- Kategori
- Sosyoloji
Barış içinde yaşamak
Toplumsal düzenlerin değişimini hazırlayan süreç insanoğlunun bilimin verilerine ulaşmasını, doğmalardan kurtulmasını da gerekli kılıyordu. Ancak bu öyle pek kolay gerçekleşmedi.
Bilim adamlarının ulaştığı sonuçlar eğitime kolay girmedi. Avrupa’da Katolik dincilerin kurumları Cezvitler, başka bir eğitim kurumu olan Jansenistler bunlara hep karşı durdular. Cezvitler’de, tümevarım, doğanın gözlemi, olayların incelenmesi yasaktı. Jansenistler ise, insanoğlunun doğuştan kötü olduğunu varsayıyorlardı. Anadil eğitimine önem vermiyorlar, Latince eğitimi yeğliyorlardı. Fransız eğitbilimci, düşün adamı Rablais kilise anlayışına uyarlanmış doğmatik (skolastik) eğitimin karşısına doğal eğitimi yani, olaylara ve denemelere dayanan, çocukları yaşayış kavgasına alıştıran eğitim anlayışını koydu.
Sokrates, eğitimi geniş alanlara yaymak istedi, ama o günün yöneticileri buna karşı çıktı. Düşünce savaşı eğitimi halka iletmek isteyenlerle, bunun karşısına çıkanlar arasında olmuştur. Eğitimin “efendi”nin elinden alınıp topluma yaygınlaştırılması insanlığın yürüyüşünde yüzyılları aldı.
Böylesine uzun bir yoldan geçen insanlık Fransız Devrimi’yle laik eğitime ulaşır. Bu eğitim girdiği toplumlarda demokrasiyi doğurdu. Bilimsel buluşların eğitime girmesi böylece sağlanmış oldu. Avrupa’da Fransız Devrimi bunu başarırken biz de Atatürk’ün Aydınlanma Devrimi’yle laik eğitime ulaştık.
Özgür düşünceye, özgür inanca, çağdaş uygarlığa yöneliş ulusal yaşamda önemli bir aşamadır. Laiklik bu amaçlar doğrultusunda yurttaşına nitelik kazandırır.Birey, kişilik ve özgür düşünce olanaklarına laiklikle ulaşmıştır.Toplumlar laiklikle barış içinde yaşamaya kavuşmuştur. Kişi ve toplumdaki bu evrimleşme laik, demokratik, ulusal toplumlara ulaştırdı insanı.
Laiklik ulusal birliği sağlarken insanı, toplumu özgür de kılar. İnsanımızın özgürleşmesi özellikle kadınların özgürleşmesi Atatürk'le gerçekleşmiştir.Atatürk, bu gerçeği şöyle özetliyor: “Yeni yasalarımızda kadın özgürlüğünü güven altına alan ve aileyi sağlamlaştıran Yurttaşlar Yasası bu sözünü ettiğim zaman içinde yapılmıştır. O ülkü şudur: Türk ulusunu, uygar toplumlar içinde yaraştığı oruna yükseltmek ve Türkiye Cumhuriyeti’ni sarsılmaz temelleri üzerinde her gün daha çok güçlendirmek.” (Söylev,655/2-3)
Bu görev şimdi biz Atatürkçülere düşmektedir.