Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Ağustos '13

 
Kategori
Futbol
 

Bakan Kılıç'ın tehdidi ve Toma'ya kafa atan adam!

Bakan Kılıç'ın tehdidi ve Toma'ya kafa atan adam!
 

Bugün, Kayseri’de Fenerbahçe ile Galatasaray arasında Süper Kupa maçı var.

Maç için alınan önlemler olağanüstü!

Çevre illerden Toma’lar getiriliyor. Herkesin üzeri en ince ayrıntısına kadar aranarak içeri alınacak!

Ek Toma ve alınan bu önlemlerin asıl nedeni, Fenerbahçeli bir taraftarın ‘Toma’ya kafa atma’sıymış!

‘Toma’ya kafa atan’ insan taraftar olabilir mi?

Yani Toma’mı sağlam, kafa atan taraftarın kafası mı?

Bu kadar önlemin ‘Toma’ya kafa atma’ olayı ile ilgisi olduğunu düşünmüyorum. İktidar partisi, stadyumdaki protestolardan korkuyor!

Oysa alınacak çok basit bir önlemle bu protestoların önüne geçilebilir. Şöyle ki; Fenerbahçe’nin Genç Fenerbahçeliler grubu ile Galatasaray’ın Ultura Aslan grubunu içeri alırsınız, onlar maçtan ziyade iktidar lehine slogan atarlar!

Gelelim Stadyumlarda yapılması muhtemel protesto gösterilerine. Bu konudaki en çarpıcı açıklamayı Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç yaptı.

Süper Lig’in başlamasına sayılı günler kala Gezi Parkı olaylarına değinen Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, statlardaki tansiyonun artması halinde bunun bedelini kulüplerin ağır şekilde ödeyeceği uyarısını yaptı.

Ben merak ediyorum, Sayın Bakan kulüplere ne gibi bir ceza verebilir? Yoksa Fenerbahçe’ye yapılan operasyon, diğer kulüplere de mi yapılır?

Sayın Bakan şöyle devam ediyor sözlerine:

“Stadyumları şiddetin, siyasi gösterilerin merkezi haline getirenler hukuki bedelini öder. Kargaşanın Türk futbolunu, kulüpleri ve yöneticileri bitireceği uyarısında bulunup, yasadaki yaptırımların işletileceğini, olaylar bitmedikçe elektronik biletin olacağını ve spor savcısının göz açtırmayacağını öne sürüyor.”

Gezi Parkı olaylarının tribünlere taşınması durumunda sporun ciddi zarar göreceğini ifade eden Sayın Bakan, Zaman gazetesinden Zekai Özçınar ve İsa Yazar’ın sorularını yanıtlamış “Futbol taraftarı arasına siyasi nifak sokanlar, bedelini öder. Kanunda bedeli neyse, gösteri yapanlar bu bedeli öder! Stadyumlar siyaset yeri değil. Kaldı ki, kulüp başkanı ve yöneticilerinin bilgisi dışında bu tür kitlesel eylemlerin yapılabilmesi mümkün değil. Statlarda güvenliğin sağlanması kulüplerin sorumluluğunda! Çakmak, taş, şişe nasıl girer?”

Gezi olaylarının çevreyi unutan bir duyarlılığa dönüştüğünü savunan Spor Bakanı, uyarılarını şöyle sürdürmüş: “Taraftar gruplarının arasına birileri sızmak isterlerse burası muz cumhuriyeti değil. 30 senedir terörle mücadele eden bir devletiz. Bir-iki, yaşanır. Üçüncüde kontrol altına alınır. Olayların arkasında kim var, tahrik eden kim, kulüpler nereye kadar içinde? Devlet, 24 saat içinde lamba gibi ortaya koyar. Polisle, yargıyla kimseyi korkutmuyorum ama bir eylem için senelerce men cezası almak, kulübü ve kendini ateşe atmak kimseye bir şey kazandırmaz. İnsanlar çocuklarını maça, cepheye mi korkusuyla gönderir hale gelirse bu durum Türkiye’de futbolu, kulüpleri, yöneticilerini bitirir.”

Ne kadar güzel söylemiş değil mi? Sahi Fenerbahçe’nin Avrupa maçında, dışarıdan paraşütlü işaret fişeği atanlar ne oldu? Yoksa onlar iktidar yanlısı bir grubun organizasyonu muydu?

Bakan Kılıç, Sporda Şiddeti Önleme Yasası’nın tam manasıyla uygulanmamasını sorunun sebepleri arasında gösterdi. Bakan Kılıç, “Tahrikkâr konuşan kulüp başkanı bir yaptırıma maruz kalmayacak mı? Yayınlar, yazılar, kışkırtılan kitleler. Bir sorumluluk oraya çıkmayacak mı?” diye sormuş.

Kulüp başkanları bir yaptırıma maruz kalmalı değil mi? Kalmayana da haddi bildirilmeli!

Bakan Kılıç, Spor savcısı, kamera ve elektronik bilet uygulamalarına da değinip, “Kanunun uygulanacağını herkes bilecek. Temennim can yanmaması ama yanabilir. Uyarıyorum, radar var.” ifadelerini kullanarak ekledi: “Spor savcıları, müsabakaları yerinde izleyecek. Doğrudan görecek. Raporlar, görüntüler önüne gelecek. Kimin hangi koltukta oturduğunun tespiti için elektronik bilet uygulamasına geçiyoruz. Burada bir fişleme yok. Elektronik bilet tribünlerde yaşanan olaylardan çıktı. Olaysız bir sezon geçirebilirsek zannediyorum bir daha konuşulabilir. Elektronik bilet güvenlik, suç işleyeni bulmak ve bir daha stadyuma girmesini engellemek amaçlı.

Gezi eylemlerini üniversitelerde de deneyebilirler. İstediğimiz, öğrencilerin karşı karşıya gelmemesi. Birisi eğitim almama hakkını kullanmak istiyorsa bahçede oturur, boykot hakkını kullanır. Ama, amfide ders yapan öğrencinin hakkını kısıtlamaya kalkarsa devlet gereğini yapar. Eylemciler, eyleme katılmayanların bu hakkını kısıtlayamaz. Çağrım şu: Kimse hayatını karartmasın, geçmişine sabıka kaydı düşürmesin.”

Gördüğünüz gibi Sayın Bakan sporu geliştirmek için faaliyette bulunmak yerine, taraftarları, kulüpleri yargı ile tehdit ediyor.

Ne diyelim? ‘Toma’ya kafa atan’ adamla, bu açıklamaların aynı düzlemde buluşması, tesadüf olmasa gerek!

 
Toplam blog
: 3842
: 3093
Kayıt tarihi
: 23.03.08
 
 

Antalya'da 1956 yılında doğdum. Emekliyim, Üniversite mezunuyum. Evliyim, bir oğlum var Mimar. Gü..