Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

15 Haziran '09

 
Kategori
Efsaneler
 

Baho Gölü Efsanesi

Baho Gölü Efsanesi
 

Ne zaman bir yıldız kaysa, ürperir Baho Gölü'nün suları...


<ı>

"Bana bu efsaneyi anlatan Diyarbakır-Çarıklı Köyü-Kurtkayası Mezrası'nda, okuma-yazması olmayan ve köyünden hiç dışarı çıkmamış, gözleri yarı âmâ olan seksen yaşındaki Gurbet Satılmış Nine, bir sır verir gibi kulağıma eğilip bu efsaneyi başkalarına anlatmamamı, eğer anlatırsam sevdiklerimden, çoluk-çocuğumdan ayrı düşüp acı ve özlem çekeceğimi ; kendisinin, artık bu dünyada çekecek acısı ve ayrılmaktan korktuğu kimsesi kalmadığı için, bunu bana anlatmakta bir sakınca görmediğini söyledi. Fakat, efsane o kadar güzeldi ki, Gurbet Nine’nin uyarısına karşın, bu güzelliği sizinle paylaşmadan edemedim. Edemedim etmesine ama, bu araştırmadan sonra başıma gelenler de bir başka yazının konusu olabilir. Muhsine HELİMOĞLU YAVUZ"

Baho Gölü'nün eteklerinde yer aldığı, Diyarbakır'ın Çarıklı Köyü - Kurtkayası Mezrası'nda, yaşayan Baho adında bir çoban varmış. Gece-gündüz hiç ayrılmadığı koyunlarını, bu gölün kenarında otlatırmış.

Baho, mutsuz, hüzünlü bir çobanmış. Hiç insan içine karışmaz, geceleri de gölün kıyısına sırtüstü yatarak, hep yıldızları seyredermiş.

Gökteki yıldızlardan birisi çobana âşık olmuş ve bir gece gökyüzünden kayarak Baho'nun yanına gelmiş. Uzun, yıldızlı, parlak saçları olan çok güzel bir peri kızı olmuş ve başını çobanın omzuna dayamış fakat, bu Yıldız Kızın bacakları ve ayakları yokmuş. Bacaklarının yerinde, tıpkı deniz kızlarında olduğu gibi, parlak yaldızlı bir kuyruk varmış.

O geceden sonra, yıldız kız her gece gökyüzünden ağıp gelir, başını Baho'nun omzuna koyar ve sabaha kadar öylece otururlarmış. Kimi zaman da yan yana, gölün kenarındaki çiçeklerin, çayırların üstüne sırtüstü uzanıp, hiç konuşmadan gökyüzünü seyrederlermiş. Sabah yaklaşırken, tan yerleri ağarmadan, Yıldız Kız yine gökyüzüne dönermiş.

Çoban çok mutluymuş. Bu sırrını herkesten saklar, her gün bir an önce gece olmasını istermiş çünkü, Yıldız Kızı çok özlermiş.

Öte yanda çobanın çok kıskanç ve kurnaz bir karısı varmış. Birgün Baho'nun omzunda bir parça yıldız tozu görmüş. Çok merak edip hemen cinlere koşmuş ve bunun ne olduğunu sormuş. Cinler de kendileri gibi olan gerçek-üstü yaratıkların hiçbir ölümlü ile beraber olmasını istemezler, onları da çok kıskanırlar ve yok ederlermiş. Bu nedenle kadına, çobanla Yıldız Kız'ın beraberliğini anlatmışlar ve eğer kocan bu yıldızın varlığından, bir ölümlüye söz ederse, Yıldız Kız kaybolur, bir daha sonsuza kadar görünmez olur demişler.

Kurnaz kadın, günlerce uğraşıp, ağlayıp sızlayarak, kocasının Yıldız Kız'dan söz etmesini sağlamış. Çoban tılsımı bilmediği için, karısının ısrarlarına dayanamayıp, Yıldız Kız'la olan beraberliklerini ve ona duyduğu sevgiyi anlatmış.

O günden sonra Baho, Yıldız Kız'ı boşuna beklemiş, bir daha hiç ama hiç görememiş.

Bir süre sonra çoban da ortadan kaybolmuş. Kimilerine göre çok uzaklara gitmiş, kimilerine göre de kendisini, o çok sevdiği göle atmış.

Şimdi ne zaman, gökten bir yıldız kaysa, Baho Gölü'nün suları ürperirmiş. Bu hâlâ Yıldız Kız'ın dönmesini bekleyen, Çoban Baho'nun ruhunun ürpermesiymiş.

Özellikle bahar aylarında, sevdikleri uzaklarda olanlar, bu gölü ziyaret edip, gölün sularına kır çiçekleri atarlar. Atılan çiçekler kıyıya doğru yaklaşırsa sevgililere kavuşma zamanı yakın demektir. Kıyıdan giderek, gölün ortasına doğru uzaklaşırsa, kavuşmak uzak bir zamana kalmıştır...

Kaynak ; Muhsine HELİMOĞLU YAVUZ
Cumhuriyet Kitap Sayı: 1008- Sayfa: 17

 
Toplam blog
: 262
: 1569
Kayıt tarihi
: 27.09.07
 
 

Anadolu'nun doğusunda sonradan ismi değiştirilen köylerden birinde zemheri zamanına denk gelen bi..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara