Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

13 Nisan '12

 
Kategori
Doğal Hayat / Çevre
 

Bahar, kır çiçekleri, kediler, kuşlar

Bahar, kır çiçekleri, kediler, kuşlar
 

Bahar tüm renklerini, kokularını, seslerini topladı geldi yine.

Dağlarda eriyen karların suları, Geyikdere eteklerindeki caddelerin mazgallarında şarıldıyor.

Meyve ağaçları çiçeğe durdu. Meyveler, çiçeklerin çanak yapraklı rahminde tepinen fetüs sanki. Kokuları çığlıklarını yayıyor ortalığa, duyuyorum.

Meşelerin yaprakları; yumuk, pembemsi tomurcuklardan, tırtıklı yeşil yapraklara dönüşmekte yavaş yavaş.

Sokaklardaki dişi kedilerin karnı şişmeye başladı. Kimbilir kaç erkekten aldıkları genlerle, renk renk, minicik, melez melez yavrular sunacak doğaya.

Minicik, tüysüz yavrularını saklayacak yerler arayacaklar yine. Baş düşmanları babaları olacak çünkü. Anne, yavrusuz kalınca, çabucak yeniden çiftleşmeye hazırlansın diye, buldular mı boğacaklar yavruları. Anneler, köşe bucak saklayıp koruyacak  bebeleri. Bebeler, yürüyüp kendi başlarına avlanmayı öğrenene kadar, herkesten, her şeyden saklayacak anne. Güvendiği biriyseniz bile, sürekli yol değiştirerek yanıltacak sizi. Yerlerini öğrenmenizi istemeyecek. Önce, belirli saatte, belirli güvenli yerlerde eğitecek onları. Yürümeyi, koşmayı, kaçmayı, avlanmayı öğrenecekler. Sonra alıp başını gidecek anne. “Başınızın çaresine bakın, benim de bir yaşamım var.” diyecek.

Kapkara karga yavruları... Yerdeki tohumlardan dallara, yine yerlere, yine dallara...

Serçeler... Kışı atlatmanın mutluluğuyla uçuşmakta hepsi.

Küçücük renkli sakalar... Geveze şeyler. Şakımaz onlar. Vik vuik viuk, cik ciuk cik, vuik vik ciuk, viuk cik vik... Durmadan dedikodu mu yapıyorlar ne?

Rengârenk, irice arıkuşları... Güzelliklerinin bilincindeler. Çok afililer...

Saksağanlar da pek konuşkandır. İnsanlarla ve kedilerle dalga geçmeye bayılırlar. Kedileri peşlerinden koşturup delirtmeye bayılırlar.

Kelebekler, buralarda havanın biraz daha ısınmasını bekliyor olmalı. Henüz ortada yoklar.

Özgür, delişmen kır çiçekleri de fışkırdı, yeşil bahar otlarının arasından.

Katmer katmer yapraklı sütleğenler, gül taklidi yapsalar da hep yeşil kalacaklar. Yazık. Oysa nasıl hevesle öykünüyorlar güle.

Sarıyla cilalanmış yapraklarıyla saçkıranlar...

Topluiğne başlı beyaz çiçekleri, ince uzun boyunlarıyla salınan çobançantaları, maviş mügeler, sapsarı lahana çiçekleri, mor mor çiçeklerinden bal akıtan ballıbabalar, morun lacivertle karıştığı araptaşakları, unutmabeniler...

Papatyalar, öküz gözleri... Bezelye çiçekleri... Mor ebegümeci çiçekleri... Biberiyelerin, arılarca pek leziz bulunan mor çiçekleri...

Gelincikler elbette... Çocukken topladığımız, annemizin şurup yaptığı, kara göbekli kıpkırmızı gelincikler...

Dört yapraklı yonca arasak mı acaba?

Börtü böcek, çiçek, ağaç, kuş aşka durdu.

Bahar geldi, doğa coştu. Ama  toprakta kuru kalan, yeşermeyen yerler de var. Çiçeklerin açmadığı.

13.04.2012

Vildan Sevil

  

 

 

 
Toplam blog
: 102
: 882
Kayıt tarihi
: 07.06.11
 
 

1949 İstanbul doğumluyum. Emekli edebiyat öğretmeniyim. Çeşitli edebiyat sitelerinde, çeşitli kon..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara