Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Mart '09

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

Bankada hesabınız varsa yandınız

Bankada hesabınız varsa yandınız
 

2001 krizi bankaları vurduktan sonra, devlet denetiminin daha yapıcı ve sağlıklı bir şekilde organize edilmesi ile bankaların mali yapılarının güçlendiğini görüyoruz. İşin özü de budur zaten. Yasakçı uygulamalar değil, denetimli çalışma serbestisinin sağlanması esas olmalıdır.

Şimdi, buraya kadar güzel. 2001 krizinden alınan dersler ve denetimler sonucunda, bankalar mevcut krize daha sağlam yapılarıyla girdiler. Bu açıdan hem bankalarımızı, hem de denetimcilerimizi kutlamak istiyorum. Ancak, illa ki bir yanımız eğri kalıyor. İlla ki, birilerinin canına tak demeden bazı olaylar görmezden geliniyor ya da yaptırım gücü tam kullanılmıyor. Yine mağdur olan vatandaş, yine sen, ben oluyoruz. Evet ben de. Düşünün, ben bir bankacıyım ve bankalar yüzünden mağdur durumdayım. Diğer vatandaşların vay haline diyorum.

Denetimlerin mali tablolar üzerinden yapılması ve yaptırım gücünün bazı konularda tam olarak uygulanmaması nedeniyle, aslında son on yıldır uygulanan ve krizle birlikte şaha kalkan bir durum var. Bu durum, bankalarda hesabı olanların hesaplarındaki paralarının, bankalar tarafından tırtıklanmasıdır. Evet tırtıklanma. Şu anda yapılan resmen budur. Banka hesabınızı her ay kontrol ettiğinizde, paranızın erozyona uğradığını görmektesiniz zaten. Eğer, hesabımda zaten hiç para yok diyorsanız, sakın olaki rehavete kapılmayınız ve hemen bankanıza müracaat ediniz. Çünkü, hesabınıza haberiniz olmadan kredili mevduat hesabı tanımlanmış, belli bir limit kredi tahsis edilmiş ve sonra da, yine bankanız tarafından tırtıklanmak suretiyle borçlandırılmış olabilirsiniz. Bunlar, hemen hemen tüm bankalarda yaşanmakta olup, bu yazımın ihbar olarak kabul edilmesini talep ediyorum.

Gelelim tırtıklama kalemlerine.
Hesabınızı hiç kullanmasanız dahi ödediğiniz ücretler:
-Hesap işletim ücreti (Hesap cüzdanınızı işletseniz de işletmeseniz de, hesabınızda bir hareket olsa da olmasa da, her ay ya da üç ayda bir hesabınızdan muhakkak tahsil edilir, merak etmeyiniz. Bankalar arasındaki kesinti tutarı aylık 2, 5 ile 10 TL arasında değişiyor.)
-Hesap özeti, ekstre ücreti (Hani o kredili mevduat hesabınız var ya, o varsa her ay ekstre ücreti de var. Bir de ay sonlarında faizini ödersiniz. Ona göre. Aylık 2 ile 5 TL arası. Faizi içinse, müracaat yeri bankanız.)
-Kredi kartı yıllık üyelik aidatı (Kredi kartımı hiç kullanmıyorum ya da iptal ettirmiştim, bu ne ki, demeyin. Kredi kartları öyle kolay kolay iptal edilmezler. İptal işlemini gözünüzle görmeden inanmayın. Yıllık 25 ile 80 TL arası.)
-Sigortalar (Hesabınızı iyi kontrol edin. Çünkü, muhakkak bir sigorta poliçeniz mevcuttur. İşin daha kötüsü, birşeylere karşı sigortalısınız ama haberiniz yok. Örneğin, elinizi bıçak kesti ve dikiş attırdınız, tedavisine para ödediniz. Oysa, size önceden bir ferdi kaza sigortası yapılmış olabilir. Ya da cüzdanınızı çaldırdınız ve kıvranıyorsunuz. Oysa, sizi düşünen bankanız(!) sizden habersiz kap-kaç sigortası yapmış olabilir. Muhakkak araştırınız. Yıllık 60 ile 150 TL arası.)
-Yaratıcı fikirler (Banka, her hizmetine karşılık hesabınızdan bir kesinti yapmış olabilir. Bu bankanın hesaplardan tırtıklama yapmak için geliştireceği yaratıcı fikirlerine bağlıdır. Takasta çekiniz var ya da otomatik ödeme talimatınız gereği telefon faturanızın ödeme günü geldi ve bankanız size telefon açıp bilgi veriyor. Hemen 'ne güzel hizmet' demeyin, hesabınızı kontrol edin. Bilgilendirme ücreti olarak size açılan telefonun masrafı hesabınızdan tahsil edilmiş olabilir.)

Eğer bir de hesabınızı kullanıyorsanız, alınabilecek ücretleri saymaya bu sayfa yetmez. Kısaca saymak gerekirse, yukarıdakilere ek olarak; eft/havale ücreti (artık internet ve atm'den yapılan işlemlerden de alınıyor), çek/senet tahsil ücreti, pos kullanım ücreti, pos kullanmama ücreti, bilumum sigortalar, iletişim ücreti(?), vs.vs.vs. Bir de kredi kullanmışsanız; kredi dosyası ücreti(?), kredi istihbarat ücreti, değişmez kalem sigortalar, vs.vs.vs.

Şimdi şunu da söylemek gerekir. Bankacılık bir hizmet sektörüdür ve verdiği hizmetin bedelini alma hakkı vardır. Bu gerçekten doğru bir yaklaşımdır. Her hizmetin karşılığı alınmalıdır. Ama, verilen hizmetin maliyeti ile orantılı bir ücret alınması ve müşterinin kesinlikle ve kesinlikle verilen hizmetten haberdar edilmesi, rızası alınması gereklidir. Bankalar şu anda maliyetin yüzlerce katı masraf tahsilatı yapmakta ve sigorta poliçeleri müşteriye anlatılmadan, başka evrakların arasında kaynatılarak imzalatılmaktadır. Ve acı politika şudur: On müşteriden ikisi sesini çıkarmazsa kardır.

Müşterilerden alınacak ücret ve masraf politikasını bankaların üst yönetimleri belirler ve sigorta satışlarının ne şekilde yapıldığını bilemeyebilirler. Ancak, şube personellerine verilen gerçek dışı hedefler, hedeflerin gerçekleştirilememesi durumunda personelin iş akdinin feshedilme tehdidi ve devletin bu konudaki denetimsizliği, yaptırım gücünün kullanılmaması, personeli resmen hileli satışa yöneltmektedir. Bankalarda hesapları olan çoğu müşteri bu durumdan mağdurdur ve korunması gereklidir. Hükümet, tüm işlemlerin bankalardan geçmesine yönelik atılımlar yaparken, denetim mekanizmasını aktif olarak işletmek durumundadır. Bu konudaki müşteri şikayetlerinin hassasiyetle incelenerek, haklılık durumunda bankalara ceza verilmesi yıldırıcı bir uygulama olacaktır.

Benden size son tavsiye; banka hesaplarınızı mümkünse günlük, değilse haftalık olarak muhakkak kontrol edin ve rızanız dışında haksız bir kesinti yapılmışsa hemen şikayetçi olun. Sesinizi çıkarmazsanız emin olun ki devamı gelecektir.

Uyumayın, sevgiyle kalın.

 
Toplam blog
: 41
: 671
Kayıt tarihi
: 11.02.07
 
 

1972 doğumluyum ve bir bankacıyım. Hayatım boyunca en büyük hayalim bir yazar olmaktı. Ama, Türkiye'..