- Kategori
- Şiir
Bandım acı biberi, ekşimiş yoğurda
Bedenimdeki ıssız mapushane hücresinde yine firar oldu,
Kaçakları sende aradım..
Bazı mahkumlarım bende kaldı, bazılarıysa sende kaldı ama onlara ne yaptığını hiç bilemedim.
Ve her çileli günün ertesi günü ve ondan sonraki her gün kafam iki avucumun arasında defalarca tekrarladım:
"Bedenin tabut olmuşsa ruhuna, nefes almaya çalışarak kimi kandırıyorsun?"
Ölü ölü yanan sokak lambalarının altında otururarak günahlarımı saydım, ölü ölü..
Aşağı yukarı yeşil, sarı, kırmızı; trafik ışıkları... İstikametim hiçbir yer ve vicdanım meteliksiz, düşüncelerim tam takır kuru bakır..
Kendi başımın etini yeme ziyafetinde, aşk oyunu iştahımı kabarttı gözümü kararttı ve kalktım, yürümeye başladım. Fakat,
Peşinden geldiğim yolların çok belirsiz,
Kaldırımlar acımasız, ben mi basıyorum onun üstüne,
Yoksa onlar mı çiğniyor ayaklarımın tabanını, sebebsiz..
Her gün aynı hataya uyanan ben basiretsiz, cesaretsiz ve de hevessiz...
Artık dilimin ucunda son bir fısıltı duası, hatırlayabildiğim birkaç kelime ve etmek istediğim son cümlem sana,
Gürültüye susmasını öğretebilirsen, ben de aşkı unutmayı düşünebilirim..