Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Eylül '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Baloncu amca

Baloncu amca
 

Yolun kenarında miskin- miskin yürüyen küçük bir çocuk ; elinde balon satan adamı görünce hayli keyiflenmiş ona doğru koşmaya başlamıştı.Yakınına geldiğinde baloncu amcanın kıyıya doğru yürümeye başlamasıyla bizim küçük yumurcak da ;baloncu amcayı büyülenmiş gibi takip ederken, şaşkınlığını gizleyemiyordu. Onu hayrete düşüren şey, "Bizim eve bile sığmaz" dediği o güzelim balonların adamı nasıl havaya kaldırmadığı idi. Baloncu dinlenmek için durakladığında o da duruyor ve sonra yine takibe koyuluyordu. Bir ara adamın kendisine baktığını fark ederek ona doğru yaklaştı ve bütün cesaretini toplayarak:
-Baloncu amca, dedi. Biliyor musun benim hiç balonum olmadı.
Adam çocuğu söyle bir süzdükten sonra:
-Paran var mi? diye sordu. sen onu söyle.
-Bayramda vardı, diye atıldı çocuk, önümüzdeki bayram yine olacak.
-Öyleyse bayramda gel, dedi adam. Acelem yok, ben beklerim.
Çocuk sessizce geri döndü. O ana kadar balonlardan ayırmadığı gözleri dolu- dolu olmuş, yürümeye bile mecali kalmamıştı. Bir kaç adım attıktan sonra elinde olmadan tekrar onlara baktığında, gördüklerine inanamadı. Balonlar, her nasılsa adamın elinden kurtulmuş ve yol kenarındaki büyük bir Çınar ağacının dallarına takılmıştı. Çocuk, olup bitenleri büyük bir merakla takip ederken, baloncu ona doğru dönerek:
-Küçük, diye seslendi. “Balonları ağaçtan kurtarırsan birini sana veririm”.
Yapılan teklif, yavrucağın aklını başından almıştı. Koşarak ağacın altına doğru yöneldi ve ayakkabılarını aceleyle fırlatıp tırmanmaya başladı. Hedefine adım-adım yaklaşırken duyduğu heyecan, bacaklarını kanatan Çınar ağacının dallarının acısını hissettirmiyordu. Sincap çevikliğiyle balonlara ulaştığında bir müddet onları seyretti ve dallara dolanan ipi çözerek baloncuya sarkıttı. Ancak balonlardan birisi iyice sıkıştığından diğerlerinden ayrılmış ve ağaçta kalmıştı. Çocuk onu kurtarmaya kalkışsa, belki de düşecek yada balonun patlayacağını düşünerekten onu kurtarmaktan vazgeçti. İster istemez balonu yerinde bırakıp aşağıya indi ve adam dönerek:
-Birini bana verecektiniz, dedi. Hangisi o?
Adam elini tersiyle burnunu sildikten sonra:
-Seninki ağaçta kaldı evlat, dedi. İstersen çık al.
Çocuk bu laf karşısında afallamış ne yapacağını şaşırmıştı.Sinir ve öfkeden ayakta bile duramadı. Kaldırımın kenarına oturup baloncunun uzaklaşmasını bekledikten sonra, dallar arasında parlayan balona uzun-uzun bakarak:
"Olsun", diye mırıldandı. "Olsun." Ağacın üzerinde de olsa yinede , bir balonum var ya artık..! Diye düşünerek içindeki öfkeyi bastırmaya çalışırken ; burnunun kemiğinin sızladığını , göğsünün içinde bir kuşun çırpındığını hissetmişti.Ağacın üzerinde de olsa kendisine ait olan ;o güzelim balonunu seyretmeye dalmıştı ki; küüt...!diye bir ses duydu.Dönüp baktığında baloncu amcaya bir otomobil çarpmış , baloncu amca yerde yatıyor ancak o güzelim balonların hepsi gökyüzüne süzülerek gidiyorlar. Küçük çocuk koşarak baloncu amcaya sarıldı onu yerden kaldırmaya çalışırken bir taraftan da baloncu amcayı teselli etmeye çalışarak “-Amcacığım üzülme onlar şimdi başka bir ağacın dalına takılırlar ben yine çıkar , onları oradan alırım “ diyordu.Oysa baloncu amca çoktan hakkın rahmetine kavuşmuştu. Amcanın sesinin çıkmadığını, nefes bile almadığını fark eden çocuğun gözlerinden iki damla göz yaşı süzülmüştü.........!!!

 
Toplam blog
: 45
: 1344
Kayıt tarihi
: 04.11.06
 
 

Düşünmeyi ve yazmayı çok severim. Yaşama ilişkin çelişkileri görmekte ısrarlıyımdır. Muhalif olmaya ..