Bank Asya'ya yapılan baskın 'finansal darbedir!'

Bank Asya’ya yapılan baskın ‘finansal darbedir!’

Dün gece yarısı sudan nedenlerle yüksek direktifler doğrultusunda Bank Asya’ya yapılan baskın ülkenin dört bir yanında nefretle karşılanmış, hesap sahipleri bankasına sahip çıkmak amacıyla Bank Asya’ya koşmuşlardır.

Dün gece yarısı ‘mülkiyet hakkına’ yapılan baskın ‘finansal darbedir!’

Bir şeye sahip olan kimse, o şeyden yasa çerçevesinde dilediği gibi tasarruf edebilir.

Ancak ’82 Anayasası ve TMK’nda yer alan herkesin, mutlak haklardan olan mülkiyet hakkı TMSF marifetiyle sınırlandırılmıştır.

BDDK imtiyazlı pay sahiplerinin pay sahibi olabileceklerine dair belgelerin teslim edilmesine kadar % 63’lük hissenin TMSF tarafından kullanılmasına karar verdi. Belgeler teslim edilinceTMSF yönetimi terk edecektir.

Sözün kısası Bank Asya’ya yapılan işlem mali risk taşıması veya tasfiye amaçlı değildir.

Cumhurbaşkanı değil, sanki AKP eş başkanı gibi son günlerde Merkez Bankası(MB) Başkanı Erdem Başçı’ya faiz oranları konusunda Numan Kurtulmuş ve ekonomi danışmanlarından aldığı bilgilerle psikolojik baskı yapıyor.

Sadece kendi görevi ile ilgilenen Başkan Başçı karşısında öfkesini kontrol edemeyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘Ne diyorlar? İnsanı böyle adeta çıldırtacaklar.’ derken herkese ekonomi dersi veriyor; ‘Enflasyon düşerse faizi düşüreceklermiş, doğru bir mantık değil, çünkü enflasyon sebep; faiz netice değildir.’ diyor.

MB’nın ‘optimum bağımsızlığı’ ancak şöyle tanımlanabilir: ‘MB bağımsızlığı, MB’nın para politikasını, siyasi otoritenin nüfuzuna vetasarrufuna maruz kalmadan, kendisine verilen hedefler doğrultusunda uygulayabilme ve gerektiğinde değişiklik yapabilme esnekliğine ve inisiyatifine sahip olmasıdır.

‘Enflasyon hedeflemesi açısından MB bağımsızlığının tamamlayıcı bir unsur olduğunu’ belirtmeden geçemeyeceğim. 

İstanbul’u ‘finans merkezi’ yapmak için hükümet ve finans çevreleri büyük özveri ile çaba gösterirken; polisin Bank Asya’nın önüne bariyer koyması hesap sahiplerine gözdağı verme, yıldırma amaçlı oluyor.

İçine düşürüldüğü durum sadece hesap sahiplerini bağlamayan; başta Türkiye Ekonomisi olmak üzere, G-20 ve AB ülkelerindeki yatırımcıların da gözü Bank Asya üzerindedir.

Eğer İstanbul’u çağını aşmış, dünya standartlarında hizmet veren, saygın, en önemlisi güvenilir ve dinamik bir finans merkezi yapabilmek için; öncelikle  Cumhurbaşkanı Erdoğan ‘Bankacılık ve Finans Sektörü’ üzerinde ‘nüfuz’ kullanmamalıdır!

04.02.2015

Not: Fotoğraf Alıntıdır.