Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Eylül '16

 
Kategori
Güncel
 

Barışa kavuşmuş Suriye = federal veya bölünmüş Suriye

Barışa kavuşmuş Suriye = federal veya bölünmüş Suriye
 

Suriye bölünmesi zaman geçtikçe kaçınılmaz olacak.


Suriye iç savaşının sonucu: Suriye'de Mart 2011'de başlayan ve beş (5) yıldır devam eden iç savaş halkı mutsuz, alt yapısı harap, yirmi yıl (20) geriye gitmiş bir Suriye oluşturdu. 400 bine yakın ölü var. 4.5 milyon üzerinde Suriye'li memleketini terk etti. Suriye içinde 6.5 milyon insan göçe zorlandı. Kalan 13.5 milyon nüfusun yarıya yakını çocuk ve yardıma muhtaç. Barınma, beslenme, içme suyu, eğitim, sağlık, altyapı  sorunları var. Acımasız bir savaş oldu. Kimyasal savaş, sarin gazı ve varil bombaları, roketler dahil Suriye'de çok sayıda savaş silahı kullanıldı. Harp sahasını temizlemenin bir maliyeti olacak. Suriye adeta 3. Dünya savaşını geçirdi ve yardıma muhtaç durumda.

Komşular:Türkiye, Lübnan ve Ürdün göçmenlerden dolayı zarar gördü. Avrupa Birliği, AB, kendisine göç akışı olur diye tedbirler alıyor.

Bölgede olayları etkileyen devletler olarak ABD, Rusya, İran ve Türkiye, örgütler olarak İŞİD, ÖSO, YPG ve çok sayıda muhalif gruplar var. 

ABDiçin güvenlik ve ekonomi boyutlarıyla Suriye'nin hayati önemi yoktu. ABD, İsrail ve petrol akışı güvenliği için  tehlikesi az, idaresi daha kolay ve aralarında ihtilaf konuları olan küçük devletleri Ortadoğu'da  istiyordu. Ancak İŞİD'in Irak ve Suriye'deki yapılanmasını görünce Esad sonrası radikal İslamın Suriye'de iktidara gelmesi tehlikesinden endişelendi. Esasen ABD'nin Ortadoğu'daki yeni düzen fikri Libya ve Mısır'da istenmeyen iktidar değişimlerinden dolayı zamanla değişti.

ABD artık daha tedbirli. 1.6 trilyon $'ı aşan Afganistan ve Irak savaşları maliyetinin oluşturduğu bütçe açıkları ve toplamda yedi (7) bine yakın asker kaybı ABD'yi artık daha tedbirli yaptı. Obama, kendi döneminde, Afganistan ve Irak'taki askerleri çekeceğini belirterek Başkan oldu. Döneminde ABD askerini harp sahasına sürmeden olayları yönetmeye çalıştı.

Rusya,  ABD'nin kararsız, soruna çözüm getirmekten uzak politikasını gördü. Birleşmiş Milletler'de Esat aleyhine kararları veto etti ve Suriye ordusuna silah sağlamaya devam etti. İŞİD ile mücadele etiketi altında Eylül 2015'de Esad ile anlaşarak Suriye'ye müdahale etti. Muhalefete üstünlük sağlayacak gücü kalmayan rejimi güçlendirdi ve can simidi oldu. Muhalifleri zayıflattı. Akdenizdeki Tartus deniz üssünü ve Latakya'daki hava üssünü garantiye aldı ve takiben alandaki güçlerini geri çekti. Suriye parçalansa  bile Esad için belirli bir hakimiyet bölgesi oluşturdu. Rusya, Suriye'nin tüm Dünya'da birinci mesele  olmasından, Ukrayna meselesinin ve Kırım ilhakının geri planda kalmasından, süper güç olduğunu Ortadoğu'da kanıtlamaktan memnun.

İran, Esad rejimini destekliyor. Suriye üzerinden Lübnan'daki Şii Hizbullah'a silah, insan gücü yardımı yapıyor. Suriye'ye gönderdiği kuvvetin Şiiler için kutsal yerleri koruduğunu belirtiyor. İran lideri Ruhani savaşanların değil politikacıların çözüm üretecek olduğunu  ve savaşın Suriye'ye yıkım getirdiğini belirtiyor. Esad'ın iktidarda kalmasını ve Suriye'nin sınırlarının değişmezliğini, bütünlüğünü destekliyor. Gelecek hakkında Suriye için sadece Suriye insanı söz ve oy sahibi olsun diyor.

Türkiye, Esad'ın kısa sürede devrileceğini düşündüğü için rejim karşıtlarına destek verdi. 2.7 milyon Suriyeli göçmene ev sahipliği yapıyor ve bunun maliyeti oldukça yüksek. Her yıl 4000 $ kişi başı masraf yapsanız, toplam maliyet son üç yıl için bile 32 milyar $' ı geçiyor. Bu katkı Türkiye imkanlarını zorlayıcı seviyede. Türkiye'nin zaman içinde Esad'ın iktidardan gitmediğini gördüğü halde gerçekçi politika gereği politikasını değiştirmemesi zararına olmuştur. Ayrıca, 24 Kasım 2015'de Suriye yönünden gelen Rus uçağının düşürülmesi Türkiye Rusya ilişkilerini yaklaşık 9 ay felç etmiştir.

Türkiye'ye haksızlık yapıldı.  ABD, AB ve HDP tarafından ilk zamanlar Türkiye'nin  İŞİD'e yeterince müdahale etmediği söylendi.Türkiye'nin devşirilen İŞİD'cilerin Avrupa'dan, Rusya ve Türki devletlerden; Suriye'ye katılım rotası olduğu ve yeterince kontrol etmediği vurgulandı. Bu radikallerin kaynakları ve nasıl devşirildiği unutuldu. Temmuz 2015'den beri İŞİD, ABD'nin  Kuveyt ve Basra Körfezinden kalkan uçaklarıyla değil  İncirlik  üssünden kalkan uçaklarla vurulabilmektedir. Ayrıca, PKK, Güneydoğu'da Nusaybin, Cizre, Yüksekova  gibi yerleşim merkezlerinde Kobani benzeri kurtarılmış bölgeler oluşturmak ve Türkiye'yi Suriye'leştirmek, iç savaş çıkarmak amacıyla Suriye'deki olayların benzerlerini düzenlemiştir. Amaç, buzdolabına konan açılım sürecinin intikamını almaktır.

İŞİD, Batıya ve Yahudi'liğe karşı, 7. yüzyıl İslam yaşamını öne çıkaran çağdışı bir yapılanmadır. Avrupa'dan, Rusya'dan radikal islam üyeleri devşiren İŞİD abartılı bir dini güç olarak ortaya çıkmıştır. Sayıları,  söyleyenlere göre 9 bin (CIA) ile 200 bin (Mesud Barzani) bandındadır. Gerçekçi bir rakam etki alanı dikkate alınarak 30 bin sayılabilir. İŞİD, Dünya'nın her yerinde terörist olay yaratabileceği iddiasındadır. Ortadoğu'da Irak ve Suriye'de otoritesiz alanlarda gelişme alanı bulmuştur. Cihadcı'dır. ABD, AB ve Rusya, İŞİD'e karşı tavır almış ve 2014 Eylül'ünden beri  ABD her ülkeye  İŞİD'in yok edilmesine odaklanın demektedir. 

YPG, Kürt Demokratik Birliği PYG'nin silahlı koludur. Kuruluşu Temmuz 2012 sayılabilir. Suriye'de yaşayan Kürtlerin temsilcisi olduğunu Salih Müslim belirtiyor. On- onbeş (10-15) bin savaşçısı olduğu söyleniyor. YPG şimdiye kadar Esad rejimine karşı çıkmamış, İŞİD ile savaştığını beyan etmiş, Kobani'ye benzer şekilde savaşarak İŞİD'in hakim olduğu yerleri örneğin Rakka, ele geçireceğini ve şimdiye kadar kayıplarının 729 kişi olduğunu belirtmektedir.                                                                  YPG Kürtlerin tarihinde hiç gelmemiş bir fırsatın kendilerine geldiğini ve tüm Kuzey Suriye bandında hakimiyet kuracağını, uzun dönemde Kuzey Irak Kürt Bölgesi ile birleşeceğini düşünmüş ve uygulamaya geçmiştir. Uzun dönemde bu uygulamaya İran, Türkiye ve Esad Suriye'si (şu an suskun) karşı olabilecektir. ABD, Rusya ve İsrail bu oluşumu muhtemelen desteklemektedir. 

ÖSO, Özgür Suriye Ordusu, kuruluşu 29 Temmuz  2011'dir. Kendi web sayfasında kırk (40)  bin savaşçısı olduğu belirtilmektedir. Kuzey, Güney, Doğu, Batı ve Merkez operasyon bölümlerinden oluşuyor. Liderleri Suriye Ordusundan ayrılan General Salim İdris'tir. Her bölüm sivil-asker konseyi ve komutan içeriyor. Belirtilen YPG ve ÖSO dışında Suriye'de çok sayıda silahlı grup vardır.

Türkiye ne yapmak istiyor? Türkiye Özgür Suriye Ordusu'na destek vermek amacıyla 24 Ağustos 2016'da Suriye'ye girdi. Bir aylık dönemde 100 km genişliğinde 50 km derinliğinde yaklaşık beş bin (5000) km²'lik bir alan kontrol edilmek istendi. (Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti 3355 km²'dir). Söz konusu alanın korunması için ileride daha fazla kuvvet gerekeceği açıktır. 

Türkiye'nin insan, tank, silah kaybı şimdilik azdır. Ancak gerçek direniş henüz başlamamıştır. İlerde insan gücü ve askeri kayıplarımız artabilecektir.

Başbakanımız Binali Yıldırım, "Bölgedeki aktörlerle birlikte sorunu aşacağız". Çözümde "Suriye'nin toprak bütünlüğü korunacak. PYD yapılanması istemiyoruz. Mezhepsel, (Şii, Sünni, Hıristiyan), etnik (Kürt, Arap, Türk) ve bölgesel (Kuzey Suriye, Güney Suriye) yapıların birinin üstünlüğüne dayalı devlet yapısı olmayacak. Şu anda yaşanan kanlı problemin temelindeki arızanın giderildiği bir yapılanma tesis edilecektir" diyor. Bu önerinin yaşama geçmesi tabii ki istenir. Zaman içinde erişilen çözümü birlikte göreceğiz.

Türkiye kayıplarını sınırlamak için tedbirli olmalı.Türkiye, koalisyonu yanına almadan İŞİD'e karşı yok edici, nihai savaşa girmemelidir. Türkiye İŞİD'e karşı savaşan YPG 'nin  PKK bağlantısı olduğundan özellikle güney sınırında Kürt kanton oluşumunu tehlike olarak görmekte ve ABD'nin YPG'yi desteklemesini verilen silahların PKK'ya gideceği endişesiyle istememektedir.

Türkiye yol ayırımında iki olasılığa iyi bakmalıdır. Bu olasılıklardan birincisi Suriye'deki Kürt oluşumuna karşı çıkmaktır ve Hükümet bunu uygulamaktadır.

İkinci konuşulmayan olasılık Türkiye'nin Kuzey Irak gibi Suriye'deki Kürt  halkının destekleyeceği oluşumla uzun dönemde dost olmasıdır. Bu yaklaşımın gerçekleşmesi, Kürtlerin, bağımsız devlet yerine, Türklerle birlikte yaşama iradesi göstermesini gerektirmektedir.  Bu olasılık batı ile dost, petrolü olan  bir Türkiye ve Türk-Kürt yapılanmasını oluşturabilir. Özal'ın yaklaşımı muhtemelen bu tür bir yapılanmadır ve Türk, Kürt'ün gelişimini destekleyebilir. Böyle bir yaklaşım HDP  görüşlerinin gözden geçirilmesini, "Bağımsız Kürdistan" diyen PKK yaklaşımının rafa kaldırılmasını, terörün durmasını ve Kürt halkına güven duyan bir Türkiye Hükümetini gerektirmektedir. Bu olasılık, PKK ve uzantısı YPG yüzünden, "Türkiye bölünebilir, küçülebilir" endişesiyle destek görmemektedir.

ABD'nin tutumu önemlidir. Suriye sorununun ateşkes ve takiben uygulanmak istenen uzlaşma süreçleri dikkate alınırsa Ocak 2017'de göreve başlayacak ABD'nin yeni Başkanının tercihleri önemli olacaktır.

Sonuç olarak;Sınırında ve Türkiye içinde olan bombalı saldırılardan sonra Türkiye İŞİD ile savaşmayı tercih etti ve YPG'nin güney sınırında genişlemesine karşı çıktı. Uzun dönemde İŞİD'in etkinliği Suriye'de yok edilirse, ateşkes sağlanabilir. Takiben Suriye, Kürtler, Esad Yönetimi ve ÖSO arasında bölünebilir veya federal çatı altında kalmaları sağlanabilir. Doğal olarak Esad savaş öncesi tüm Suriye'yi isteyecektir. Ancak sahadaki kazanımlarını kimse bırakmayacağından Balkanlarda Yugoslavya'nın bölünmesi gibi bir çözüm Suriye'de beklenebilir.

Suriye Çözümü: İleride harap olmuş Suriye'ye refah planlarıyla birlikte çözüm sunabilecek önerinin hayata geçirilebilme olasılığı daha yüksektir.

Birinci çözüm Federal Yapılı, tek Suriye;  ABD önerileri, netice de Suriye'ye refah için Marshall yardımı gibi yardım içermesi durumunda ve  Rusya, İran ve Türkiye'nin kısmi itirazları olsa da, ana istekleri "Evet" olarak karşılanırsa uygulanma imkanı bulabilecektir. Bunlar Rusya'nın Suriye'de üslerinin olması, İran ve Rusya'nın desteklediği Şii Baas yönetiminin Federal Yönetimde lider olması, Kürtlerin federal çatı altında kalması ve Türkiye'nin Özerk Kürt yönetimlerine muhalefetinin belirli düzeyde karşılanması ve İran'ın Hizbullah ve Şii Suriye bağının devam etmesidir. Bu çözüm ABD ve AB'nin idaresi kolay, merkezi yönetimleri zayıflatılmış ülkelerin Ortadoğu'da  olması ana isteğini karşılamaktadır.

İkinci çözüm; Parçalanmış Suriye'dir. Federal yapı şemsiyesi altında çözüm olmazsa uzun dönemde Suriye'yi aralarında sorunlar olan birkaç ülke olarak görebiliriz. Bu çözüm birbirleriyle anlaşamayan Bosna-Hersek, Slovenya, Kosova, Sırbistan, Hırvatistan, Makedonya, Karadağ ülkeleri içeren Balkan çözümüne benzer olabilecektir. Bu parçalanmada Baas Şii Suriye'si, Özerk Kürt Bölgesi, Sünni Suriye, hatta radikal İslam cazibesine sahip, batı tarafından kontrol edilebilen küçük bir dindar İslam devleti ilavesi de olabilir.İç savaş devam ettiği, ihtilaflar beslendiği sürece uzlaşma olasılığı azalacağından ikinci çözüm olasılığı yükselecektir.

Suriye'de hangi şirketler iş yapacak?  Suriye 3. Dünya savaşından çıkmış gibidir ve gelecek on yılda eski haline gelmesi için 250 milyar $ üzerinde desteğe ihtiyacı vardır. Bu maddi imkanı ABD veya AB müştereken sağlayabilir. AB siyaseten geri planda olduğundan çözüm ABD becerisinde saklıdır. İş alacak, Suriye'yi imar edecek şirketler, yardıma katkı yapan ülke şirketleri olabilecektir.

 
Toplam blog
: 182
: 1556
Kayıt tarihi
: 14.10.12
 
 

Elektronik Y.Mühendisiyim. Teknik alan dışında Tasarruf ve tutumlu yaşam, Kişisel Finans Yönetimi..