Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Aralık '16

 
Kategori
Beslenme / Diyet
 

Balık yemenin faydaları

Balık yemenin faydaları
 

Balık yeme acaba neye faydalı?


Balık yemenin sağlığa faydalı olduğu, millet olarak yeterince balık yemediğimiz ve üç tarafı denizle çevrili ülkemizde balıktan daha çok faydalanmamızın gerektiğini yönünde bugüne kadar sizin de birçok şey okuduğunuza ve duyduğunuza eminim. Artık kimsenin kafasında bu konuda bir şüphe kalmamış olması gerekirdi. Ancak ne yazık ki durum öyle değil ve hala balığın faydasını tam olarak bilip kabul edenler ve yeterince balık yiyenler azınlıkta. Bence bunun sebebi balık yemenin neden sağlıklı bir beslenme biçimi olduğunun insanlara doğru düzgün anlatılmamış olması. İnsanlara balık yemek gerektiğini söylüyorlar ama balığın faydası tam olarak nedir, iyi ve ayrıntılı olarak açıklayan yok. Ben de bu eksiği farkettiğim için balığın ne faydaları olduğunu merak edenlere yardımcı olacak bir yazı yazmaya karar verdim. Bu benim için pek de zor olmadı çünkü bir balıksever ve bir sağlıklı yaşama düşkünü olduğumdan balığın faydaları konusunda zaten birçok şey biliyordum. Yazımda balık yemenin avantajlarını daha iyi göstermek için zaman zaman balık eti ile kırmızı eti karşılaştırdım ve neden balığın daha iyi olduğunu açıkladım. Ama bir not düşeyim. Kırmızı et yemeyin, falan demiyorum. Her yiyeceğin kendine göre faydaları var ve hepsiniden dengeli olarak yemek ve sürekli aynı şeyi yememek en sağlıklı olan. Şimdi balığın yararlarına bakalım.

1-) Protein Deposu: Pişmiş balık eti yüze 20-25 oranında protein içerir. Bu oldukça iyi bir oran çünkü doğal yiyecekler içinde en çok protein içeren yağsız dana eti yada tavuk göğüs etinin protein oranı bile yüzde 30’u geçmez. Bir gıdanın iyi bir protein kaynağı olup olmadığına bakarken miktardan başka içindeki proteinin vücutta kullanılabilme oranına bakarız. Balıktaki proteinin insan bedeninde kullanım oranı yumurtadan daha azdır, tavuk ve dana etiyle hemen hemen aynıdır, sütten biraz daha çoktur ve bütün bitki kaynaklı gıdalardan oldukça daha fazladır. Yani balık proteini oldukça iyi bir protein. Elbette pazardan bir kilo balık aldım bunun yüzde 25 proteindir diye hesap yapmak doğru değil. Bir kilo balığın bir kısmı ayıklanıp çöpe gidecek. Pişince de suyu çıktığından ağırlığı düşecek. Sonunda geriye kalan pişmiş filetonun yüzde 20 ila 25’inin protein olduğunu söyleyebiliyoruz.

2-) Diyet Bir Gıda: Zayıflamak isteyenlere balık tavsiye edildiğini pek duymadım ama ben balığın zayıflamaya katkı yapabileceğine inanıyorum. Balık eti elbette tavuk göğüs eti gibi yağdan neredeyse tamamen arınmış değil ama hiç karbonhidrat içermiyor ve protein, vitaminler ve mineraller açısından çok zengin. Bu sayede fazla kalori almadan vücudunuza gereken besin almış oluyorsunuz. Diyet yapanların çok acıkmasının sebebi vücuda gereken vitamin ve minerallerin eksik kalması. Balık yemek bu problemi çözebilir. Balıktaki yağ ise tamamen doymamış yağ asitlerinden oluşuyor ve zararlı olmadığı gibi faydalı bile olma ihtimali var.  Üstelik bu yağın bir kısmı da Omega-3 yağ asitlerinden oluşuyor.

3-) Omega-3: Omega-3’ü burada çok ayrıntılı anlatmak pek mümkün değil ama kalp, bunama ve kanser gibi modern insanın hastalıklarından birçoğunun omega-3’ü az yiyip omega-6’yı fazla kaçırmaktan olduğunu söyleyebiliriz. Yani sağlık için Omega-6’dan uzak durup Omega-3’e yönelmek gerek. Omega 3-6 dengesi açısından en iyi gıdalardan birisi ise balık. Tavuk ve ette omega-3 adına pek bir şey bulunmuyor. Bitkilerde Omega-3 var ama ondan birkaç kat fazla omega-6 da var. Balıkta ise bol Omega-3 yanında sıfır Omega-6 bulunuyor. Üstelik balık etindeki Omega-3 insan beynine en faydalı olan dokosaheksaenoik asit (DHA) cinsinden. Yakın zamana kadar çok reklamı yapılan somon balığının en çok omega-3 içeren balık olduğunu sanıyorduk ama yapılan araştırmalara göre çiftliklerde beslenen somonlara maliyeti düşürmek için yanlış besin verilmesi omega-3 oranını düşürmüş. Aslında Omega-3’ü en fazla olan balık hamsi. Bu ufaklığın yüzde 2’si omega-3’ten oluşuyor. Alabalık da teorik olarak omega-3 bakımından zengin ama çiftlikten büyüyen bu balığa yedirilen yemin hammadesi de aslında hamsidir. Bu yüzden işi uzatmak yerine doğrudan hamsiyi yemek en iyisi olsa gerek.

4-) D Vitamini: Bunu ilkokulda bize kemikleri güçlendiren vitamin diye bellettiler ve gerçekten öyle. D vitamini alamyan kişilerde kemiklerde gelişim bozukluğu, yumuşama ve kırılmalar olabiliyor. Ancak D vitamini bundan başka faydalar da sağlıyor. Kışın sizi depresyondan ve gripten koruyan, metabolizmayı düzenleyip kilo almayı önleyen, diş çürüklerini önleyen ve bazı iddialara göre kalbi koruyup kanseri öneleyen bir vitaminden söz ediyoruz. D vitamini güneşe çıkan insanların vücudunda üretilebiliyor ama güneşsiz kış günlerinde D vitamini almak bir problem. Balık imdadınıza yetişebilir. Hangi balıkta ne kadar D vitamin var, kesin olarak güç. Benim tespit edebildiğim en çok D vitamini içeren balıklar lüfer, alabalık ve somon. Elbette diğer balıklarda D vitamini açısından zengin. Hamside ise gene mevcut olmakla birlikte D vitamini diğer balıklara nazaran daha az.

5-) Mineraller: Konumuz beslenme ise mineral, vücudunuda bazı hayati fonksiyonlar için çok az bir miktar olması gereken metal benzeri elementlere denir. Vücuda gereken başlıca mineraller demir, çinko, kalsiyum, magnezyum ve potasyumdur. Mineraller farklı görevler yaparlar ama çoğunun ortak işi kemikleri ve dişleri sağlamlaştırmak ve sinir sistemi ile kasların daha iyi çalışması için sinirlerdeki elektrik iletileri taşımaktır. Bütün balıkların etinde bu minerallerden farklı oranlarda bulunur. Balığı iyi bir mineral kaynağı yapan ise fitat ve oksalat adlı maddeleri içermemesidir. Mineraller sebzeler ve bakliyat gibi bitkilerde de vardır ama bu gıdalarda fitat ve oksalat adı verilen bileşikler vardır ve bu bileşikler minerallerin emilmesine engel olur. Bu yüzden bitkilerdeki minerali vücudumuz tam olarak ememiyor. Balık yediğinizde ise böyle bir problemle karşılaşmıyorsunuz.

6-) B12 Vitamini: B12 eksikliği de çağın beslenme problemleri arasında. Bu vitamin sadece hayvanların vücudunda bulunur. O yüzden bitkilerin hangi B12 içerir, diye hiç boşuna araştırmayın. Beynin iyi çalışması sağlayan ve kan yapan bu vitamin eğer yeterince alınmazsa unutkanlık, yorgunluk, zayıflık, saç dökülmesi ve kalıcı beyin hasarı gibi sorunlar ortaya çıkıyor. Bunlardan korunmak için mutlaka et, süt yada yumurta tüketeceksiniz. En çok B12 içeren gıda türü ise ne dana eti ne tavuk. Balık etinde diğer etlere nazaran üç dört kat daha fazla B12 vitamini bulunduğu pek bilinmeye nbir gerçek. En çok B12 içeren balık ise uskumru. Bunun 100 gram pişmiş etinden neredeyse 20 mikrogram B12 vitamini var ve bu dana etindekinin on katı. Omega-3 ve B12 vitamini; ikisi de beyni ve zekayı koruyan besin öğeleri. İşte bu yüzden balık tam anlamıyla zekayı geliştiren bir gıda.

Sonuç: Balık Yiyin

Bir yandan yanlış tarım uygulamaları, bir yandan hazır yemek kültürü sağlıklı beslenmemizin önünde her gün büyüyen engeller teşkil ederken balık gibi besin deposu ve kalorisi düşük gıdalar adeta dengeli beslenmenin son kaleleri gibi direniyor. Bence, bunlarda tüketim kültürüne yenik düşmeden bol bol balık yemek gerekli. Kışın balık seçenekleri çok. Yazın ise somon ve alabalık gibi çiftlik balıkları işinizi görecektir. Balığı satın aldıktan sonra dondurursanız uzun süre dayanır ama yine de çabucak tüketmek en iyisi. Balığı yağda kızarttığınızda içindeki omega-3 gibi önemli besin öğeleri kaybedilebiliyor. Üstelik sağlık değosu balığı kalori kaynağı, yanmış trans yağlarla doldurmuş oluyorsunuz. Onun yerine yanında bir miktar sebze ile fırına atılmış balık çok daha iyidir. Balığı yakmadan ve omega-3’ü yok etmeden pişirip yerseniz ve bunu sık sık yaparsanız daha mutlu ve sıkıntısız bir hayata ilk adımı atmış sayabilirsiniz kendinizi.

 
Toplam blog
: 25
: 8578
Kayıt tarihi
: 11.10.15
 
 

Sağlıklı ve lezzetli gıdalarla beslenmek, temiz ve huzurlu bir ortamda sade ama keyifli bir yaşam..