- Kategori
- İlişkiler
Bakü 3
Bakü şurası, dilini iyi kötü anlıyorsun, her şey bizden gidiyor neredeyse, yabancı bir yerde değilsin, gel gelelim Anneler Günü geldi ve ben gurbet neymiş anladım , annenizle ayni şehirde yaşamasanız bile, başka ülkede olmak ne garip bir duygu. Her şey izafi yani sanal , biraz ötede Erzurum , pasaportun elinde , uçağa bindin mi , değişen bir şey yok ama gurbetteyim diye gözlerin doluyor. Belki de yaşamda en önemli şey algı , neyi nasıl algılıyorsan öyle kabul ediyor, yaşıyorsun.
Örneğin, annenin hoşlanmadığı komşusunu sen de sevmiyorsun, yıllar sonra bakıyorsun , o ne iyi kadın , öyle algılamışsın öylede sürmüş gitmiş . Bakü gurbet diye algılıyorsun , gurbeti öğrenmişsin zamanında , bu kavramla gözlerin doluyor , oysa biraz yukardan bakıversen aha burası , bu algı işini kendimde biraz çözmeye ve düzeltmeye çalışıyorum , oğlumu ağabeyim gibi algılamaya çalışıyorum , beni aştığı o denli çok konu var ki , benim deneyimleri mi de , akıllı kız kardeş algısıyla vermek istiyorum.
Trafik orada da tıkanıyor, şehir içinde hızlı araba kullanıyorlar.
Asıl hoş olan kuaförünüz eve geliyor, tabii dışarıda salonlar var ama arada böyle bilinen hanımlar var , siz ucuza yaptırıyorsunuz o da kazançlı çıkıyor , çünkü iş yok, salon açmanız için de izin almak ve bazı güçleri aşmak zormuş.Birileri gelip ' bu sokakta şu beyin salonu var siz açamazsınız 'diyormuş , öyle anlattılar .Kadın saçımı harika boyadı , konuşurken nasıl ölçülüler , özelinize hiç girmiyorlar , haramda gözleri yok , deyim yerindeyse . Türkiye’ye gelmek istiyor , her kesin gözü Türkiye’de .Ne güzel .Beğenilmek ne onur verici .
13 Mayıs’ta, hafif yağmur var, ama buradakiler yaz geldi diye sandalet filan giyiyorlar, işte o gece Hayatt Otele yemeğe gittik , İngilizler, Japonlar daha kimler , aman ne güzel insanlar , seçmece mi bilmem , şahaneydi , Hazar’ın meşhur Beluga balığını yedik , beyaz , etli , güzeldi.Yanında pilav ve salata geliyor . Çay her yerde bol , semaverle , duruyor kendin alıyorsun .
Değişik anlar yaşadım , ömrüm uzadı .Bir müzik okulunun yıl sonu çalışmalarından , keman konserine davet edildim ve bunun için gelişimi bir gün erteledim , öğretmenlik damarım kabardı galiba.
Çok eski , Rus mimarisi bir bina , çok eski müzik aletlerinin sergilendiği bir salon , küf kokan , nemli , müze gibi sergiliyorlar .
Hava , pencere yok , çok eski kadınlar , saçları çok eski , döpiyesleri çok eski , ayakkabıları çok eski , yüzükleri , ayakkabıları , inanamazsınız her şey geçmişte .Yaşları seksenden az olmayan Rus öğretmenler, Azeriler yaşadıkları mimariyi , sanatı büyük ölçüde Ruslara borçlular.Sekiz yaşından onbeş , onaltı yaşlarındaki çocuklar çaldılar ve bizi müzikle tek yaptılar , mutlu yaptılar , teşekkür ederim.Ancak konser sırasında , daha büyük bir delikanlı izleyici , durmaksızın yanındaki kızla konuştu , bir iki kez uyardım , kimse uyarmadı , bilmem neden , susturamadım , çıkarken ona dedim ki;.
-Sen bir daha futbol maçına git , buraya gelme .
-Ben gelmek istiyorum , dedi .
-Dinlemiyorsun ki , gelip ne yapacaksın .
Ah , biz öğretmenler , öğretmekten hiç vazgeçmeyecek miyiz?
Söylemeden edemeyeceğim , daha kot pantalona alışmamışlar, hemen hemen yok , kendi kültürlerindeler .
Sebze ve meyve yemezseniz , şahane Rus kekleri var , çikolatalar , şekerlemeler , et filan uygun fiyatlarda.Her markette farklı fiyatta olduğu içinde bizim emekliler gibi market market gezip , kontrollu gitmenizde yarar var. Ray kıymetine=fiyatına dikkat etmenizde.
Seyyar satıcıdan aldığım güzelce bir sıra inciyi anneme taktım , çok mutlu oldu .Yirmi beş milyon civarıydı , ikinci sırayı Kapalı Çarşıdaki Bedesten 'e götürdüm.Tanıdığım , yetenekli kuyumcu bir beyle beraber , incinin arasına akik , turkuaz , gümüş , ay taşı filan serptik , şahane bir kolye yaptık , onu yakında evlenecek olan kızım , bir öğrenci kızıma takacağım , Niğde’ye gideceğim ve size de Niğde’yi anlatacağım.Götürdüğüm kolye , benden bir yaratıcılık bulundurduğu için , elim ve emeğim değdiği için önemli olacaktır.
Ülkemi çok seviyorum , seve seve canını vereceklerdenim , sınrları aştım , artık Azerbeycan’ı da seviyorum.
Gezmek , önce gideceğim yeri çalışmak , gezerken notlar tutmak , resimler çekmek , anlatmak .
En sevdiğim işlerden biri.şimdi 20 liraya tüm müzelerin gezilebildiği kartlardan alıp , daha rahat müze gezeceğim.Tavsiye ederim.Yeni gezilerde olmak ümidiyle .