- Kategori
- Siyaset
Balbay

Mustafa Balbay...
Kaç gündür tutuklu olduğundan haberiniz var mı?
Cumhuriyet gazetesi alanlar, ya da bir şekilde eline geçenler bilirler.
Balbay, çarşamba günleri dışında gazetesinde yazı yazamıyor.
Cezaevinden günlük yazı ulaştırmasının olanağı yok. Yine de okuyucularıyla en azından bir gün buluşmak adına çarşamba gününü kendine belirlemiş. O gün yazıyor.
Yazmadığı günler de sağ alt köşedeki yeri boş kalıyor.
Ve şöyle bir yazı duruyor orada...
Mustafa Balbay 350 gündür tutuklu...
İlk tutuklandığı günden bu yana, o sayaç işledi durdu.
Ben o zaman askerdeydim. Askerliğim bitti memleketime geri döndüm.
Balbay hala içeride...
Hapiste geçirdiği süre, bir askerlik süresine eş değer...
Ne ile suçlanıyor?
"Hükümeti düşürmeye teşebbüs"...
Bir gazeteci hükümeti düşürebilir mi?
Aslında, asıl soru bu değil...
Cinayet ile suçlanan bir kişi, suçlu olup olmadığı kesinleşene kadar hapiste tutulur. Çünkü onun yeniden cinayet işleme olasılığı vardır. Ve suçlu olup olmadığı belirlenene kadar, geçen günlerini dışarıda geçiremez.
"Hükümeti düşürmeye teşebbüs" suçu, ister istemez medyatik bir olay...
Şimdi burada sorulacak sorular şunlar olmalı...
Balbay, hükümeti düşürmeyi istemekle suçlanıyor.
Ve bu ithamla yargılandığı herkesçe biliniyor.
Darbe ile suçlanan birisi, bu kadar aleniyetin üstüne yeniden darbe yapma teşebbüsünde bulunur mu?
Darbe yapmak suçunda, Balbay'ın görevi "basın yoluyla halkı kışkırtmaktı".
Eğer onun yazılarına "kışkırtmak" diyorsanız, haftanın bir günü dahi olsa bunu yine yapıyor...
Ve Mustafa Balbay gibi bilinen birinin, emniyet tarafından göz hapsinde tutularak dışarıda tutulması yerine, ömrü bayağı uzun olacağı şimdiden belli Ergenekon davası nedeniyle Silivri'de tutulması hangi mantığa sığıyor.
Bu yorumum Ergenekon'dan tutuklu diğer isimler (Tuncay Özkan, Mehmet Haberal vs.) için de geçerlidir.
Necmettin Erbakan'ı yaşlılıktan dolayı ev hapsine "affeden" zihniyet, Balbay'ı neden orada tutuyor.
Gerçi, bunu söylemeden geçmemek gerekir. Eruygur paşa ve İlhan Selçuk için de aynı durum uygulandı.
Fakat, bir insanı dışarıda yargılamanın tek şartı onun yatalak hasta olmasını beklemek olmamalıdır.
Ya da Kuddusi Okkır gibi, ölüm döşeklerine düşmesini beklemek...
Madem ki, Eruygur ve Selçuk, dışarıda yargılanabiliyor, aynı muammele Balbay'a, Özkan'a, Haberal'a Perinçek'e de uygulanmak zorundadır.
Bugün "The Exorcist" filmini izledim.
Ölen kız için pederi yargılıyorlardı ve yeni tanıkların dinlenmesi için mahkeme ertelenmek zorunda kalıyordu.
Mahkemenin ertelenme tarihi hep bir gün sonrasıydı.
Bizdeki gibi bir ay sonrası değil...
Adalet sisteminin bu kadar ağır yürüdüğü ülkemizde, Balbay gibi daha nicelerinin hapiste boş yere yatması; geçen anlamsız zaman kaybına ve bizim Balbay'ın şahane dil oyunlarından ve gündem yorumlarından uzak kalmamız dışında hiç bir işe yaramayacaktır.