- Kategori
- Felsefe
Bana arkadaşını söyle...

Kuru gürültüye pabuç bırakmayan cesur yüreklerle arkadaş oluyorum artık… Kaybetmeye başladığım erdemleri hatırlatmaları, umudumu kestiğim eski güzel günlerin müjdecisi olan hüsnü niyetimin değerlerine sahip çıkmam konusunda ısrar etmeleri için seçiyorum onları…
Belki yanlarında hep boynu bükük duracağım ve kolaycılığın bayağlığına yenilmiş olacağım… Ama mağlubiyetlerden ders almayı öğrenmek de bir tür erdem… Teselli olarak bunlar bari kalsın elime diyorum… Yıllarca felsefe ve bilgelik okumuşum ama incir çekirdeğini dolduracak kadar dahi bir yaşam ustalığı alamamışım Tanrımın anlam ve güzellik dağıtan ellerinden…
Ne varsa işe yaramazlık üzerine hepsi bende… Hata üstüne hata, sakarlık üstüne sakarlık… Her türlü eksikliğin alası, zavallı varlığımda toplanmış… Gel de pişman olma, böylesine bir kör dövüşü içinde, yolunu kaybettiğin bir dünyaya doğduğun için… İşin gücün bir avuç erdem için savaşmak olsun, her çaresiz nefes alış verişinde…
Şööyle ekmek parası derdine düşmeden, ayaklarımı umarsızca uzatıp, zengin içoğlanlarının yaptığı gibi, bom boş gözlerle bakamıyorum dünyaya bir türlü… Canımı acıtan yada midemi bulandıran şeyleri yazıp çizmek zorundayım… Pis yüreklerin maskelerini düşürmeli ve bizleri aptal yerine koyarak, suratlarımıza aynı pişkinlikte gülmelerini engellemeliyim…
İşte arkadaş grubu seçimimi bu yüzden değiştirdim dostlar… Kuru gürültüye pabuç bırakmayan, acıyı bal eylemiş cesur yüreklerle arkadaş oluyorum artık… Sevgi ve Saygılarımla… Fırat ÖÇAL
http://www.hayatveinsan.com/?p=9389