlığı, bu Hükümet’e karşı korunmak durumundadır…
Ve Türk yargısı [halen] bunu yapabilecek güç ve bilinç içindedir…
Umudumuz budur.
Ve inancımız, tüm Anayasal kurumların, bağımsız, özerk ve demokratik hukuk devleti ilkesine uygun olarak birbirleri ile uyumlu bir çalışma yürütmeyi sürdürmeleri yönündedir…